her yaz tranferlerle ve sezonun başlamasına kalan süre azaldıkça kat kat artan heyecanım olurdu ama bu sezon zerre heyecan veya mutluluk hissetmedim. takımımın 2 maçını izledim ve geçen senelere göre daha az heyecanlı olduğumu farkettim. bunun kendimce sebeplerini sıralayacağım. bunun en büyük nedeni 30 yıldır gizli şekilde süren veya görüldüğü halde yok sayılan şike olaylarıdır. bu hafta bile bu olayla karşılaştık hepimiz. Quaresma'nın sarı kart gördüğü pozisyonda podolski'nin sadece uyarılıp maça devam etmesi birçok şeyi gözler önüne serdi. veya birkaç sezondur galatasarayın gelenek haline getirdiği sezon öncesi hükümet ziyaretleri gerçekten midemi bulandırıyor. sonraki neden olarakta passorant'ı söyleyebilirim. geçen sene aldım ama bu sene yenilemedim. nedir bu yani kardeşim, ben turnikeden geçerken yukarıdaki ekranda resmim çıkınca güvenli bir yerde olduğumuzu mu anlamamız gerekiyor. siz karışmayız kardeşim zaten biz tribünde omuz omuza güvenli bir durumdayız, kimse kimseye birşey yapmaz orada. veya bileti internetten alınca üst düzey bir müsabakaya mı girip yapmış oluyoruz. belki ben biletin satışa çıkacağı gün işe/okula gitmeyip sabahın köründe ilk otobüsle bilet gişesine gitmeyi seviyordum. neden böylesine soğuttunuz bizi futboldan? bugün güzelim istanbul'u buram buram rant kokutan herifler futbolun başına geçip iş adamı olmuşlar, maçtan sonra köfte ekmek alacak para bulamayıp yine de eve mutlu dönen insanları üzüyorlar.