eğitememek üzerine kurulu olmasıdır. halkın cehaleti üzerine kurulmuş bir politik sistemin eğitmesini beklemek gerçekten düşünen insanlar yetiştirmesini beklemek yanlış olur.
eğitim sistemimizin sorunu ne biliyor musunuz? kendisinin başlı başına bir sorun olması. yakında ilkokula girerken bile sınav yapacaklarından şüpheliyim. matematikten anlamayan insanın matematik yapmak zorunda olması gibi durumlara sahip boktan bir sistem bu maalesef. öğrencilerin sınava değil adeta at yarışına hazırlanır gibi, tabir yerindeyse köpek gibi çalışmaları, bir yarış atına dönüştürülmeleri bu sistemin pisliği işte. bizimkisi eğitim sistemi değil maalesef, eğitememe sistemi.
kendimiz sorun turk egitim sistemi sorun . hepimizin isletim sistemi hatalı . dusunmeyi pgrenemedikten aklın vicdanın hur degilken matematigi beceremiyorken pratik zekanın dogru kullanımı nedir bilmezsen mantıktan uzak durursan resim muzik beden derslerini secmeli yaparsan ne beklersin ki duzgun ahlakın ne oldugunu aktaramıyorken herseyin dogru ve yanlısları olabilecegini ogretemiyorsan saglıklı bir toplum nasıl beklenir ki . turk egitim sistemi degil genel olarak hersey yanlıs duzelecek mi sadece turk egitim sistemi de degil butun sistemler butun dunyadaki sistemleri egitimi kotu . belki japonlarınki daha mantıklı hic degilse temelinde savastan cıkmıs bir toplum var dunya barısı esas . kendi icinde sosyalist dısa karsı milliyetci .
öğrencilerin insan olduğunu gözardı etmek. onları araştırıp anlayarak öğrenme yerine kurmalı robot gibi ezbere dayalı yetiştirmesi. ne çektiyse bu eğitim sisteminin ürünleri bundan çekti.
kamal atatürk'ün ölümünden bu yana milli eğitimin millîliğinin yalnızca adda kalması. tarih kitaplarına kadar abd'nin karar verdiği bir ülkede eğitimin iyileşeceğine inanmak için ya çok salak ya da dünyadan bîhaber olmak gerekir.
öğrencileri adeta yarış pisti kıvamında yetiştirmeleri ve bunların sonucunda onca emekle girilen üniversite'nin bitiminde hala binlerce mezun işsiz olması. e sen bunca yıl at gibi koşturmuşsun, ezberi dayamışsın da peki neden sonuç böyle? önce ülkeyi düzeltin, sonra o mahvettiğiniz eğitim sistemini düzeltin.
kesinlikle ezbere dayalı ve sorgulamaya imkan vermiyor oluşudur. her türlü bilgi öğrencilere yükleniyor, yükleniyor; sonra da sınavlarda aynı şekilde isteniyor. öğrenci bir şeyi merak etse, öğretmenleri tarafından "size lazım olan bu. sınavda buraya kadar çıkar." denilerek geçiştiriliyor. adeta bir at gibi yarışlara hazırlanıyor, birkaç saat süren sınavda birkaç yıllık emeklerinin karşılığını almaya çalışıyor. diyelim ki aldı, hedefine ulaştı ve üniversiteyi bitirdi. bu sefer de üniversite mezunu işsizler kervanına dahil oluyor. hem eğer sen bir insanı yıllar boyunca tümüyle derslerine odaklarsan, müziğe, resme ya da tiyatroya yönlendirmezsen, daha çook ağlarsın "bu ülkeden sanatçı çıkmıyor." diye. yahu bir imkan ver öğrencilere, kendilerini geliştirebilecekleri bir şeyler sun. okullardaki müzik ya da resim dersleri inan yeterli değil, hatta çoğu okulda boş ders havasında geçiyor.
tablet bilgisayarlardan söz ediliyor bugünlerde; bence bu şimdilik bizim için bir lüks. ha gereksiz demiyorum, ama eğer gereksinim duyduğumuz şeyleri öncelik sırasına göre dizecek olursak en başta yer almayacağı da kesin. öğretmenlerin daha kaliteli, sınav sisteminin daha düzgün, eğitim imkanlarının daha rahat ve daha mantıklı bir eğitim sistemi oluştur, sonra tablet bilgisayarları dağıt okula. bilmiyorum, bana şov gibi geliyor.
öğretmenlerin okulda kendi fikirlerini empoze edip çocukların not korkusundan birşey diyememeleri.
bilgisayar mühendisi olacak adama fen bilimleri (fizik-kimya-biyoloji) sorup bilgisayarla alakalı hiçbirşey sormamaları.
öğretmenlerin eskisi gibi disiplinli olmaması, fazla teknoloji aletler bulunmaması, sınıf mevcudunun gereğinden fazla olması, dershanelerin fazla olması vb.
Ben kesinlikle asıl sorunun öğretmen alımlarındaki bu saçma sınav sistemleri olduğu düşünüyorum. Çünkü şuan çoğu ergenliğinin doruğunda ne istediğini bilmeyen genç insanlar çevresindeki gerizekalıların akıl vermesiyle sırf garanti para devlet kasasına sırtını dayama mantığıyla öğretmen oluyorlar.
Öğretmenlik için ne var yani o sıralamayı yapmışsa olur gibi bi durum olmaması gerekiyor. Çünkü sıralamalar gereken düzeyde değil daha kendisi çalışmayı bilmeyen insan nasıl başka birine çalışmayı öğretebilir?
edit: öğretmenliği hakkıyla yapan nadir insanlar da onlara helal olsundur ama yukarıda bahsettiğim paralı köpeklerin ben amlarına koyayım.
BiR EĞiTiMCiNiN TÜRK EĞiTiMiNDEN BEKLENTiLERi.....
''iLERLEME'' ve ''GELiŞMiŞLiK'' düzeyini sahip oldukları-ithal-nesnelerle ilişkilendiren,GÜNLÜK KULLANDIĞI KELiME SAYISI VE DAĞARCIĞI SMS VE TWEET BOYUTLARINDA OLAN nesil....kayıp nesildir!!!
TEZ ELDEN ''SIFIRLAMALI'' BiLDiKLERiNi UNUTTURMALI,MADDEYE DEĞiL MANAYA,NiCELiK DEĞiL NiTELiĞE,SÖZE DEĞiL ÖZE YÖNELiK ''EĞiTiM MODELi GELiŞTiRiLMELiDiR''
Bunun içinde başlıca çerçeve;1-NiTELiK 2-UYGULAMALI BiLGi 3-DiSiPLiN 4-KALICILIK 5-BiLiM VE ÜRETiME KOŞULSUZ DESTEK 6-ÜNiVERSiTELERiN FiKRiYAT VE KATMA DEĞER GELiŞiMi.7-TOPLUMA UYGUNLUK 8-KiTAP VE ÖĞRENME SEVGiSi
1-Ders sayısı arttırılma saçmalığından vazgeçilmeli(ideali 5 saat artı 2 saat seçmeli uygulama,yabancı dil,spor,edebiyat vs)
2-Teorik bilgileri öğrenciye oldukça az vermeli;bunun yanında görev ve sorumluluğu arttırarak ''balık tutma''hedefine baş koyulmalıdır.
3-Öğrenci olmanın ''BOŞ BELEŞ olmadığı''ders geçme ve diploma almanın pahalı;almamanın ise ÇOK DAHA PAHALI olduğunu aşikar eden bir sisteme evrilmek gerektiği kavranılmalıdır.
4-Öğretmenler ve tüm eğitim camiasının fikirlerine göre(uygulanabilirlik ve bilimsellik süzgecinden geçirdikten sonra)sistem yeniden ve ARTIK YILLARCA, UFAK TEFEK DEĞiŞiKLiKLER DIŞINDA YAMA YAPMA GEREĞi DUYULMAMAYACAK BiR KALICILIĞA ULAŞTIRILMALIDIR
5-Taklitçilikden uzak,üretime değer veren,ortaya bir katma değer koyan herkesin önü açılmalı(örneğin bir köylü silah yapar seri üretime geçemez çünkü devlet sahip çıkmaz,yabancıya fikri satar biz de gider 5 katına alırız vb)
6-Üniversiteleri nasıl gidildiğinden çok üniversitelerde neler tasarlanıyor,ne fikirler(Biz de fikir değince siyasi kavramlar gelmesi de geri kalmışlığın göstergesi)üretiliyor Dünya'da saygınlıkda neredeler(ilk 500e bile çoğu zaman giremiyoruz) ona bakmalıyız....-----üniversite sayısını arttırarak ''yüksek lise''tahsilinin yolunu açtık....nitelik yerlerde....-----
7-Ezbercilikten olabildiğince kaçınılmalıdır;örneğin iyi bir hukukçu hukuk kurallarına en iyi ezberleğen değil topulumun değer yargıları ve kamu vicdanına göre hukuk çerçevesinde olay ve olgulara yaklaşabilendir(o yüzden gelişmiş bir çok ülkede kamu vicdanı sebebi ile juri veya gelenekler etrafında hukuk kuralları işler)...JAPONYA'dan ''toplam kalite''yönetimini getirir dayarsan.....zırttt der sistem çünkü uzakdoğu ile hiçbir kültürel veya fiziksel anatomik benzerlik bulunmamaktadır...O HALDE KENDi DEĞER YARGILARIMIZA GÖRE NE ÇOK SERT NE DE UYGULANABiLiRLiĞi OLMAYAN''DiSiPLiN''leri örnek almalı fakat bir sentez oluşturabilmeiliyiz.
8-KESiNLiKLE VE KESiNLiKLE OKUMA ALIŞKANLIĞI VE ÖĞRENME SEVGiSiNi TÜM TOPLUMA KAZANDIRMALIYIZ,BELKi DE EN ÖNEMLiSi BU DÜNYA'DA NÜFUSA ORANLA KiTAP OKUMA ORANI iNANILMAZ DÜŞÜK:((
ALLAH'IN iLK EMRi OKU:ikre bismi rabbike;YARATAN ALLAH'IN ADIYLA OKUDUR....DiNiMiZDE VE TOPLUMSAL GENLERiMiZDE BiLiM VE ÖĞRENME iSTEĞiNE ÇOK FAZLA SAYIDA GÖNDERME VE TAVSiYE VARDIR.....DiLERiM TÜRK TOPLUMU OLARAK NASiBiMiZi ALIRIZ.
