hiç bir demokratik kanun ülkesinde olmayacak şekilde türk futbolunun geldiği içler acınası durumdur.
galatasaray ve trabzonspor'a söylenenler ortadadır;
bu başlıktaki güç nedir bu güç yeri geldiğinde,
paradır.
çıkar ilişkileridir.
al gülüm ver gülümcülüktür.
biz şikeli de olsa oynarız istemeyen çeksin gitsinciliktir.
kanunlar bize işlemezciliktir.
kanunları konjonktüre göre değiştiren değiştirebilen başka bir ülke gösterilebilir mi acaba?
kanunlara gerek olmadığını gösterdi bize tüm bu olaylar.
sonuç olarak kanunlar belli takımların belli grupların malımıdır, dere geçerken at değiştirir gibi kanun değiştiriliyor, tek endişeleri para.
fenerbahçe olmadan lig olmazmış, kabullenmeyenler her hafta kendi arasında maç yapsınlarmış
kesinlikle doğru türk futbolunu güçlüler yönetir. fenerbahçe en güçlüsü olduğu için biz yönetiriz türk futbolunu. "yat deriz" yatarsınız, "ver deriz" verirsiniz. daha ne kadar sürer bu hezeyanlar bilemiyorum çok üzülüyorum hem futbola hemde diğer takım taraftarlarının bu haline.
bence biran önce fenerbahçe yönetimi olarak her türlü riski göze alarak önümüzdeki sezon bank asya 1.ligde oynayacağımızı belirtmeliyiz. yeter artık koskoca asırlık çınarın goldsit koltuklarında oturan sivilceli ergenler tarafından hakarete uğraması. bizde taraftar olarak bıktık artık çok s*kimizde sanki sizin liginiz, kupanız, temiz futbol anlayışınız.
galatasaray ve trabzon kıçındaki dona baksın önce.
şu konuda son zamanlarda en iyi duruşu sergileyen beşiktaş kulübü oldu. hiç değilse bu kadar ağlayıp sızlanmıyorlar.
rakibinin başarılarını tebrik etmeyip şaibe arayan, galatasaray' ın juventus' u 2-0 yendiği gece, resmi sitede samandıra' ya yapılan çatıdan bahseden sevimsiz, antipatik başkanların alevlendirdiği bir kıvılcımın günümüze yansımasıdır.
elbette tek mimar bahsi geçen şahıs değildir, tribünde oturmak ve yönetimde yer almak arasındaki farkı kavrayamamış herkes, günümüzde gelinen noktadan bir biçimde sorumludur.
yanlış önermedir. gücün yönettiği artık futbol değildir. futbol, sonucu önceden bilinmediği için futboldur. diğerine isterseniz tiyatro diyebilirsiniz.
yönetenler sadece kulüp başkanları ile sınırlı değildir. eskiye bakılırsa çok büyük paraların döndüğü görülecektir. mesela:yayın gelirleri, bahis, havuz sistemi, borsa hisseleri, futbolcuların kazandığı paralar olarak örnek gösterilebilir.
yayın gelirleri olarak 321 milyon dolar gibi bir para ile kazanılmış bir ihale var. şahsi düşüncem olarak bu kadar parayı gözden çıkarmış bir kurum kimin maçı kazanmasını da isteyebilir.
bahis olayı zaten birçok kez patlak verdi. örnek olarak eski trabzonspor futbolcusu gökdeniz karadeniz iddia ile ilgili ceza almıştı ki karlı iş riskini göze alan bence çok futbolcu vardır. ayrıca bir milli takım oyuncusunun da iddia bayisi olduğunu duymuştum ama bu oynadığı anlamına gelmez.
havuz sistemi ile kulüplerde artık çok fazla para kazanıyor. aslında havuz sistemi otomatik olarak hepsine bağlı ne kadar yayın o kadar gelir mesela.
şimdi bunların ne ilgisi olabilir diyebilecek arkadaşlar için hepsini bağlamak istersek güçlü olan bu dengeleri ayarlıyor. kimden ne kazanacağını hesap edip güçleri ona göre yönetiyorlar. bu sadece türkiye de olan bir durum olarak görmüyorum. dünya bazında çok büyük paralar dönüyor. bunları yönetenlerde işine gelene yön veriyor
Bir taktik, yetenek ve efor savaşı olması gereken Futbol'un, sadece Türkiye'de değil, Dünya'da da sekteye uğramasıdır.
Madem Şikeye teşebbüs dahi ceza gerektirir, Ajax'ın elenmesi, Hırvat takımının Fransız takımında 7 gol yemesi de incelensin. Altından birşey çıkars... Ehem ben ne diyorsam? Platini ve Blatter'in Fransız takımı aleyhine iş yapması saçma geldi şimdi birden.