namus konusunda yanlış bilgi vermeleri.kendi düşüncelerine göre erkeği namussuz yapıyorlar haberleri yok kısaca erkeğe göster pipiyi,18 yaşında gel ben götüreceğim oğlum ama kıza sakın evlenmeden olmaz gibi telkinleri.
Bebeklerin hiçbirşeyden anlamayacağını düşünüp anne-babayla aynı yatakta yatması.
Beyinlerinin gelişmediğini düşünüp yanlarında konuşulmaması gerekilen şeyleri konuşmak.
Bu davranış çocukların karakter oluşumunakötü katkılar sağlar.
Erkek çocuğuna "oğlum pipini göster" amcalarına deyip kız cocuğuna bu konuda baskı uygulaması,
Ki bu ilerde kız çocuklarında içine kapanıklığa ve kişilik bozukluğuna neden olur.
Ebeveynlerin erkek çocuğuna hiçbir iş elletmeyip, suyu bile ayağına getirmesi , bir türlü sorumluluk sahibi olmayan tüm kadınları amiyane tabir ile köle olarak gören bir nesil getirir.
pepe, cayu gibi sözde eğitici olan programlar çocuklarımızın televizyona bağlı ve bağımlı kalmalarına sebep olmaktadır. ağaç yaş iken eğilir misali evlatlarımıza dikkat edilmeli. sonra ki yaşlarda niye oğlum veya kızım televizyonun dibinden ayrılmıyor denılmesin.
hayır sonra bu piçler özgüvensiz bireyler olarak yetiştirip, özeleştiri yapmaktan ölümüne kaçıyorlar. 30 yaşına gelip de önüne bakmadan yürürken taşa takılınca dönüp de taşa küfrediyor aklını siktiklerim.
buna dikkat ediniz canlarım. çocukların, özgüvensiz bireyler olarak yetişmemesi ve yeri geldiğinde insiyatif alabilen bireyler olabilmesi için hayatidir bu hadise.
çocuğun dövülerek ya da bağırılarak korkutulması, yalan söylenilmesi, merakının önlenmesi, televizyon izlettirilmesi, sosyalleşmesine izin verilmemesi ve daha bir sürü şey. aslında herşey onların bize emanet olduğu bilincinin edinilmesinde bitiyor. çocuğun kendisine emanet olduğu bilen ebeveyn mümkün olduğunca duyarlı davranacaktır kanımca.
çocuklar birey olarak görülmüyor, sorumluluklar verilmiyor, en büyük yanlış bence budur.
mesela su içecek değil mi; bardağı düşürür, suyu döker, kendine zarar verir diye öne atılıp suyu ona siz vermeyin. böyllelikle hem hazıra alışmasını sağlarsınız, hem özgüven eksikliği çekmesine. o siz ona sorumluluk verin diye gözünüzün içine bakar veya hiç tınmaz, ekmek elden su gölden geçinir. iki türlü de kendi zararına. yapmayın etmeyin.
Kizlarina prenses diye hitap edip millete de ettirmeye calismalari ve dolayisiyla onlari havaya sokmalari. Ogullarina prens diye hitap eden ettiren gormedim ama onu yapan varsa ayni sekilde o da yanlistir. Bu salak davranisin neticesinde kasim kasim kasilan ya da o prensligin/prensesligin icini dolduramayip ezim ezim ezilen ergenler goruyoruz.
Cocuklarina dedelerinin ya da babaannelerinin isimlerini verip cocuklarini feodal bir yapinin mali ve nesnesi haline getirmeleri; o cocuk buyuyunce o adam veya o kadin gibi olmak ve o isimle anilmak is-te-me-ye-cek. Dunyada ne sabit kalmis ki 70 sene oncenin isim begenisi sabit kalsin?
Kendi yapmaya firsat bulamadiklarini cocuguna yaptirmaya and icmek, bu ugurda hem cocugu hem de kendini yipratmak. Siz babanizin baskisindan okulun futbol takimina giremediniz diye cocugunuz futbol oynamayi sevip kendi okulunun takimina secilecek diye bir zorunluluk yok. Ya da siz kendi anne babanizin aksine cocugunuzu koleje gonderecek guce sahip olabilirsiniz ama cocugunuz fransizcayi ogrenmek istememe hakkina sahip.
Cocugu nahos gerceklerden ve hayatin zorlugundan uzak tutmak. Fakirligin ya da felaketin ne oldugunu bilmeyen cocuklar gucsuz bireyler oluyorlar. Cocuga sadece icecek su bulabildigi icin bile ne kadar sansli oldugunu anlatmak gerek ama anlayabilecegi ve kendini kahretmeyecegi uygun bir dille.
Cocugun kolesi olmak, butun aile hayatini cocuga endekslemek, cocuga her zaman alisik oldugu sartlari ve standartlari saglamak, cocugu tum dunyanin onun icin hazirlanmis bir dekor oldugu iluzyonu icinde buyutmek. Bu hem anne babayi gereksiz yorup yipratiyor, hayatlarini tatsizlastirip onlari mutsuzlastiriyor; hem de cocuga dunyanin krali oldugu dusuncesini empoze ediyor. Birakin o yilki tatilinizi cocugun tercih edecegi gibi havuzlu oyun parkli bayik bir otelde degil, oteli sadece yatmak icin kullanacaginiz hep beraber gezmeye eglenmeye ve kesfetmeye dayali bir plan dahilinde gecirin. cocuk kendisi icin denize girsin ama sizin gezmek istediginiz tarihi veya turistik mekani gezerken sizin isteklerinize saygi ve sabir gostermeyi ogrenebilsin, hem de iki satir birsey ogrensin.
çocuk eğitiminde neyi doğru yapıyorlar ki yanlış yapılanları karşılaştırıyoruz. bir orta yolu tutturamamaktadırlar örnek vericek olursak çocuğa hayır demeden her istediğini almak her dediğini yaparak şımarık ve çekilmez bir çocuk yetişmektedir öte yandan o çocuğa kısıtlama getirildiğinde hiç bir isteğini yapmayıp çocuğu sıkar ve özgüveni 0 olan bir birey yetişir. çocuğu aşağılamak, bir konuda zorlamak, yapmadığı zaman tehdit etmek yasak koymak* yapılacak en büyük yanlışlardandır. özellikle bir çok ebeveynde bulunan aşırı kontrol ve baskı ki bu baskıyı uygulayan genellikle babalardır. çocuğu psikolojik açıdan yıpratmakta ve eğitimi için büyük bir olumsuzluğu mevcuttur. istisnalar var mıdır elbette vardır fakat çocuğunu iyi eğitebilen ebeveyn istisnası türkiyede en az bulunan istisna çeşitlerine büyük bir örnektir.
önce onun çocuk değil insan olduğunu öğrenmeleri gerekiyor.
konuşurken, sorarken, dinlerken, paylaşırken, yemek yerken, toplum içindeyken diğer insanlar ne ise o da öyle.
bir kaç istisna hariç;
severken
oynarken
ve sizi her an izleyip örnek alırken çocukturlar.
erkek çocuklara özellikle babaları tarafından yapılan*, (ataerkillliğin vermiş olduğu hazlarla) cinsel uzuvlarıyla gösteriş ve övünme telkinleri gibi cahiliye döneminden kalma, gereksiz gösterişçilik duygusu aşılanıyor ki, tıpkı babaları gibi hanzo ve dimağları cinsel dürtülerle gelişen anormal çocuklar yetişebiliyor.
erkek çocuklara "yürü be oğlum", "göster pipini oğlum", "bakın oğlumun pipisine" ....
kız çocuklarına "göster vajina"nı* kızım diyen bir anne-baba gördük mü görmedik, göremeyiz.
o erkek uzvunun farkı nedir o zaman? bir nevi güç gösterisi tabi. erkeğin cinsel uzvu yüceltilirken, kadınınki otomatikmen aşağılanıyor. hem de çocuklukta... işte bunu yapa yapa, kadından üstün olduğunu kabul eden, kadına el kaldıran ve doğacak çocuğuna kendine yapılanın aynısını yapacak olan babalar yetiştirmekteyiz.
işin kötüsü oğullarına bunu aşılayan annelerin de varlığının olması.
orta yolu bulamamaları.küçükken "aman çoçuğum sosyal olsun insanlarla kaynaşsın"diyerek her ortama o çocuk sokulur.okula
başlar,müsamerelere folklor vs. kurslara kendi isteği dışında ailesinin isteğiyle katılır.ama bi yerden sonra aklı başına gelmeye başladığı yılarda o çocuk belki bugüne kadar kendisini yönlendiren ailesine tepki olsun diye asosyalin biri olup çıkar.
bazısı tam tersi yetiştirir."aman bunu yapma,şunu yapma"diye,ama çocuk zamanla öyle bi sosyal olur ki o uyuşturucu partisi benim bu fuhuş partisi senin dolaşmaya başlar.