Evet efendim gayet idealdir. Gelişmemiş dünya ülkeleri için ideal sistem budur hatta. Eğitim gibi ciddi bir iş idealist olmayı değil realist olmayı gerektirir. Realizm de doğayı örnek alır. Doğada nasıl güçlü olan yaşıyorsa eğitimde de güçlü olan kazanır. O yüzden güçlü olanları daha güçlü yapacak bir sistem karşınızda.
Bir sınıftan bir kişi doktor olur en fazla. O da hedefi hayli hayli tutturmaktır. Salak salak eğitim filmleri izleyip ütopik hayallere kapılıyorsunuz. Yok her çocuk özeldir, yok ilgi gören her çocuk okur. Hahahassiktirin. Ulan herkes doktor olur mu amk herkes avukat herkes mühendis. Gerçi sikini sallasan mühendise çarpıyor ya neyse. (laf arası mühendisleri de gömmek iyi oldu).
Neyse, velhasıl kelam sistem kendi içinde elemeyi yapıyor. Hatta ilkokuldan elemeye başlıyor.
ilkokulda ilgisiz velisi olan çocuklar eleniyor.
Ortaokulda kafası çalışmayanlar.
Lisede kafası bel altından başka şeye çalışmayanlar.
Ne güzel alfa öğrencileri kalıyor sonlara. En sona onları da eliyor. Ne hoş.
Herkes okusun herkes büyük adam olsun. inşaatlarda kim çalışacak, fabrikalarda kim çalışacak, tarlalarda kim çalışacak.
O yüzden bu sistem en ideal sistemdir.
Ütopik düşünceler eğitimde yoktur. Realistlik ancak gerçek başarıya götürür. Başka türlü gereksiz zaman ve maddi kayıptır.
Finlandiya gibi 5 milyon nüfusumuz yok dolayısıyla onlar gibi rahat bir eğitim sistemimiz olamaz. Öğrencileri oyalayıp yormak üzerine kurulu böylece onları kontrol edebilir devlet. Çürükler elenir bu tempoyu kaldırabilenler zaten memur olmayı hakeden ineklerdir. Parası olan zaten özel okullara gider hiç türk eğitim sistemini deneyimlemez bile. Fakat söylediğim gibi devlet okullarında verilen eğitim türkiyede yaşayan fakir çocukları için idealdir.