türkler açısından gayet mümkündür, fakat ermeniler açısından pek mümkün değildir. zira ermenler toplumsal olarak anormal derecede takıntılılar. misal biz 24 nisandan 24 nisana ermeni olaylarını hatırlar ve sinek vızıltısı gibi sallamazken, adamlar yılın her dönemi bu travmayı yaşıyorlar.
Hristyan Ermeniler vergisini (cizye) verir yaşardı bu kadar
Yoksa haçlı seferlerinden beri batıdan gelen haçlılara destek olan ermenilerin Osmanlı'nın güçlü olduğu dönemde isyan etmeme sebebi hem Ermenilerin yaşadığı yerin etrafının müslümanlarla çevrili olması hem de Batı'nın oraya destek olacak gücünün olmamasıdır
Rusların güçlenmesinden sonra bitlerinin nasıl kanlandığını biliyoruz.
meşhur hikayedeki gibi bendeki kuyruk acısı sendeki evlat acısı artık asla dost olamayız.
Bir zamanlar yoksul adamın biri bir yılanla dost olmuş. Adam ne zaman başı sıkışsa, darda kalsa, yılanın kuyusunun başına gidermiş. Orada bekler; yılan da kuyudan çıkıp adama bir altın lira verirmiş. Bu hep böyle sürmüş.
Derken aradan uzun yıllar geçmiş. Adam bir gün hastalanmış. Yataktan kalkamaz olmuş. Sonra oğlunu çağırmış. Oğluna demiş ki: “Filanca kuyunun yanına git. Orada bekle, bir tane yılan çıkacak oradan. O yılandan korkma dosttur o yılan. Yılan sana bir altın lira verir onu alır gelirsin” demiş.
Neyse çocuk gitmiş kuyunun başına, beklemiş. Yılan gerçekten çıkmış ve yere bir altın lira bırakmış. Çocuğun aklından şeytanlık geçecek ya, kafasından geçirmeye başlamış: “Demek ki kuyu altın dolu! Ben bu yılanı öldürürsem; kuyudaki altınları çıkartır zengin olurum.” demiş. Ve yerden hemen bir taş almış. Taşı yılana fırlatmış. Yılanın kuyruğu kopmuş. Tabi yılan da can havliyle çocuğun üstüne atlayıp ısırmış. Çocuk zehirlenip ölmüş.
Aradan zaman geçmiş. Ve adam iyileşmiş. Adam aslında bilgeymiş. Ve olayın iç yüzünü de bilmekteymiş. Bir süre sonra kuyunun yanına gitmiş. Sonra yılan da çıkmış. Adam yılana bakmış, bakmış, bakmış ve demiş ki: “Yılan kardeş, bizim çocuk bir densizlik yapmış ve cezasını da bulmuş. Ama biz dosttuk ve yine dost kalabiliriz” demiş.
Ama yılan bu teklife yanaşmamış. “Yok yok bu imkansız” demiş.
“Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı olduktan sonra artık biz dost olamayız” demiş…
rusya ya her gidişimde beni havaalanından alan bir ermeni vardı ibneye * havaalanlarında satılan bir şişe rakı iki kadeh götürmüştüm de sevinmişti gariban. türk ermeni dostluğu adına güzel bir uygulamaydı benim açımdan.
Ermenilerin asla yanaşmayacağı ve hala daha Türk düşmanı nesiller yetiştirdikleri için olmayacak olan dostluktur.keşke dünyadaki tüm uluslar bizim gibi olsa.
Ermenilerden dost mu olur ? . Türklerin alimlerini, yabancı devletlerde iyi universitelerde okuyan türkleri katl etmek için örgütler kurmuş bir halkdır ermeni soysuzları.
yabanci devletleri gazina gelip Türkleri kesip yakan kadinlara saldirip tecavuz eden kadinlarin karnini yarip icerisindeki cocuga bakan ermeniler ne zamandan beri bizim dostumuz oldu birakin bu kafayi bu irkcilik degil ben atalarima ihanet edenleri unutmam Biz kimseyle dost degiliz Türkün Türkten baska dostu olmaz,anlayin artik. Ne Mutlu Türküm diyene.
ermeni militanlar dünyadaki türk diplomatları şehit etmeye başladığında fiilen biten dostluktur. eskiden bu dostluk vardı evet, bundan 50-60 sene önce türkler ve ermeniler şehirlerde birlikte yaşardı, dostluklar, yardımlaşmalar, komşuluklar vardı, anne babalarımızdan öyle işittik, gördük...
not: geçmişin acılarını bugünlere taşıyıp masum insanları katletmekle hiçbir şey hallolmaz, daha kötüye gider.