doğuştan gelen bir içgüdüyle sidik yarışıyla başlayan, olum en büyük benimki bikere diye devam eden sürekli bir yarış duygusu. Sosyal medyanın bukadar tutmasını da bu sebebe bağlayabiliriz.
Korkuyor efendim.
Tüm korkusu kaybetmekten.
Yaşadığı coğrafya ona pek bir şey vermemiş, verse zamanında vermemiş ya da çok uğraştırmış.
Verdiklerini fazlasıyla geri almış.
Verdigini Eksik vermiş.
Koruma içgüdüsü sahiplenme içgüdüsü diğer tüm milletlerden fazla bu sebeple. Ama ne kadar korursa korusun sahiplenir de sahiplensin içinde bi yerlerde hep korkuyor.
Hem kaybetmeye korkuyor hem de yine geç kalmış olmaktan.
Bazen de bu korkulardan dolayı kaybediyor en kaybetmemesi gerekeni.
Ellerin taşının hiç degmedigi de dostun bir gülünün yaraladığı adamlar bunlar.
Bakmayin kaba sabaligina.
Sevin ilgilenin güven verin bırakmayın bir de birazcık da karnını doyurun bakın nasıl sorunlar bir bir çözülüyor
özgüvensizlik, gereksiz özgüven ve abazanlık. mesela marmaris'de analiz ettim.
iki tane kız inanılmaz kesiyor beni ama ben bakmıyorum siz kimsiniz la edasındayım.
baktım bunlar bana karşı dans falan ediyor sırtımı döndüm.
yanımdaki abazanlığın padişahı olan ve bi o kadar da yakışıklı olan arkadaşım gitti bunlara tanışalım mı dedi kız el hareketiyle buna yallah dedi.
halbuki ben ne güzel 1-0 öndeydim ama sayesinde 1-1 olduk. gerek yok abicim bizim kızlarda naz olur cilve olur ama tipinden hal hareketinden belli eder seni ezmek istediği o tip kızlara nah ezersin mesajını verdin mi kudurtursun bi tarafın kalkar artistik patinajını atar gidersin.