Giyiminiz iyiyse ve yabancı iseniz bunlar hep paradan ayakkabınızı yalar bazıları.
Yok normal ise durumumuz siklemez sizi. Zaten mecbursunuz. Mecbur olduğunuzu da biliyor.
para kazanamamaktan çok şahsiyet yapısı ile alakalı durumdur. hr şey para demek değil, içten gelecek bir kere, yoksa olmuyor.
giriyorsun herhangi bir esnafın dükkanına, arkadaş sanki dünyası çökmüş herifin! selam almaz, s.kecek gibi bakar... noluyon be birader!
herkes için zorlaştı artık işler, kimse memnun değil gibi nerdeyse halinden.
gel otur kahkaları patlatalım demiyoruz, bir tepki ver, o da yeter.
sonra kan ağlarsın, iş yok diye. önce bir adam ol, tekrar gelelim mekanına. yoksa daha çok babayı alırsın!
oturduğu yerden para kazanmaya alışmış insanlar olduklarından oldukça şımarıktırlar. hayatları boyunca bir işe emek harcamak akıllarına gelmez. toptancının dükkanına getirdiği malı rafa koyar, sonra raftan alır birine verir. bu sırada oldukça yüklü bir kar ekler. bu tip insanlardan güleryüz ya da insanlık beklememek gerekir.
donumuzla erzağımızı aynı yerden alabildiğimiz bir ortam, tekelleşme içerisinde adam otrişle, şiirle ,şarkıyla mı karşılasaydı. kokulu öpücükler mi yollasaydı. (bkz: buna inanabiliyor musun sevinç)
kesinlikle katıldığım önermedir. çıkarken iyi akşamlar dersiniz, sanki anasına avradına sövmüş muamelesi görürsünüz. aslında bir gün de sövmek lazım, nasıl tepki vereceklerini merak etmekteyim.
+ iyi akşamlar, kolay gelsin.
- ....
+ iyi akşamlar dedim pezevenk!
- iyi akşamlar abi.
tansaş, migros, dia, kipa ve bilumum mağazaların şehir dışından kalkıp sokak aralarına gelmesiyle başlayan. mağazaların saat gece 22'de kapanmasıyla manavı, kasapı, bakkalı, marketi, pastacısı, tatlıcısı, züccaciyecisi, şarkütericisi ve diğer sayamadığım bütün esnafı etkilemesinden kaynaklanan sorundur.*
selam verdiğinizde bir çok esnaf allah'ın selamını bile almamaktadır. sorduğunuz zaman (yani bre yavşak neden allah'ın selamını almazsın denildiğinde) bütün gün 1500 kere selam mı alıcaz derler. çoğu esnafımız dövülesi insanlardır. hayırlı işler dersiniz sallamaz cevap bile vermezler dükkandan çıkınca içinizden "inşallah en kısa sürede batarsın." demek gelir.
tabii bütün genellemeler yanlıştır. (bütün genellemeler yanlıştır genellemesi bile.) ama çoğu öyledir. kaliforniya'ya gittim. fast foodcusundan tutun mağazalarındaki çalışanlarına kadar, pizzacısına kadar hepsi güler yüzlüydü. tabi insanlarını tanımıyorum pek fazla belki çıkarları vardır. tabi ki çıkarları var yani mal satmaya çalışıyorlar, para kazanacaklar ama bunu iyi bir şekilde, müşteriyi memnun ederek yapıyorlar. halkımı çok seviyorum ama en büyük sorunlardan birisi bu.
bizim mahallede bir bakkal vardı. dükkana gitmek için her yola çıktığımda adamın mutlu olması için dua ediyordum. allah'ım lütfen bu sefer gülsün diye dua ettim kaç kere abartmıyorum hiç. dükkana giderim, (adını tam hatırlamıyorum ama sanırım hasan'dı.
+ hasan amca bir tane 2.5 litrelik kola alacaktım.
- dolap orada.
+ he tamam eheh ne salağım sanki ilk defa geliyorum.
- ...
+ ( insan az güler lan ) ne kadardı ?
- (sanki başına mına koyım efekti koymak ister gibi ) sanki ilk defa alıyorsun ?!
+ hee doğru belki zamnlanmıştır diye ( bahaneye bak)
-...
+ hadi hayırlı işler
her seferinde bu diyalogun bir benzeri yaşanırdı. bu sadece bir örnek. bunun kuaförü var(artık yok sebebi editte), kebapçısı var...
edit : bugün kuaföre gittim tıraş bittiğinde çay may içer misin dedi lan. şok oldum kaldım olduğum yere yığıldım. artık benim de güler yüzlü bir kuaförüm var. yani güler yüzlü biraz fazla kaçtı da çay ikram etmesi de bir gelişme mutlu oldum lan.