arabadan inildiğinde kapıların kitlenmemesi.
evden çıkıldığında kapıların kitlenmemesi.
eve gelindiğinde sanki öndecen kapı kitlenmiş gibi kapının açılması.
yatağa fönlü saçlar ve full makyajla giren kadın karakterin sabah yine aynı saçla ve makyajla kalkması.
kız köyden şehire gelmiştir, ne okur ne yazar, ne düzgün konuşur, hiçbir şey bilmez. çirkinin tekidir. ancak birkaç günde bu kız konuşmasını düzeltir, yabancı dil öğrenir, giyinmeyi, çatal bıçak tutmayı, görgüyü, zerafeti, hepsini bir çırpıda yalar yutar, entellektüel, kültürlü, manikürlü, pedikürlü, zeki, hazır cevap, cazibeli, seksi, vamp biri olur.
hiçbir kahramanın kurşununun asla bitmemesi. (ben şahsen hiç silah doldurma sahnesi görmedim. göreni de görmedim.)
bir kılıç savurmayla 5 bizans askerinin taklalar atarak ölmesi.
dünyayı kurtaran adam'da kılıcın eldivene dönüşmesi. (ne kadar eşsiz bir silah, ben de istiyorum.)
*cüneyt arkın'ın fıçının içinde yuvarlanırken okları gizli bölmesinden (!) çekip 3'er 5'er atması ve bu fazlaca okların atıldıktan sonra ok sayısından daha fazla adam indirmesi...
*tarkan'ın volkana girip, eskisinden yeni ir biçimde çıkıp, kurdun başını okşayarak güneş vuran tepede fondan "dırı dııııı" müziğiyle poz vermesi...
*aktör bir abimizin (ismi aklımda değil) etrafında çember halinde duran silahlı adamların ortasında kalması ve bütün bu adamların aynı anda silahların tetiklerine basmasına rağmen aktörümüzün eğilerek kurşunlardan yerli neo imajıyla kurtulması
*gene aynı aktör abimizin saglam bir hızla giden torosun sürücü kapısına dışardan tutunması (araç hareket halindedir) ve içerdeki şöföre vurması, her vuruşunda "pukua" sesi gelmesi. daha soora toros'un yanına aynı süratla yanaşan diger bir torosun abimizi o halde sıkıstırması ve aktör abimizin o araca da ayagını uzatarak tekme atması ve her seferinde "dışıa" sesi gelmesi...
*yigitlerimizin her gittiği şatodaki gayrimüslim hatun kişinin güzel olması, yigidimize aşık olması ve sonunda hepsinin müslüman olması...
türk filmlerinin bizzat kendisi saçma olduğundan içinde geçen olayların da doğal olarak saçma olmasıdır. Adı üstünde türk filmidir zaten, herşey baştan savmadır, seyirciyi salak yerine koymaya yöneliktir, ben yaptım oldu mantalitesinin ürünüdür.
cüneyt arkın'ın bir filminde elindeki bastonla (bildiğin tahta baston) adamın anlının ortasında hiç uğraşmaksızın, bastonu anlına koyduğu gibi bir delik açması, akabinde seyircinin mevzubahis adamın kafatasının yumurta kabuğundan oluştuğunu zannetmesi.
esas oğlanın önce kötü adamlardan dayak yemesi ammavelakin dilin kemiği yok kötü adamlardan biri karısına laf atıverince dağılın uleeeeeen diyip tek yumrukta hepsini yere devirmesi. daha beteri birini döverken ötekinin onu beklemesi erkekler ya teker teker geliyolar.
başroldeki güzide karakterimizin aniden kör olmaları klişe saçmalıklardan biridir. mağdur gencimize büyük ihtimalle kamyon çarpmıştır ve ne iştir ki olan gözlere olmuştur. zaten kendiside bildiğin fukaradır. ameliyata parasıda yoktur. bu nedenle ani bir şok beklenir kör gözlerin açılması için. şoku yiyen kör bünye birden şöyle sesleniverir;
- görüyorum!..görüyorum!
hiç değişmemiştir ve evet ziyadesiyle saçmadır.