2 takımı şampiyonlar ligi'ne, 3 takımı avrupa ligi'ne diyerek 5 takımla sezona başlayan, daha bismillah ön elemelerdeki ilk maçlardan sonra şampiyonlar ligi'nde 1, şampiyonlar ligi'nden elenenle birlikte avrupa ligi'nde de 2 takımı kalan futbol.
yazdığım bir maniyle tanımladığım türkler için enteresan ama dünyada kimsenin şeyinde olmayan bi futbol türü.
içinde emre bölözoglu volkan demirel gibi kaptanlar barındırır.
şampiyon olmak için bir adet şike, sınırsız teşvik, eyyamcı hakemler, lobi fobi hobi ve ligtv tatmin olma paketiniz tanımlı olmalıdır.
varın siz tanımlayın artıkın işin ahlaki boyutunu.
sikko bir ligin sikko kupası
şifresiz eylemiş tayyibün damadı
dakika otsbir bi şut çıkmamış
maç içinden dizi tanıtımı çıkmış
sikko bir ligin sikko derbisi
alemde de adına el sikko denmiş
aut atışını görene ayda 89 tele
golünde gol dyo sarısında rize
Oyuncuların, gerek disiplinsizliginden ve gerekse temelsizliginden iyiye gitmemektedir. Özellikle avrupa kupalarında hiçbir takımımızın kalmadığı bir donemde, oynanan oyunlardan memnun olunmak sadece iyimserliktir.
Türk futbolunun biraz parladigi donemlere bakilinca, mutlaka dünya capinda usta oyuncularin takimlarimiza geldiklerini görürüz.
Ista ayakli yabanci oyuncular olmadan bir başarı yakalayamadik. Hagi, karlos, ortega gibi usta oyuncular, yerli oyunculara bir nevi ornek olmuşlardır.
Uzun müddet ertelenmelidir. Belli ki beceremiyoruz biz bu işi. illa bir spor dalında birbirimizi yiyeceksek bu basketbol olsun. Belki gelişmesine katkıda bulunuruz ama türk futbolu iflah olmaz.
türk basketbolu gibi; genelde seyirci kaynaklı olan sorunlar yüzünden leş gibi bir şeydir.
fenerbahçe otobüsü kurşunlanınca "ölsünler" diyebilenleri gördük. maç sonrasında kaza kurşunundan ölen random insanlar; küfürde çığır açmış fanatikler, saygısızlık, tahammülsüzlük.
türkiye'den sik olmayacağının bir kanıtıdır. futboldan başka ilgi alanı olmayan bir ülkede en azından bu işin usulünce yapılmasını beklersiniz. brezilya'daki gibi bir sanat; nba'daki gibi coşkulu bir gösteri olmasını beklersiniz. lakin bu türkler ellerini attıkları her şeyin içine ettikleri gibi futbol ve basketbolu da kirlettiler.
Orhan Şam : 3.5 milyon euro
Tarık Çamdal : 4.75 milyon euro
Yekta Kurtuluş : 3.75 milyon euro
ismail Köybaşı : 5.5 milyon euro
Mehmet Topuz : 9 milyon euro
Serdar Kesimal : 4.5 milyon euro
Hasan Ali Kaldırım : 3.75 milyon euro
yiğit gökoğlan : 2.5 milyon euro
Sonra kaliteli yabancı transferlerine bakıyoruz.
izet Hajrovic : 3.5 milyon euro
milos krasic : 7 milyon euro
michal kadlec : 4.5 milyon euro
rodrigo tabata : 8 milyon euro
lucas ontivero : 2 milyon euro
blerim dzemaili : 2.35 milyon euro
Yerlilerden hiçbiri şampiyonlar liginde forma giymemişti büyük takımlara transfer yapana dek. Aziz yıldırım, ünal aysal, fikret orman, yıldırım demirören hep "avrupa" lafını ağzından düşürmeyen adamlar. Aldıkları yerliler ise orada ne yapacağı belirsiz, takımlarında vasat üzeri sezon geçiren isimler. Hepsinin ortak yanı şu : takımda aksak bir yer olur, yerli biri azıcık sivrilir, çok azıcık ama. azıcık sivrilmeyi bile başaramayan diğer kabiliyetsizler yüzünden bu adam el üzerinde tutulur. Orhan şimdi nerede ? Mehmet ne yapıyor ? Fener seneye şampiyonlar ligine gitti diyelim. Caner de sakat. Sol bek hasan ali mi ? Ya da kadlec ? Galatasaray için de geçerli aynısı. Tut ki sabri sakatlandı şimdi. 10 maç sağ bekte tarık çamdal mı oynayacak. Beşiktaş son dönemde güzel transferler yaptığı için onları işin dışında tutuyorum.
Dönelim yabancılara, süperstarlara. Hayrovic denilen adam isviçre liginde fena sayılmayacak bir oyuncuydu. Bu adamı alacaksan, devre arası almazsın. Sene başı alırsın, kiraya kulübünde bırakırsın. Ya da pilot kulübün vardır, gönderirsin. Sen adamı isviçre liginden aldın, şampiyonlar liginde oynayan takımın 11' ine sokmaya çalıştın. Ha hayrovic çok mu iyi ? Tabii ki değil, bu takım 3.5 milyon euro' ya ne oyuncular aldı tarihinde. Krasic konusunu konuşmak bile yersiz, yabancı kazıklarında ontivero ile kafaya oynar. ontivero kazığın küçüğüdür, ama öyle sivridir ki, acıtır. Tabata, kadlec, dzemaili takımlarına nasıl katkılar verdi ? Bu paralara daha iyisi alınamaz mıydı ?
Ontivero' ya 2, Hajrovic' e 3.5, Telles' e 6 verilen dönemde Olgun-genç yani 23-24 yaşlarında, şampiyonlar liginde 2 kere boy göstermiş adam alınamaz mıydı ? Ya da tabata yerine 8 milyona daha iyisi alınamaz mıydı ? Mehmet yerine peki ?
Seneye yabancı sınırı kalkacak. Galatasaray bonservissiz adamlara yönelir, 3-5 tane iyisini kapatırsa ve eldeki gereksizleri çıkarırsa iyi olur. Fener' in iyi bir teknik direktöre, diego' yu göndermeye, emre' yi yedek oyuncu yapmaya ihtiyacı var. Bir de 32 yaş üstüleri temizlemeye.
Beşiktaş' a akıl verecek kadar bilgili görmüyorum kendimi. Adamlar öldü bitti denilen yerden liverpool eleyecek noktaya geldiler. Şu 3. büyük gibi davranma olayından vazgeçerse takım, 3 büyükten biriyim ben mesajlarını verirse güzel günler görecekler. O opare denilen adam boş biri değil, töreydi, tolgaydı derken iyi yapılandılar. Seneye ba' yı tutup çok iyi biriyle yedeklerlerse, atiba' nın yerine melo tarzı birini bulurlarsa çok can yakacaklar.
Özetle, amk türk futbolunun ya. Bundesliga 2 izleyin, mis.
taraftarların iğrenç atışmaları bile türk futbolundan nefret etmek için başlı başına bir sebep olabilir. yaklaşık üç aydır ülke futbolunu takip etmiyorum ve bu kararı keşke daha önce alsaymışım diyorum.
ölmüş ağlayanı yoktur. gerçi benim de sikimde değil de burdaki andavallar için bir kez daha soylemek istedim. ligtv nin bu lige yurek dayanmaz temalı reklamlarindan gaza gelip burada salak salak entryler kasmayin. yok 3 buyukler kiran kirana sampiyonluk yarisina girmisler de, bu buyuk yaris son haftaya kadar surecekmis de bilmem ne..
onune gelen hoplatiyor bizim takimlari artik. uzun bir sure de boyle devam edecek. kimse hayallere dalmasin, kapilmasin.
3 yıldır takip etmeyi bıraktığım sektör. sektör diyorum yada şirketler zinciri. cm 2002-2003 ile başladı futbol sevdam, oyunda 3 aylık kariyer yapamayacak adamlar yönetiyor kulüpleri ve federasyonum ben diyerek alıyor kararları.
yanlış politikalarla birlikte son alınan 11 yabancı oyuncu olayından sonra bitmiştir türk futbolu. yöneticiler birazcık fm, cm oynasa bu kadar aptallık etmezdi. genç oyuncuya yatırım yapmak yerine 33 yaşında oyuncu transfer edip, üstelik bonservisine para verip (ki bu direk zarar, adamı satamayacaksın da sonrasında) forma geliri peşinde koşmak aptallıktır. maddi anlamda türkiye'de oyunculardan alınan vergi yüzde 15 dolaylarında. ingiltere ligi yüzde 55 mesela. bu sebepten ingilterede yıllık 3 trilyon alan adam türkiye'de yıllık 2 trilyon verilse razı oluyor. aynı katar ligi gibi olacağız uzun vadede. 30 yaş üstü kondisyon eksiği olan ama yıldız, adı duyulmuş bir adamı getir. üstelik 3 yıllık sözleşme yap, 3. yılında zaten adam duracell reklamındaki sıradan pil gibi koşamıyor olsun... sonra vay efendim türkiye'de futbol. milli takım çok kötü.
gençlere yatırım yapılmamakta. devletinde eksiği var bu noktada. spor tesisi açmak yerine futbolu şirketlere emanet etti. spor bölümleri, besyolar sadece kaslı, kasıntı adamla dolu. devlete güvenecek olsak, belediye takımları bile kalmadı. türkiye'de futbol şirketleşti. borç batağındaki kulüpler ki her kulübün borcu olur ama türkiye ligindeki 3 büyük kulübün mevcut borcu değerinin üstünde ki bu değer zaten nakit anlamına gelmiyor. oyuncular satılacak olsa elde edilecek para. hayali yani. bu yüzden 3 büyüklerin şike davası bir türlü sonuçlanmıyor. onlar ceza alır yahut ligten düşerse, mum dikeceğiz. bu kadar vasat yönetim diğer liglerde görülmeyen bir tablo. çünkü bir alay ahmak ordusu yönetiyor takımları. bildiğim kadarıyla tek borçsuz kulüp gençlerbirliği. diğer borçlu kulüpler anonim şirketi olup, halka arza geçtiler. elinde nakit olmayan takımlarımız halk hisse satın alsın diye ağlamaklı sızlanıyorlar. tek gelirleri tv geliri ve sponsorluklar haline geldi. birde işte story açıp lisanslı formayı 100 liraya kakalamak. tribündeki destekte çekiliyor yavaş yavaş. geliri tv'ye ve reklama bağlamakta uzun vadede ahmaklık. futbola olan ilgiyi azaltmakta ve futbol artık taraftarlıktan çok iddia oynamak için elverişli bir zemin haline geldi.
11 yabancı olayına türkiye'dekilerde kendini geliştirsin! diye bakan sığırlarda mevcut. hatta avrupa'dan örnek verirler. vay efendim almanya'da takımın yarısı fransız. tamam dostum da, avrupa takımları avrupa birliği (ab) kapsamındaki oyunculara yabancı gözüyle bakmamakta. yani avrupa liglerinde yabancı demek, avrupa birliği üyesi olmayan ülke oyuncusu demek. türkiye'den, brezilya'dan, fildişi sahilleri'nden. kota da 2 oyuncu ile sınırlı. alman takımının hepsi fransız olsa bile, almanya'da yetişen oyuncuda gidip bir fransız takımında top koşturabiliyor bu sefer fransa'da bir takımın hepsi alman oluyor. yani avrupa'yı örneklendirirken de akıllı olmak lazım. türkiye'de 11 yabancı oyuncu dedikten sonra, türkiye'de yetişen oyuncuların gidecek bir yeri var mı? yok. arap birliği falan kurup, orada top koşturtacaklar anlaşılan.
mesut özil'e kızmakta yersiz, türkiye vatandaşlığı kabul edip avrupa takımlarında yabancı kontenjanına takılıp brezilyalı yiğidolarla zor bir rekabet ortamına girmektense kendisini avrupa'ya teslim etti.
ayrıca son yıllarda kulüpler şirket olup eline yüzüne herşeyi bulaştırdıktan sonra maddi denetim olaylarına girildi. aynı sistem avrupa'da zaten mevcut. kulübe değerinin belli bir yüzdesinden fazla harcama yaptırmıyorlar. mantıklısı da bu. bugün fenerbahçe tüm oyuncuları satsa 1 katrilyon para etmez. ki satsa diyorum. farzı misal. ortada sıcak para yok. ama aynı kulüp 1 katrilyon borcun altına girmiş durumda. galatasaray için durum çoook daha vahim. beşiktaş'ında çok bir farkı yok.
milli takımdaki başarısızlıklar ülkenin futbol politikasının sonucudur. ülkende oyuncu yetiştirmez de almanya'da yetişen adam 'allah'ım inşallah türkiye'yi seçer' diye beklersen bu tembellik olur. oluyorda. mevcut takımların teknik direktörleri bakkal çırağı tipli adamlar. ne bir eğitim var, ne bir kariyer. sadece adı var. o takımdan bu takıma senede 3-4 takım değiştirirler. tanıdıkları var, camiada ağırlıkları var. anlaşmaları bağlıyorlar. bu torpil, adam kayırma olaylarının da bir sonucudur. insanlar haketmedikleri koltuklara getirilince tabi ki herşey boka saracak. bu bariz.
türkiye'de sporcu olmak zaten güç. futbolcu olmak tek umuttu, hayaldi. onunda içine ettiler. tebrikler. 11 yabancıymış. bankalar kulüplere hacze giderse yöneticileri de ithal ederiz artık. milli takıma da şöyle sağlam bir alman disiplini lazım. para bok nasılsa, veriyor bankalar kredi. bulalım bir alman.
bu kafayla 2002'de dünya 3.'sü olduk diye gezeriz sene 2020 bile olsa...
edit: tv gelirinden ne gelecek sanki? demiş birileri. daha çok derbi maç olur, daha çok kişi digitürk alır diye ligin sistemini değiştirdiler. ilk 4 kendi arasında tekrar maç yapacak diyerekten. be hey akıllı bıdık.
Şikeden, federasyondan bağımsız konuşuyorum. Sorunun yanlış yerde arandığı, çözümlerin yanlış üretildiği futboldur türk futbolu.
Öncelikle, kesinlikle türk futbolcuların sorunu gazla çalışmak değil. Gazla çalışmak bir sorun değil çünkü. Ülke futbollarının karakteristik özellikleri vardır. Bunlar çok uzun vadede değişebilir. Mesela ingiliz 4-4-2' si, hollanda 4-3-3' ü değişmiş mi ? Değişmemiş. Evet chelsea 4-2-3-1 oynar ama ingilterede 7 lig var yanlış bilmiyorsam. 30 takımdan kabaca 210 takım var desek, en az 180 tanesi 4-4-2 oynar.
Şimdi alman futbolu disiplin üzerinedir. Tıpkı iskandinav takımları gibi. iskandinavya takımları olsun, alman takımları olsun, milli takımları olsun sahada disiplinden taviz vermezler. Ama disiplin derken nasıl bir disiplin ? Nedir yani hitler tipli adamlar ültimatomlar mı yağdırıyor sahada ? Hayır.
Temel futbol doğruları üzerine disiplinleri ön plana çıkıyor. Burası çok önemli. Temel futbol bilgisini eksiksiz veriyorlar. Adam doğru pozisyon alıyor, doğru tercihleri yapmayı öğreniyor, vücudunu tanıyor, atamayacağı sprinti atmaya uğraşırken kasını yırtmıyor mesela. Eksiksiz futbol bilgisi üzerine disiplinleri ön planda oluyor alman milli takımının ve alman takımlarının. Ön plana çıkan özelliği disiplin yani.
Brezilya ve genel olarak Güney Amerika takımlarında ise ön plana yetenek çıkar. Evet teknik bilgi çok üst düzeydir brezilya alt yapılarında. Ama bazı noktalarda eksikler vardır. Büyük lige sıçrayan brezilyalı ve güney amerikalı topçular bazen tutunamaz yada ilk sezonlarında bocalarlar. Çünkü ortam farklı ve adaptasyon sorunu var. Bunun üstüne mental eğitimleri sınırlıdır altyapılarda. Yetenekleri çok ön plandadır ama. Burada ön plana çıkan şey beklenmedik hareketler yapabilmek ve şapkadan tavşan çıkarmak. Ronaldinho olsun, neymar olsun, rivaldo olsun, ronaldo olsun şapkadan tavşan çıkarırdı. Ronaldinho erken söndü, rivaldo büyük futbolcuydu ama bana kalırsa biraz daha üstüne çıkabilirdi, ronaldo oynadığı zaman dominanttı ama ya sakatlanırdı ya mental sorunlar yaşardı. Neymar ise ilginç şekilde bunları yaşamayacak gibi. Göreceğiz.
ispanyada ise yeni ekol pas. Bu kesinlikle ispanya buluşu değil öncelikle yaşı yeten yazarlar bilir. Bunu teneke bağladığımız rijkaard döneminde hollanda çok güzel oynardı. ispanya aldı, upgrade etti ve bir ara dominant oldu bunun sayesinde. Şu an kırılmış olsa da ekol haline getirmeye başladılar bunu ve vazgeçmiyorlar. Bugün kırılan sisteminiz yarın bir minik ayarla eksiklerini kapatır. Bir kere çalışmış sisteminiz varsa ve gerçekten "sistemse" kırıldığında komple onu çöpe atmazsınız. Çünkü bir planlama ürünüdür. Minik dokunuşlar yapılır.
Anlatmak istediğimi anladınız. Her bölgenin, her ülkenin "öne çıkan özelliği" var. Bizim de gazla çalışmak. Şimdi şöyle düşünün. Altyapısı eksiksiz oyuncularınız var. Ve bu adamlar gazı verince daha üstüne çıkıyor. Yani düşünsene iniesta harika oynuyor. Gaz veriyorsun daha iyi oluyor. Adam gazlanmak istiyor çünkü, sürekli motivasyon istiyor. Bunu yapan adamlar var. Fatih Terim, jose mourinho, göz önünde olmayan liglerde olduğu sürece villas-boas olsun süper motivatörlerdir. Abi altyapımız bok gibi. Emre çolak çıkıyor kolları parmak kadar. Recep niyaz keza öyle. Mami desen adam barça topçusu mu 5. lig topçusu mu inanın kendi bile anlayamıyordur. Arda turan yeni yeni eksiklerini kapatabildi. Selçuk inan' a hızlı oynamak taa en başta öğretilmemiş. Her futbolcuda bir şeyler var bizde, ama çok az var. Onu tamamen sürerse önüne biraz parlıyor saman alevi gibi, yoksa yok.
Türk futbolunda sorun gazla çalışmak değil. Altyapıda yetersizlik, spora teşvikte yetersizlik, sporcu yetiştirmede yetersizlik, sporcu hocalarındaki kalitesizlik. Yoksa gazla çalışmak sorun değil "belirgin özellik"tir. Almanın disiplini kendinden vardır. Sen motivasyonla verirsin, eşitlersin. Olay bu.
amına koydunuz ülkenin amına. sikeyim böyle ligi, fenerbahçeyi beşiktaşı galatasarayı milli takımı. kimin kazandığının önemi yok artık, spor değil öenmli olan. varı yoğu para olmuş bazı köpeklerin..
he bu arada galatasaraylıyım. trabzonu yazmadık diye trabzonlu sanmayın, yoksa onu da sikeyim..