tamam türkiye'de hiçbir sistem yeterli değildir bunda hepimiz hemfikiriz. peki ya eğitim? sanırım en kötü durumdaki bu.
insanlardan işlerini ekstra iyi yapmasını değil, sadece yeterli düzeyde yapmasını bekleyince dahi, haksız sayılıyoruz anında. türk öğretmenleri görevini yeteri kadar yerine getirmiyor. aileler zaten mahvolmuş durumda, sadece öğretmenler değil. ama eğitim zaten aile ve öğretmenlerin ortak görevi olduğu için birinde bile bir problem olsa, nesil raydan çıkıyor.
bunun çözümü için:
- aileler hekimleri "oğlumu iyi muayene etmedi" diyerek nasıl dava ediyorsa, öğretmenleri de "oğluma matematiği iyi öğretmedi" diyerek dava edebilmeli, etmeli.
- öğretmenler her yıl ya da her 5 yılda bir yeterlilik sınavlarına tabi tutulmalı. bu sınavda başarısız olan işe yaramaz kuş beyinli öğretmenler siktir edilip, yerine başarılı ve konulara daha hakim öğretmenler yerleştirilmeli.
- ailelere "en az üç çocuk" denmeyip, aile eğitim kursları açılmalı. aile eğitim kurslarından başarısız olanlar daha fazla çocuk yapmamalı. çocuğunu eğitemeyecek eğitim seviyesinde olanların yapabileceği çocuk sayısı kısıtlanmalı.
- aileler de çocuklarıyla birlikte üç beş yılda bir sınava tabi tutulup, çocuklarının eğitimiyle ilgilenip ilgilenmediği tespit edilmeli.
- ilkokulda lisede ve üniversitede birbiriyle çelişen bilgiler öğrencilere verilmeyip, herkese evrensel bilgi anlatılmalı. sadece bilginin derinliği değiştirilmeli.
meslek lisesi kavramı adam gibi oturmayıp, ara eleman ihtiyacı bu şekilde karşılanmadığı sürece hiçbir işe yaramayacak önerilerdir.
ayrıca özel yetenekli kişilerin ilgili alana odaklanması, eğer ailesinin katkısı olmazsa, liseden mezun olunca mümkün olmakta;
bu da yeteneğinin(müzik, spor, mental vs.) körelmesine sebep olmaktadır.
üniversitelerdeki intihal vakaları ve hiyerarşik akademi hayatından söz etmiyorum bile.