türk edebiyatının en güzel şiirleri

entry64 galeri0
    50.
  1. Desem ki

    Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

    (bkz: Cahit sıtkı tarancı)
    0 ...
  2. 51.
  3. Ağlasam sesimi duyar mısınız,
    Mısralarımda;
    Dokunabilir misiniz,
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?

    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
    Bu derde düşmeden önce

    Bir yer var; biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.

    (bkz: orhan veli kanık)
    1 ...
  4. 51.
  5. Ahmet Haşim- merdiven
    Necip Fazıl-muhasebe
    Orhan Veli- anlatamıyorum.
    1 ...
  6. 52.
  7. 53.
  8. 54.
  9. 55.
  10. Ellerinize ve Yalana Dair - Nazım Hikmet

    Bütün taşlar gibi vekarlı,
    hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli,
    bütün yük hayvanları gibi battal, ağır
    ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz.
    Arılar gibi hünerli, hafif,
    sütlü memeler gibi yüklü,
    tabiat gibi cesur
    ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz.
    Bu dünya öküzün boynuzunda değil,
    bu dünya ellerinizin üstünde duruyor.
    Ve insanlar, ah, benim insanlarım,
    yalanla besliyorlar sizi,
    halbuki açsınız,
    etle, ekmekle beslenmeye muhtaçsınız.
    Ve beyaz sofrada bir kere bile yemek yemeden doyasıya,
    göçüp gidersiniz bu her dalı yemiş dolu dünyadan.
    insanlar, ah, benim insanlarım,
    hele Asyadakiler, Afrikadakiler,
    Yakın Doğu, orta Doğu, Pasifik adaları
    ve benim memleketlilerim,
    yani bütün insanların yüzde yetmişinden çoğu,
    elleriniz gibi ihtiyar ve dalgınsınız,
    elleriniz gibi meraklı, hayran ve gençsiniz.
    insanlarım, ah, benim insanlarım,
    Avrupalım, Amerikalım benim,
    uyanık, atak ve unutkansın ellerin gibi,
    ellerin gibi tez kandırılır,
    kolay atlatılırsın...
    insanlarım, ah, benim insanlarım,
    antenler yalan söylüyorsa,
    yalan söylüyorsa rotatifler,
    kitaplar yalan söylüyorsa,
    beyaz perdede yalan söylüyorsa çıplak baldırları kızların,
    dua yalan söylüyorsa,
    ninni yalan söylüyorsa,
    rüya yalan söylüyorsa,
    meyhanede keman çalan yalan söylüyorsa,
    yalan söylüyorsa umutsuz günlerin gecelerinde ayışığı,
    söz yalan söylüyorsa,
    ses yalan söylüyorsa,
    ellerinizden geçinen
    ve ellerinizden başka her şey
    herkes yalan söylüyorsa,
    elleriniz balçık gibi itaatli,
    elleriniz karanlık gibi kör,
    elleriniz çoban köpekleri gibi aptal olsun,
    elleriniz isyan etmesin diyedir.
    Ve zaten bu kadar az misafir kaldığımız
    bu ölümlü, bu yaşanası dünyada
    bu bezirgan saltanatı, bu zulüm bitmesin diyedir.
    0 ...
  11. 57.
  12. 58.
  13. koskoca edebiyatımızda beni duygulandıran tek şiirdir. bu benim mallığım tabii edebiyatla bir ilgisi yok.. ayrıca bu şiirin bana hatırlattığı bir şey de yok zira yağmur altında öpüşmeyi bırak üstüme yağmur yağmasından hiç hoşlanmam.

    Hava kararmıştı,
    yağmur yağıyordu,
    dudakları sımsıcaktı,
    elleri üşüyordu,
    bir öptüm,
    bir daha öptüm,
    kimseler görmedi öpüştüğümüzü,
    yağmurdan başka,
    iki gözüm çıksın,
    şimdi ne zaman yağmur yağsa,
    utanıyorum...

    -Ümit Yaşar Oğuzcan
    2 ...
  14. 59.
  15. 60.
  16. Bence hepsi divan edebiyatından çıkar.
    Divan edebiyatı ile başa baş mücadele edebilecek bir şiir varsa o da Sadece istiklal marşıdır.
    1 ...
  17. 61.
  18. Üstte bahsedilen hiçbir şiir buraya yazmadiklarimin çöpü olamayacaktır konu şiir ve edebiyatsa kaslarimı bile bir kenara bırakır ruhu pazara sererim.
    0 ...
  19. 62.
  20. 63.
  21. Şiir bir sanat ürünüdür. Sanat ürünlerini bilim gibi değerlendiremeyiz. Kesinlik arz etmez sanat. Her sanat ürünü biriciktir, tektir, çok anlamlıdır, her okuyana farklı çağrışımlar uyandırır. Dolayısıyla şu şiir en iyisidir diye yapılan paylaşımlar boştur. Aslında bu paylaşımı yapanlar kendi duygularının en iyisi olduğunu iddia etmektedirler ve duygular değişime açıktır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük