türk futbolunu bataklığa sürükleyen isimler

entry16 galeri0
    1.
  1. (bkz: aziz yıldırım) *

    dediğim gibi, fenerbahçeliyim ve aziz yıldırım'ın, yıllarımı verdiğim fenerbahçe'me başkanlık yapmasından iğreniyorum.

    mafyavari ilişkilerinden, azarlamalarından, hesap sormalarından, futbolu kirletmesinden ve alex gibi bir efsaneyi aykut kocaman gibi silik bir herife değişmesine inanamıyorum, bunu da saçma sapan bahanelerle (telefonda twit, bacak bacak üstüne, doğvu mu samet) kapamasından tiksiniyorum. ikiyüzlü tavırlarından, diktatör misali başkanlık koltuğuna yapışmasından bıktım.

    ali koç gibi, abdullah kiğılı gibi isimleri harcamasını nefretle ve esefle karşılıyorum.

    koca bir takımı düşmanca ilişkilere sürüklemesinden tiksiniyorum, avrupa'da bize sikindirik bir çeyrek final dışında başarı kazandıramamasından ise nefret ediyorum, buna ise türlü bahaneler sunmasını midem kaldırmıyor.

    evet aziz yıldırım, senden nefret ediyorum, ve bu takımın yakasını bırakana kadar da nefret etmeye devam edeceğim.
    15 ...
  2. 2.
  3. 7-8 yabancı topçuya izin veren federasyon.
    3 ...
  4. 3.
  5. 3.
  6. Mehmet Baransu
    Beyaz TV
    Serhat Ulueren ve Taifesi
    Rasim Ozan Kütahyalı
    ve tabiiki
    Yeeeteeeeerrrr Yıldırım Demirören.
    0 ...
  7. 4.
  8. 5.
  9. 6.
  10. yıldırım demirören'dir net.
    0 ...
  11. 7.
  12. içerisinde mutlaka yıldırım kelimesi bulunan isim soyisim kombinasyonlarıdır.
    1 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. herkesin bildiği isimlerdir. ama bu biraz da bizim kültürümüzden, futbol anlayışımızdan kaynaklanan bir şey. milli takımın bu kadar kötü olmasında en büyük etken, türk futboluna gereken önemin verilmemesi ve altyapıdan itibaren insanların yetiştirilmemesidir. çok yetenekli çocuklar oluyor mesela, televizyonlara çıkıyor bazen. onlar da hep büyük yabancı kulüplerin altyapılarına gidip katılıyorlar çünkü türkiye'de onlara gereken destek verilmiyor.

    türk futbolunda bir anlayış daha var mesela. doldur boşalt mantığı. ben hiçbir türk takımında bir sistematik göremiyorum yıllardır. bir sistem olsa bile maç anında karar verirken tamamen haybeye atılıyor o top bir yerlere. olur olmadık yerlerden şut vurmalar, gereksiz uzak paslar falan. bunda kadronun ve teknik direktörün asla stabil kalmamasının da payı var. her yenilgide 'teknik direktör gitmeli mi?' diyen bir milletiz, ne bekliyoruz yani? ne bekleyebiliriz daha doğrusu? öyle diyenlerin hiçbirisi çocuğunun ilkokul öğretmeninin her sene değişmesini istemez. gerekçe olarak da 'çocuğu bilen tanıyan, onlarla iyi iletişim kurmuş bir öğretmen ne diye değişsin ki?' cümlesini gösterir. aynı şey futbol takımı için de geçerli pezevenk. hem de daha fazlasıyla.

    futbolu fanatik'ten, fotomaç'tan takip eden bir taraftar oldukça da bu sistem yürümez. yazılanların %80'inin yalan olduğu gazeteler bunlar. bunu bile bile millet bu haberleri okumaya bayılıyor. sanki ronaldinho fenerbahçe'ye gelse bir bok yiyebilecek tek başına. futbolun bir ekip işi olduğu aşikarken böyle yıldız oyunculara bel bağlanması çok abes. en basitinden beşiktaş'ın bu haftaki maçında 5 golün 3'ünü hugo almeida attı. eee? o paslar o adama gelmeseydi o adam bir bok mu yiyebilecekti? yapmayın allahınızın aşkına?

    bir de tabii ki eski hakemlerden eski futbolculara ve vasıfsız işçi statüsündeki insanlara kadar herkesin ekmek kapısı konumuna gelmiş spor yorum programları var. her kanaldaki spor yorum programındaki yorumcu kadrosunu sayabilecek zibilyon tane adam var piyasada. bu adamlar olmuş bitmiş maçların arkasından 'o pozisyon ofsayttı, aslında şu pozisyon penaltıydı.' diyerek senin benim vaktimi alıp zittigilyon lirayı da cebe indiren adamlar. hakem öyle görmüş maçta, öyle düdük çalmış, senin bunu değiştirebilme şansın var mı peki? yok. yoksa sus amına koyim, bizim millet çok meraklı bu spor yorum programlarına nedense. spor dediğime de bakmayın, bu ülkede spor=futbol olarak algılandı hep. erkek çocuklar hep böyle adım attı spora. kimse ciritle, koşuyla, yüzmeyle, bisikletle falan adım atmadı. bunlar temelden gelen şeyler. abd'nin olimpiyatlarda bu kadar başarılı olmasının altında nüfusunun 300 milyon olması, kuzey amerika'nın spora elverişli iklimi ve toprak yapısı değil işte tam da bu yatıyor. ha bir de tabii zencilerin doğuştan ve fizyolojik olarak beyazlara göre kas yapılarının güçlü olması var ki bu da tanrı vergisi bir şey. sonra kızların 'kaslı erkek' merakını içimize sindiremiyoruz elbette. futbolla kas mı yapılır ulan? futbol en sahtekar spor dalıdır. zaten futbolcuların çok büyük bir çoğunluğunun da steroid kullandıkları da bilinen ve söylenen bir şey. her gün 10 mekik çekseniz 3-4 ayda görünebilecek derecede karın kası yaparsınız. bunu ben söylemiyorum, tıp camiasındaki en tanınmış fizyoloji kitaplarından birinin spor hekimliği ünitesi söylüyor. rus kızlarına hepimiz hastayız, neden çünkü tay gibiler, güzellikleri yanında cabası. tay gibi olmalarının sebebi kalıtımsal olması veya slav ırkının seçilmiş ırk olması değil. rus eğitim sisteminde her çocuk bir spor dalına yönlendirilir okula başlamasından itibaren. bizdeki gibi 'eti senin kemiği benim.' denilerek ilkokul öğretmenine teslim edilmez çocuk. çocuk psikolojisi ve bireysel psikoloji hakkında hiçbir şey bilmeden kurulan bir eğitim sistemi batılı geçinen hiçbir ülkede yoktur bana kalırsa.

    konudan saptıktan sonra, iddaa'ya da değinmeden geçmek istemiyorum. iddaa, nispeten geç gelmiş bir bahis türü ülkemize. tabii bunu getiren her zamanki kurnazlığıyla akp hükümeti oldu. adamlar para gelecek yeri biliyor sonuçta. her milli piyango çekilişinden kaldırılan paranın haddi hududu bilinmiyor sonuçta. iddaa denen şey de yabancı ülkelerdeki bahis oyunlarının yanına yaklaşamaz. gerek oranlarıyla gerekse de sistemiyle. milleti soyup soğana çeviren bombok bir şey. moonlight sonata'nın ilk defa bahis oynayacaklara tavsiyeler gibi bir entry'si vardı, epey uzun bir şekilde yazılmış. onu bulup okuyun, soğursunuz iddaa'dan. 11 kişinin bambaşka psikolojilerle girdikleri bir 90 dakikanın sonucunda kaç gol atılacağına bahse girmek, hem de bu boktan oranlarla, ne kadar basit ve düşük bir hareket değil mi sayın okurlar? bence de öyle.

    işte bu yüzden ya da bu sebeplerden dolayı dostlar, türk futbolu gelişemez. her jenerasyonda bir hakan şükür çıkmıyor sonuçta maçı kurtaracak.
    0 ...
  16. 10.
  17. 11.
  18. 12.
  19. (bkz: doğru mu samet).
    yalan deseydi bunlar yaşanmayacaktı. hep onun başının altında çıktı.
    0 ...
  20. 13.
  21. şikeyi yapan, göz yuman, şike yaptıkları tespit edilen kulüplerin cezalandırılmayıp şikenin kulüp için suç olmaktan çıkartılmasını sağlayan ve buna göz yuman, tepki göstermeyen herkestir.
    0 ...
  22. 14.
  23. türk futbolunun kendisi bir bataklık. bence topyekün türk futbolu feshedilmeli. iyi kötü futbol içinde görev alan herkes afaroz edilmeli. sıfırdan bir yapı kurulmalı. tabi bunu kim yapacak, öyle bir imkan yok?
    0 ...
  24. 15.
  25. kıza ve öz olarak futbolun sadece sahada oynandığını, sahadaki "oyunun da" kayıtsız şartsız adil olması gerektiğini sindirememiş ve haliyle toplumca sindirilmesini de istemeyen insanların sahip olduğu isimlerdir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük