sanılanın aksine, türk kızının cinsel hayatından daha travmatik bir şekilde başlar ve devam eder.
çok uzaklara gitmeyip kendimden örnek vererek devam ediyorum.
1. Ailemin ve yakın akrabalarımın klasik pipi görme ve gösterme merakı.
3-4 yaşlarına geldiğimde dedemin, babamın, amcamın vs. "aç evladım göster bakalım pipini amcalara teyzelere" baskıları üzerine utandığımı hatırlarım ve arkasından hayatıma etki eden şu sözler gelir. "açsana evladım pipini, erkek adamın malı meydanda olur."
vaaayy anasını diyorum. 3-4 yaşında bir çocuğa aşılanan fikre bakın. hem erkeksin hem adamsın hemde malın meydanda. Bu sözler üzerine tüm akraba ve komşuların merakı giderilir ve pipinin kıymetli birşey olduğu anlaşılır. ilk travma böyle vukuu bulur.
2. Berber Süleyman abi ve mahallenin orta yaşlı amcalarının cinsel içerikli şakaları.
5-6 yaşlarına geldiğimde benim için bir kabus olan berber koltuğunu sülayman abi daha da sıkıntılı bir hale getirmiştir. saçlar üzerime dökülmesin diye boynuma bağladığı örtünün altına elini sokup pipime denk getirerek işaret parmağını kaldırıp; "akşamları çadır kuruyo musun leyn kerhaneci" cümlesi ile çocukluğumu ölüdrmüştür. çadırın ne olduğunu yeni öğrenmişken pipimin çadır kurma yeteneğine sahip olduğunu öğrenmek hayatımdaki 2. travma olmuştur.
3. erkek evladım var diyen babamın baskıları.
ilkokul çağlarına geldiğimde (1.-2. sınıf çağları) babamın, sapık olmam yönünde baskıları başlamıştı. okuldan her dönüşümde, yüzünde pis bir sırıtmayla "napıyon leyn, öpüyon mu kızları okulda?" sorularına maruz kaldım. "baba, bayram değil seyran değil niye öpeyim yaa." savunmalarıma karşı, "olsun sen yine de öp, aslan oğlum benim, erkek oğlum benim" cümleleri kızlarla iletişim kurmamda bir dönem kabus olmuştur.
4. hormonal dengesizlik ve ergenlik dönemi.
orta okulun başlarına geldiğimde sesim, yüzüm, burnum vb. değişime uğramış ve içimde inanılmaz bir enerji birikmişti. kızların benden önce bu süreci tamamlamış olmaları ve aklımın üreme organımla yer değiştirmiş olması bu dönemi de kabusa çevirmiş ama bana çok şey öğretmiştir.
5. tüm dünyanın bana karşı olduğu dönem.
lise çağlarıma geldiğimde ergenlik dönemini ve psikolojisini atmıştım. Kızlarla da aram normalin çok üzerinde iyiydi fakat bu sefer de dünya bana karşıydı. okulda hoca, evde aile, yolda amca-teyze, sinema da salon görevlileri (ki bunu özellikle yazıyorum, 2 dk rahat bırakmamıştır hiçbiri), otobuste muavin, kafelerde oturan diğer insanlar, kısacası herkes. sanki kızlara yaklaştığımda sirenler çalıyor ve birileri mutlaka araya giriyordu. iki arada bir derede ne olabiliyorsa o kadar oluyor ve bu dünya beni anlamıyordu...
6. tam anlamıyla özgürlük ve sağlıklı bir başlangıç.
üniversite çalarıma geldiğimde evden ayrılmış ve ipini koparmış danalar gibi özgürlüğüme doyamamıştım. baskı yok, özgürlük çok... kızlar beklenilen kadar olmasa da nispeten rahat. işte bu dönem, travmaları atlatmış bir türk erkeğinin cinsel hayata başladığı dönemdir. Benim en güzel anılarımdır...
7. yeni heyecanlar arama.
üniversiteyi bitirdikten ve bir işe başladıktan sonra biraz paranın, biraz gençliğin hatta yaşlanma ve yaşayamama korkusunun verdiği gazla, hızlı yaşayıp heyecanlarıma heyecan katma dönemim. Evet hala bu dönemin içindeyim.
8. evlilik ve rutin.
bu dönemi henüz yaşamadığım için yorum yapamayacağım fakat şu an için oldukça sıkıcı duruyor...
anlatım bozukluğu olan cümle. anlatım bozukluğunun sebebi gereksiz kelime kullanımıdır. türk erkeğinin hayatı cinsellikten ibaret olduğu için cümlenin doğrusu şudur. türk erkeğinin hayatı.
Türk erkekleri cinsellik konusunda aşağılık kompleksi olan bir millettir. internet denen bok çukurunda olsun, arkadaş ortamında olsunlar "of evire çevire sikerim havaya atar tutar öyle sikerim 8 saat aralıksız sikerim" diyen arkadaşlarınızın muhtemelen ilk cinsel deneyimi 10 saniye sürecek ve devamında yanındaki hatun elinde telefonla instagramda takılırken bu arkadaş yorganı yüzüne çekip hıçkıra hıçkıra ağlayacak.
