turk filmlerinde yasanilan asklar

entry5 galeri0
    1.
  1. bize anlatılmak istenen değil bizim yaşamak istediğimiz aşklardı. evet öyle. hatta bu başlık bile başlı başına altına yüzlerce aforizma yazılacak bir durum ihtiva eder.

    elimizde eski türk filmlerindeki karakterler var. şunu söylüyorum bu yazıyı okuyacak arkadaşlara. yazıyı okurken hayal edin flashbacklerle o filmlere gidip gelirseniz memnun olurum.

    elimizde ferdi tayfur, orhan gencabay, tarık akan yani eski dönemin oyuncuları ve doksanlı yılların ibrahim erkal, hakan taşıyan, mahsun kırmızıgül gibi erkek oyuncuları var.

    elimizde perihan savaş, banu alkan, necla nazır, fatma girik, türkan şoray gibi o dönem oyuncuları ve ,son dönemdeki yerli kadın oyuncular var.

    gelelim konuya, ferdi tayfur tamirhanede çalışıyor (son dönemde mahsun, yani bu erkek oyunculardan bir tanesi). evet tamirhanede kir pas içinde çalışıyor.

    az sonra son model arabasıyla necla ya da fatma girik geliyor.(ya da başka kadın oyuncu)

    ve aşk başlıyor. fatma girik , o ferdi tayfur a aşık oluyor. evet buraya kadar sorun yok. olabilir belkide. aşk bu.
    ferdi de fatma girik e aşık oluyor.

    ve ne tuhaftır ki ferdi nin de mahallede bir aşığı var. helal süt emmiş, mahallenin güzel kızı. namuslu, iyi bir insan. ama ferdi onu kardeşi gibi görüyor. görebilirde.(mi)

    ama o namuslu kızın, elleri ojeli değil, hergün bir elbise giyemiyor, ayyaş bir babası var. oturup kalkmasını bilmiyor. arabası bile yok. tek suçu ferdiyi sevmek. ama ferdi onu sevmiyor.

    ferdi kötü bir insan değil. ama gururlu bir genç. ve zengin o kızla gezerken gururuda hiç elden bırakmıyor. evet bırakmıyor. hatta evlenmek istiyor onla. her şeyi göze alarak.

    ve zaten o zengin kızın tek derdi de ferdi. onu seviyor. ne olacak tamirciyse tamirci. her şeyi onda buldu.

    bu işte dostlarım buydu bize anlatılmak istenen. lan böyle bir aşk yaşayayım diye bekleyen insanlar bize bunları anlattılar.

    doksanlarda bunun iyice boku çıktı. o hakan taşıyan a , mahsuna, ibrahim erkal a mahallenin bütün kızları aşıktı, birde sosyetenin bütün kızları aşıktı. eskiden kız sayısı birdi. sonra üçe dörde çıktı.ç
    ama değişmeyen tek şey. ne mahsun, ne ibrahim erkal, mahallenin kızını asla sevmedi. sosyete kızını sevdi. ama gururluydu.(mu acaba)

    gelelim perihan savaş, meral zeren, naclaz nazır, banu alkan meselesine.bu kadınlarda başka filmlerde ferdiyi sevdiler. ferdi tamirciydi, balıkçıydı.
    ama alço ve coşkun zengindi.

    ve aldanmadılar bu kadınlar o zenginliğe. sadece alço ve coşkun tecvüz ettiler onlara.(mı acaba)

    ne hikmettir alço ve coşkun evine bırakırken o kadınları o kadınlar fakir mahallede insanlara hava atarken mutluydular. sonra o şahşahalı yemekler. hediyeler.

    ama sonra yatakta bulunca kendilerini hep coşkun ve alço kötü oldu. o kadınlar asla istemedi o hayatı. istedi lan bence. o kadınlar ferdiyi ne kadar severse sevsinler, o hediyeleri, o şahşahalı hayatu istediler. ama bunu masum anlatmak gerekti.

    bakın sadakatsiz diyelim. o zaman türkiye de çekilseydi. hatta şimdi bile. ordaki kadın orospu olurdu evet. düşünün bir kere. kadının yakışıklı kocası var. güzel evi var.iki çocuğu var. neden kocasını aldatıyor. oliver martinez yakışıklı bir genç ama hiçbir nedeni yok görünüşte. bunu izlemezdik biz. ve ordaki kadın orospu olurdu evet.

    ama ne banu alkan, ne perihan savaş, nede o kandırılan güye kadınlar orospu olmadı. suçlu hep alço ve coşkundu.

    ne mahsun ne ferdi asla mahalledeki namuslu kızı sevmedi . sosyete kızını sevdi ama hep delikanlıydı gururluydu.
    1 ...
  2. 2.
  3. ve bir gün müjde ar çıktı ortaya. her şeyi yıkıp attı. artık kadın güçlüydü. evet deli gibi seviyordu müjde ar.

    ama sevdiği erkekten vazgeçmedi yada kendisine yamul yapan erkekten hep intikamını aldı.
    güçlü kadın figürü oldu bir anda ama sonuçta kadındı.

    oysa o filmlerde yaşanılan her aşk bizim taşra kültürümüze bir göndermeydi. neden hep zengin kızları severdi esmer delikanlıları. ve neden hep esmer delikanlılar beklerdi zengin kızları. oysa mahallerinde aradıkları o temiz helal süt emmiş kızlar vardı. dedikya yaşamak istediğimiz aşklardı onlar.

    yada kırmızı ve siyahta (sthendal romanı) anlatılmak istenen gibi,yükselme hırsıydı kadın ve erkek için aslında aşk.

    ve o aşkların hepsi bakın lan kızlar erkeklerle ormana gider ve ağaçların altınd koşar, sahile gider koşar, minübüste tanışırlar, otobüste tanışırlar.

    evet bizde öyle yapmaya başladık. her erkek otobüste bir kıza baktı . her kız yolda kendisine bakan bir erkeğe şöyle veya böyle.

    ve artık aşık olmak için aşk yaşamak için türk filmi tadında olmak vardı. film gibi.ama aranılan hep yanındaki değil uzaktaki olmalıydı.

    taki amerikan sineması evimize girene kadar. çünkü artık yetmiyordu o aşklar. kadınlar ve erkekler yetmiyordu. bir aşk için türk filmi ve sahil ve orman yetmiyordu.

    bu yüzden olsa gerek, türk filmlerinde kaldı artık o aşklar denmeye başladı.
    1 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. Kültürümüzü en iyi simgeleyen sembollerden biridir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük