Sistemden eğitim çıkarılınca ve en önemlisi öğrenci kavramı yerine birey ve toplum kavramı yerleştirilirse anlamsız bir şekilde insanlar yarıştırılıyor bilgi öğrenme, üretmek ve paylaşmak için değil de bu yarışı kazanmak için bir araç olarak görülüyor bilginin geri planda bir araç olarak görüldüğü bir sistemde elbette ki eğitimciler de insanların bilgisi dışında dış görünüşü dahil her şeyine karışacaktır öğrenciler asker değildir öpretmenlerde komutan.
1.Ezbercilikten vazgeçilmesi.
2.Düşünme üzerine dersler bulunması ve her derste düşünmenin sağlanması.
3.Zeka tiplerine göre öğrencilerin ayrılması.
4.Sayısalcıların sözelcilerden, eşit ağırlıkçıların dil bölümünde okuyanlardan bir zeka üstünlüğü bulunmadığını aşılamak.
tüm eğitim sistemi hakkında değil ama üniversiteler hakkında en azından şu mottoyu edinmek gerekir, herkes üniversite okuyacak diye bir şey yok.
eğer siz 81 ilin 81'ine de sayısız üniversite açar, liseden mezun olan herkesi üniversiteye göndermeye çabalar iseniz, tüm üniversitelerinizi yeterince donanımlı yapacak kapasiteniz ve o üniversitelerde okuyacak olan her öğrencide istek yoksa muhtemelen bir işsizlik yığını ve kötü eğitim almış bir yığın yaratırsınız.
Çok uzun vadeli olur ama olmaz demiyorum. Temellerinin şimdiden atılması gerekir. Bu gün baktığımızda üniversitelerde bulunan öğretim görevlileri o kadar da donanımlı değiller. Önce eğitim veren kitlenin geliştirilmesi gerekiyor. Sonrasında bir siyasi veya ideolojik taraf olmadan, yani tarafsız şekilde ders kitaplarının basılması gerekiyor. Bu iki sorunun çözümü uzun vadeli olur ama ülke kalkınması için çok gerekli ve inanılmaz büyük bir yatırım olur.
Üniversiteye girişte kişilerin girecekleri bölüme hazırlanmaları. Saçma sapan derslere değil. Ha şöyle olur, okuduğunu anlıyor mu, mantıksal çıkarım yapabiliyor mu diye bakarsın. 3 ayda 1 sınav yaparsın böyle, üniversite bölümlerine girebilmek için koşul olur, okur yazar ve mantık yürütme yapabilmek.
Sonra gireceğiniz bölüme, kendi yaptığınız okumalarla girersiniz. Ben matematik yapamıyorum diye istanbul üniversitesinde psikoloji okuyamıyorum. Ya da sen biyoloji yapamıyorsun diye mühendislik okuyamıyorsun. işte bu tarz bölüm sınavında da en doğru seçimleri yapanlar üniversitelere gitsinler bir de kurul olsun, mülakat yapsın. Sonuçta bir şeyi çok iyi bilmek o şeyi çok iyi yapacağınız anlamına gelmiyor.
uzun vadede ilkokuldan çocuklar yeteneklerine göre değerlendirilmeli önüne seçenekler sunulmalı bu şekilde ücretsiz okumalı. fakat yeteneğinin dışında bir iş yapmak isterse ücretli okumalı, burs için de yine bir sınav olmalı ona girmeli... Fakat şu sistem gerçekten çok saçma. çok iyi üniversitelere girip çok kötü mesleğini icraa edenler var.