gökmen özdenak' tan tutunda ömer çavuşoğlu' na kadar futbolun f sin dne anlamayan pek çok kişinin içinde yer aldığı gruptur. içlerinden bazıları anelka' ya forvet arkası serbest adam derken, bazısı ortega için yetenekli topçu deyip müthiş tespitlere imzalarını atmışlardır. pivot santrafor denen bir mevki uydurmuştur bazısı. kimisi bloklar arası mesafe ile kafayı bozmuş ve alt tarafı takım ilerdeyken savunmanın ön e çıkmasındna ibaret olan bu kavramı kuantum fiziğindne daha karmaşık bir hale getirmiştir. şimdi bir iki örnekle inceleyelim bazı yorumcuları:
gökmen özdenak: buna ''bana avrupa' da gelecek vaad eden 3 oyuncu say'' desen ''kaka, messi, ronaldo'' der bu şahıs. milli takıma çağırılan bu büyük forvet milli forma ile sadece 1 gol atmıştır ve şimdi oturduğu yerden guiza' ya, baros' a, nonda' ya atıp tutmaktadır. neymiş onun zamanında bu zeminler, bu toplar olsaymış çok gol atarmış. pele halı saha da fevernova ile attı çünkü o kadar golü.
ziya şengül: geçen sene guiza' ya ''fenerbahçe' nin yedek forveti bile olamaz'' diyen ziya şengül şimdi en az 20 gol atar diyor.
hakan ünsal: galatasaray' dan kovulmanın acısıyla her fırsatta galatasaray' a çamur atan ingiltere 3 maç oynayıp kendini yurtdışında oynamış sayan zamanın en iyi sol beki. evet iyiydi bunu inkar edemem ama babasının hatrına oynamadı. çuvalla para kazandı karşılığında.
sergen yalçın: her fırsatta arda daha bir şey yapmadı, alex anca fener' de oynar der durur sergen. peki sen ne yaptın be sergen anlatta bilelim. o alex geldiğindne beri istatistik olayının -çok afedersin sözlük ama- damına koydu. yok kendine baksaymış real madrid' de oynarmış filan filan. ee baksaymış o zaman.
bülent korkmaz: büyük kaptan dedik -ki hala da öyle- bağrımıza bastık ama değil galatasaray' da teknik direktör, alt yapı antrenörü olabilecek kadar bile hocalık bilgisine sahip olmadığını gördük. olabilir bu senin büyük kaptanlığına gölge düşürmez ama senin ne haddine rijkaard' ı eleştirmek be bülent. sen ki yıllarca bize kaptanlık yapmış bir adamsın, defalarca avrupa' da maça çıkmışsın kahvedeki adam edasıyla rijkaard sistem değiştirmeli elano ya da kewell dışarda kalır, yok büyük maçlarda bu orta sahayla olmaz demek neyin nesi. çok biliyordun da neden kewell' ı kestin kaptan?
futbolda eleştiriye karşı mıyım asla. yeri geliyor ben de atıp tutuyorum hepimiz gibi. ama bir standartı olmalı sanki. ya jardel geldi her maç kafadan bir golü vardı. tüm basın koşmuyor diye diye gönderdi adamı. guiza geldi tüm basın şimdi de koşacağına gol atsın diyor. sonra diyoruz futbol niye gelişmiyor. o kadar amatör kafayla iş yapıyoruz ki bizi geliştirebilecek adamları dövmekten beter edip yolluyoruz. rijkaard tüm alt yapı hocalarını gönderdi şimdi ve tüm alt yaş gruplarını 4-3-3 e göre oynatacağını söyledi. basın alttan alta galatasaray' ı vefasızlıkla suçluyor şimdi kafa yapımız bu işte çünkü.
beşiktaş sportif direktörlüğe gökhan keskin' i getirmiş, fenerbahçe aykut kocaman' ı getirdi. genç milli takım hocalarına filan da eski milli futbolcuları doldurduk, sonra futbol niye ilerlemiyor. bu kafayla gidelim kesin ilerleriz. ya bir insan eski milli futbolcu diye alt yapının başına ya da sportif direktörlüğe getirilir mi? 16 18 yaşında çocuklarla çalışacak bu adamlar. çocuk psikolojisindne anlayıp anlamadıklarına, insan ilişkilerinde ne kadar başarılı olduklarına, hocalık yeten eklerinin ne kadar olduğuna, kafalarındaki oyun sistemine hiç mi bakılmaz ya?
aykut koacaman' ı pek çok fenerbahçeli arkadaşım kadar seviyorum. adamlığına da golcülüğüne de hayranım. gökhan keskin' in de beşiktaş için ne kadar büyük bir değer olduğunu biliyorum ama profesyonel bir iş yapıyorsan bunlara mı bakılmalı sadece? aykut ya da gökhan yabancı dil biliyorlar mı? bu zamana kadar kaç ülkeye gitmişler? kaç oyuncuyla kaç menejerle(dünya çapında) ilişkileri olmuş.
herkes haldun üstünel' i övüyor. galatasaray' da bu sene para var bu açık ama sadece bu mu transferi kolaylaştıran; yoksa haldun üstünel' in karizması, ikna kabiliyeti, 2 dil bildiğinden tercümana ihtiyaç duymadan oyuncu ve menejerlerle birebir diyaloğa girebilmesi ve yurtdışı bağlantıları mı? bugün ingiltereden bir oyuncu alacaksınız diyelim. bunu gökhan keskin mi daha kolay halledebilir yoksa tugay kerimoğlu mu?
rijkaard' ın sistemi tutmayabilir. galatasaray sezonu hayal kırıklıklarıyla kapatabilir. ama rijkaard' ın galatasaray' a kazandırdığı vizyon, altyapıyı yenidne gözden geçirmesi ve büyük düşşünmesi-düşündürtmesi kaçacak bir iki şampiyonluğa, bir iki kupaya değer bence.
sinan engin: abi bak manisanın en çok koşan oyuncusu 9 kilometre koşmuş fener de ona yaklaşan adam yok fener o yüzden zorlandı.
sevgili sinan engin galatasaray netanya' ya 5 atarken sahadan çıkanlar hep 6 kilometre civarı koşmuşlardı. fenerbahçe kendi evinde manisa ile oynuyor. fenerbahçe çok iyi pas yapan bir takım dolayısıyla top genelde fenerbahçeli oyuncularda olduğu için koşmalarına gerek kalmıyor, ayrıca fenerbahçe galibiyeti isteyen taraf olduğu için savunmayı önde kurup oyunu daha ilerde oynamak istiyor. yani bloklar arasındaki mesafeyi kısaltıyor. detaylı bilgi için; (bkz: ömer üründül)dolayısıyla kısa mesafede oynuyor ve ister istemez az koşuyor.
osman tamburacı: rijkaard oyuncuları ıslıkla çağırıyor. hiç hoş değil, oyuncu at mı ya?
buna yorum yapmaya bile değmez. sen koskoca rijkaard ol sonra gel bu eleştirileri dinle. kadere bak ya
* * * *
rivayet odur ki;,
roma antep ile eşleşmişti geçtiğimiz senelerde. roma' nın başında capello, antep' in başında ise nurullah sağlam vardı. maçtan sonra basın toplantısında türk basını nurullah sağlam' a bunu niye böyle yaptın, onu niye orda oynattın diye sorarken capello artık dayanamayıp ''ya biz romayız bütçemiz belli, onların bütçesi belli. adam o imkanlarla harika bir takım yapmış, bize rakip olmuş hala neyini eleştiriyorlar'' gibi şeyler söylemiş.
bunların büyük bir kesmi marjinal olmak adına yanlışa doğru, doğruya yanlış derler. bir kaç tanesi hariç senin benim gibi adamlarla oturup iki cümle sohbet edemezler. edecek kadar bilgi ve kültür sahibi değillerdir. ne kadar vahimdir ki, maalesef ülkenin en çok prim yapan adamlarının başında gelirler. düzenin ne kadar bozuk olduğunu anlamak için insanın gözüne gözüne sokulan onlarca sebepten belki de en mühimsiz ama en fazla göz önünde bulunanlarıdır.
eleştirmeye ısrarla devam edeceğim insanlar topluluğudur.
hala keita savunma yapmıyor diyorlar. ulan ben başka maçları mı seyrediyorum anlamadım. adam her pozsyonda geriye geliyor, ama yok onlar daha en baştan savunma yapmaz dediler ya şimdi geri alamıyorlar o sözleri. bu işin fener, galatasaray, beşiktaş ayrımı yok. alayı mal bu adamların. alex istatislik oalyının -afedersin sözlük ama- damına koydu hala gitsin diyenler var. gittiğinin ertesi yılı fener' e alex gibi bir adam lazım demezlerse ben bir şey bilmiyorum.
konuşmaya yavaş başlarlar.(ön sevişme)
sonra aniden hızlanırlar.(erekte olma)
sonra olduk olmadık yerde bağırır, çağırır ve saçmalarlar.(boşalma. daha doğrusu erken boşalma.**)
ribery: dünyanın en pahalı oyuncularından biri. messi ile ronaldo ile kıyaslanan futbolcu.
yorumcuların yorumları: kelepir, anelka' nın bonusu. barda kavga etmiş, psikopat.
anelka: real madrid, arsenal, psg' de oynamış fransa' nın son yıllarda yetiştirdiği en büyük golcülerden biri. henry, cisse gibi yıldızlar içinde genç takımın en yeteneklisi oalrak gösteriliyordu hocaları tarafından.
yorumcuların yorumları: golcü değil(!), forvet arkası serbest adam (evet bunu da dediler)
quaresma: dünyanın faal futbolcular içinde bireysel yetenekleri en üst düzey olan oyuncularından biri. o kadar yetenekli ki barcelona da başarılı olamamasına rağmen inter ve chelsea yine de kendisini transfer etmiştir.
yorumcuların yorumları: yetenekli bir oyuncu (bak sen?? tespitine kurban!!)
lincoln: onunla ilgili sadece ziya şengül ve sinan engin' in yorumlarını yazmam yeterli. bir fener-schalke maçı sonrası: ''lincoln gibiler gelmez bu ülkeye. alex niye avrupa2 ya gidemiyor? koşmuyor. bak lincoln' a hem koşuyor hem yetenekli.'' yorum yok!!
keita-elano: keita ve elano kapalı kutu-gürcan bilgiç
diatta: türk futbol tarihinin en iyi defans oyuncusu-gürcan bilgiç
harry kewell: kewell' ın adını kim bilir ki dünyada-sinan engin
hala bu adamları ciddiye alıp dinliyor, söylediklerine inanıyorsanız bu sizin tercihiniz.
zaten trollerle dolu bu zümreye futbolu yeni bırakan tiplerin katılmasıyla iyice sayıları artmıştır. biz kanat atkayalar, uğur melekler artsın derken hakan ünsal gibiler çıkmıştır.
fatih hocasını eleştiriyor bu şahıs ve diyor ki galatasaray çift forvet oynamalıdır. tamam oynasın da bu futbol 10 oyuncu ile oynanıyor. 4' lü savunma oynadığına göre melo-selçuk-engin-reira-kazımdan birini kesip elmander-baros ikilisi ile oynayacak hakan' ın mantığına göre galatasaray. ama o çok bilen hakan kimin kesileceğini söyleyemiyor. sadece çift forvet oynasın diyor bu şahıs. zaten futbol bilgisi olsa avrupa2 da oynardı. iyi futbolcu olmak, futbolu iyi bilmek demek değildir. kazım savunmaya geliyor, riera geliyor, selçuk melo, engin için çok koşuyor diyoruz yine de pozisyon buluyor rakip takım. klasik-bakın klasik diyorum yalnız- 4-4-2 çöküşü olur galatasaray' ın. 4-3-3 temelli sistemler günümüz futbolunun en geçerli sistemleridir.
bilgisiz, cahil, içten pazarlıklı onca isim arasında özellikle yeni nesilden bilgili, akıllı yorumcular vardır neyse ki.
benim hayatta en sık aldığım öğüt/eleştirilerden biri 'herkesi kendin gibi sanmadır.' artık anlamaya başladım böyle söyleyen o kültürlü, akıllı dostlarımın, abilerimin ne demek istediğini. ben hep bu gökmen özdenak' ı, oğuz tongsir' i, sergen yalçın' ı, bülent korkmaz' ı vs. kim ciddiye alıyor da dinliyor diyordum. yaptıkları yorumlar bilgiden yoksun olmakla beraber son derece saçma çünkü. daha geçenlerde bülent korkmaz (keşke hep büyük kaptan olarak kalsaydı) galatasaray 4-4-2 oynamalı, elmande baros oynamalı dediğinde sunucunun 'peki orta sahadan kim eksilecek' sorusuna 'onu ben bilemem' lafıyla boş konuştuğunu ispatlamıştı mesela. sergen hiddink' e atıp tutarken, kadronun yanlış olduğunu söylerken sunucunun 'peki yedeklerden kim oynamalıydı' sorusuna önce kekelemiş sonra da düşünüp bulamayınca yedekleri bilmediğini itiraf etmişti mesela. oğuz tongsir' in kahvehanedeki herhangi bir adamın tespit ve yorumlarından en ufak bir fazlası olmayan o saçma yorumlarını; çok özel bir şey keşfetmiş gibi heyecanla aktarmasına ise diyecek tek bir lafım yok zaten. işte ben tüm bu trolleri kim ciddiye alıyor da dinliyor diye düşünüyordum ama görüyorum ki çok fazla insan ciddiye alıyor. hatta aralarında onlardan daha fazla saçmalayanlar bile çıkıyor. zaten fotospor gibi bir gazetenin yayın hayatına devam edebildiği bir ülkeden çıkan bu sonuca şaşırmamak gerek.
allah' şükür ki bağış erten gibi entellektüel, ali ece gibi bilgili, uğur melek gibi sağduyulu adamlar var bu ülkede.
oturdukları yerden herkese sallayan, herkesi hesap vermeye çağıran ama cümle kurmaktan aciz insanlardır çoğu.
tagoe kötü ertuğrul hesap versin, dia kötü aykut hesap versin, riera kötü fatih hesap versin, edu kötü carvalhal hesap versin... iyi de sizin senelerce iyi diye savunup da sonra ne halt olduğu ortaya çıkan oyuncular için siz hiç hesap verdiniz mi? handi nerede, kahvehane kültürüne hitap eden tüm yorumcuların türkiye' nin en iyi defans oyuncusu olarak gördükleri bilica? nerede gücan bilgiç tarafından türk futbol tarihinin en iyi defans oyuncusu olarak gösterilen diatta? büyükler bu oyuncuları neden bulamıyorlar diye üzerlerinden büyüklere bok atılan mosheu, batista, petkov yenilerden örnek vereyim vederson...vb. geldiler de ne yaptılar büyüklerde?
tabii ki eleştiri olacak ama seviyeli olacak. sen kimsin? sen galatasaray' a, fenerbahçe ye, bursaspor' a ne verdin ki onun hocası ve o hocanın getirdiği oyuncular hakkında ahkam kesiyorsun? ben derim, benim hitap ettiğim kitle sınırlı, ben bunları demek için milyon dolarlar kazanmıyorum, benim sorumluluğum yok; ama sen öyle değilsin. madem ki hocaları hesap vermeye davet ediyorsun, sen de yanlış çıkan yorumların içip hesap vermelisin. bilica' ya ülkenin en iyi defansı diyen skor yorumcuları aldıkları ücreti iade etsinler o önce o kanallara. ondan sonra hesap vermeye çağırsınlar yöneticileri.
oturdukları yerden herkese sallayan, herkesi hesap vermeye çağıran ama cümle kurmaktan aciz insanlardır çoğu.
tagoe kötü ertuğrul hesap versin, dia kötü aykut hesap versin, riera kötü fatih hesap versin, edu kötü carvalhal hesap versin... iyi de sizin senelerce iyi diye savunup da sonra ne halt olduğu ortaya çıkan oyuncular için siz hiç hesap verdiniz mi? handi nerede, kahvehane kültürüne hitap eden tüm yorumcuların türkiye' nin en iyi defans oyuncusu olarak gördükleri bilica? nerede gücan bilgiç tarafından türk futbol tarihinin en iyi defans oyuncusu olarak gösterilen diatta? büyükler bu oyuncuları neden bulamıyorlar diye üzerlerinden büyüklere bok atılan mosheu, batista, petkov yenilerden örnek vereyim vederson...vb. geldiler de ne yaptılar büyüklerde?
tabii ki eleştiri olacak ama seviyeli olacak. sen kimsin? sen galatasaray' a, fenerbahçe ye, bursaspor' a ne verdin ki onun hocası ve o hocanın getirdiği oyuncular hakkında ahkam kesiyorsun? ben derim, benim hitap ettiğim kitle sınırlı, ben bunları demek için milyon dolarlar kazanmıyorum, benim sorumluluğum yok; ama sen öyle değilsin. madem ki hocaları hesap vermeye davet ediyorsun, sen de yanlış çıkan yorumların içip hesap vermelisin. bilica' ya ülkenin en iyi defansı diyen skor yorumcuları aldıkları ücreti iade etsinler o önce o kanallara. ondan sonra hesap vermeye çağırsınlar yöneticileri.
bunlara göre herhangi bir takımın iyi oynama ihtimali yoktur. ya rakip kötüdür ve biz o yüzden iyi gözükmüşüzdür, ya da biz kötüyüzdüz ve rakip o yüzden iyi gözükmüştür.
duran toptan gol yenirse illa ki savunma hatasıdır, yoksa duran topu kullanan takımın becerisi hiç yoktur ama gelgelelim dün mesela yan toplarda dünyanın en iyi takımları olan ingiliz takımlarından en büyüğü galatasaray' dan 2 duran top golü yiyecekti direklere takılmasaydı galatasaray.
uğur meleke, ali ece, mehmet demirkol gibi istisnaları mevcuttur.