benim için bir tespit, ancak bu tespit türk futbolundaki A takımı, B takımı için değil bütün takımlar adına geçerlidir, sırf bu nedenle yaklaşık 4 yıldır doğru düzgün maç takip etmem, insanda hiç bir zevk uyandırmıyor, milyon liralık oyuncuların baklavasına halı saha maçı yapıyormuş kıvamındaki tavırları insanı çileden çıkartıyor. Lakin durumun bu boyuta taşınması yine biz taraftarlardan kaynaklanıyor, zira biz kaliteden çok markaya önem veriyoruz. Şu an türk futbolu için milyonlarca liralaya transfer yapılabildiği halde doğru düzgün bir futbolcu yetiştirme alt yapısına değiliz, şu an istatistik verecek değilim bu kadar bilgiye de sahip değilim ancak türkiyede amatör-profesyonel olmak üzere binlerce lisanslı oyuncu var ve birçoğu keşfedilmeyi bekliyor ama bizim takımlarımız ünlü sayılabilecek bir transfer yaparak reklam ve kendince gelir temin etme mantığında olduğu için argeye ve altyapıya gereken önem verilmiyor. Netice-i kelam reklam ve ambalaj için alınan futbolcularda sahada reklam yıldızı gibi boy gösterip parasını alır keyfine bakar. Bizde bütün bu bildiklerimize rağmen halen kendimizi kandırmaya devam eder birbirimizi yenebiliyor diye sözde sevinç gösterileri yapar, avrupa takımlarına karşı kaybeden takımlarla da dalga geçme imkanı buluruz. Çünkü sporda centilmenlik ve ahlak böyle oldu değilmi.
Sorunun arz talep olduğu gerçeğidir, zira taraftar neyi istiyorsa klüpler onu vermektedir. ayrıca yetenekli futbolcular olmasına rağmen türk futbolunda edindikleri saldırgan tavırlar, küfürlü konuşmalar ve hırçın davranışları nedeniyle gittikleri avrupa takımlarında tutunamamalarının en büyük sebebidir.
Takımdan şutlandıklarında anlarlarki avrupada mesele en iyi topçu olmaktan ziyade önce saygılı olmak ve sporcu ruhu taşımaktır. ancak bu bilgi geç gelen bilgidir.
