Kendini zorla tipsizde olsa, iyi sevişmese bile bir yabancı uyrukluya s*ktirip çok önemli birşeymiş gibi belli edip hava atmaya çalışan yazar beyanı. (Belkide olta atan harun abilerdende olabilir)
türk erkekleri diyor ki türk kadınları sevişmeyi bilmiyor, işte şu kızılayda kan verme meselesini örnek gösteriyor.
türk kadınları da diyor ki türk erkekleri iyi sevişemiyor.
e arada türk erkekleri iyi sevişemiyor diyen türk erkekleriyle ; türk kadınları iyi sevişemiyor diyen türk kadınları da var.
e kimse sevişmeyi bilmiyorsa neden herkes sevişiyor amk :d meselesine girmeyeceğim tabi ama acaba millet olarak ''sevmeyi'' bilmiyor olabilir miyiz?
ya da sevmediğimiz sevemediğimiz insanlarla sevişiyor olabilir miyiz?
sevişmek.
birbirini sevmek.
bakın en başta birbirini sevmekle başlıyor.
karşınızdakini sevin. onun da sizin sevdiğini bilin. sevildiğinizi hissedin.
sonra sonra anlatın.
çünkü sevmenin sevilmenin alameti anlatmaktır. dinlemektir.
anlatırken ve dinlerken alınan hazlardır ve sevişmek ilk orada başlar.
yalnızca konuşacağız, birbirimizden korkmamayı öğrenene kadar, bıkıp usanmadan konuşacağız. bedenimden korkmamanı öğrenene kadar sana kitaplardan şiirler okuyacağım hikayeler destanlar anlatacağım. anlatmanın bir tür sevişmek olduğunu anlayana kadar...
anlatmanın yetmediğini kanıtlayacak olan açlık teninde uyanana kadar, bıkıp usanmadan anlatacağım.
daha sonraki tanımı sevişmek kelimesinin.
birbirini kucaklayarak öpmek, okşamak gibi eylemler.
insan insanın teninde nehirde sürüklenen yaprak misali sürüklenip gider mi?
sevişmenin büyüsü sevmekle başladı.
ilk şiirle, ilk masalla, ilk destanla, ilk fısıltıyla, parmak ucunun ilk vücuda değişiyle hem gerçek hem yalan bir aleme girdi erkek ile kadın.
sevişme çoktan başlamıştı.
eleştirecek, kusur arayacak, hata bulacak gözler çoktan kapandı.
kısık bir seni seviyorum da her şeyi affettirdi. unutturdu.
toprak toprağa, can cana karıştı.
ilk ruhlar okşandı. onlar doydu aşkla.
sonra bedenler doydu.
bedenin doymasından ne olacak ki?
bedenin doyması nedir ki?
basittir bilirsiniz işte.
ruh kalp gözlerinde parıltı öyle değil ama.
sevgiyle başladı sevgiyle bitti seni seviyorumla noktalandı, sevgiyle sırlandı.
sevgiyle sırlayamayıp sağda solda ötenler, şu sevişemiyor bu edemiyor ya da şöyle seviştim böyle ettim diyenler en başta sevme sevilme konusunda sıkıntısı olanlar.
büyük ihtimalle de 'yat amına korum, yat yat yat bende rıza baba ' diye başlayanlar :d rıza baba konusu abartma tamam ama var öyle hayvanlar ya :d yat ulan filan nedir amk :d
böyle hayvanlarla sevişenler var bir de :d
sorumlusu analardır: babalar doğan çocuğun çüklü olduğunu görünce, hanede falllusa tapınma ritüelleri başlar ve analar da, babaların baskısıyla, bu ritüelin körü körüne yürütücüsü olurlar. oğlan da kendini yürüyen bir fallus olarak tanımlar ve bencilliğin dibine vurur.
gel gör ki kadınla baş başa kaldığında kendi fallusunun söyledklerinden başka kadına söyleyecek bir kelime dahi bulamaz ve sevişmenin dahi nasıl olduğundan bihaber şaşırır kalır.
Biri gelir karı bulun lan bana diye inim inim inler bağrınır yoksa islama saldırırım diye tehdit eder, biri gelir azgınlığı kudurukluğu başına ordan da çenesine vurmuş kazık yok mu diye ulum ulum ulur. Ne bu sözlüğün bu abazanlardan çektiği be kardeşim?
Beni bir nebze alakadar etmeyen iddiadır. Bahsi geçen Türk erkeğinin pratik yapmasına, tecrübe sahibi olmasına fırsat vermeyip yeri geldiğinde şikayet eden şahsiyetin yaklaşımıdır. Ne yapsın çocuk eliyle daha iyi anlaşabilmesi bir tesadüf değil ya. Yani çok fazla deneyimsiz var, yeterince sevişilmiyor. Bunun eseri de zamanında kızına 'göster ama verme' sözüyle büyüyen nesilin anneleridir. Bu arada başlığı açana 'kendini siktirerek bir katkı da bulunabilirsin' tavsiyesi de verilmesi gerekir.
Buna neden bu kadar eksi gelmiş merak ettim. Eğer başlık ''Türk kızlarının iyi sevişemiyor olması'' olsaydı entrylerde yaa aynen moruk, hahaha katılıyorum yazarcım yorumlarını görecektik bence.