önce onun çocuk değil insan olduğunu öğrenmeleri gerekiyor.
konuşurken, sorarken, dinlerken, paylaşırken, yemek yerken, toplum içindeyken diğer insanlar ne ise o da öyle.
bir kaç istisna hariç;
severken
oynarken
ve sizi her an izleyip örnek alırken çocukturlar.
çocuk eğitiminde neyi doğru yapıyorlar ki yanlış yapılanları karşılaştırıyoruz. bir orta yolu tutturamamaktadırlar örnek vericek olursak çocuğa hayır demeden her istediğini almak her dediğini yaparak şımarık ve çekilmez bir çocuk yetişmektedir öte yandan o çocuğa kısıtlama getirildiğinde hiç bir isteğini yapmayıp çocuğu sıkar ve özgüveni 0 olan bir birey yetişir. çocuğu aşağılamak, bir konuda zorlamak, yapmadığı zaman tehdit etmek yasak koymak* yapılacak en büyük yanlışlardandır. özellikle bir çok ebeveynde bulunan aşırı kontrol ve baskı ki bu baskıyı uygulayan genellikle babalardır. çocuğu psikolojik açıdan yıpratmakta ve eğitimi için büyük bir olumsuzluğu mevcuttur. istisnalar var mıdır elbette vardır fakat çocuğunu iyi eğitebilen ebeveyn istisnası türkiyede en az bulunan istisna çeşitlerine büyük bir örnektir.
Kizlarina prenses diye hitap edip millete de ettirmeye calismalari ve dolayisiyla onlari havaya sokmalari. Ogullarina prens diye hitap eden ettiren gormedim ama onu yapan varsa ayni sekilde o da yanlistir. Bu salak davranisin neticesinde kasim kasim kasilan ya da o prensligin/prensesligin icini dolduramayip ezim ezim ezilen ergenler goruyoruz.
Cocuklarina dedelerinin ya da babaannelerinin isimlerini verip cocuklarini feodal bir yapinin mali ve nesnesi haline getirmeleri; o cocuk buyuyunce o adam veya o kadin gibi olmak ve o isimle anilmak is-te-me-ye-cek. Dunyada ne sabit kalmis ki 70 sene oncenin isim begenisi sabit kalsin?
Kendi yapmaya firsat bulamadiklarini cocuguna yaptirmaya and icmek, bu ugurda hem cocugu hem de kendini yipratmak. Siz babanizin baskisindan okulun futbol takimina giremediniz diye cocugunuz futbol oynamayi sevip kendi okulunun takimina secilecek diye bir zorunluluk yok. Ya da siz kendi anne babanizin aksine cocugunuzu koleje gonderecek guce sahip olabilirsiniz ama cocugunuz fransizcayi ogrenmek istememe hakkina sahip.
Cocugu nahos gerceklerden ve hayatin zorlugundan uzak tutmak. Fakirligin ya da felaketin ne oldugunu bilmeyen cocuklar gucsuz bireyler oluyorlar. Cocuga sadece icecek su bulabildigi icin bile ne kadar sansli oldugunu anlatmak gerek ama anlayabilecegi ve kendini kahretmeyecegi uygun bir dille.
Cocugun kolesi olmak, butun aile hayatini cocuga endekslemek, cocuga her zaman alisik oldugu sartlari ve standartlari saglamak, cocugu tum dunyanin onun icin hazirlanmis bir dekor oldugu iluzyonu icinde buyutmek. Bu hem anne babayi gereksiz yorup yipratiyor, hayatlarini tatsizlastirip onlari mutsuzlastiriyor; hem de cocuga dunyanin krali oldugu dusuncesini empoze ediyor. Birakin o yilki tatilinizi cocugun tercih edecegi gibi havuzlu oyun parkli bayik bir otelde degil, oteli sadece yatmak icin kullanacaginiz hep beraber gezmeye eglenmeye ve kesfetmeye dayali bir plan dahilinde gecirin. cocuk kendisi icin denize girsin ama sizin gezmek istediginiz tarihi veya turistik mekani gezerken sizin isteklerinize saygi ve sabir gostermeyi ogrenebilsin, hem de iki satir birsey ogrensin.
çocuklar birey olarak görülmüyor, sorumluluklar verilmiyor, en büyük yanlış bence budur.
mesela su içecek değil mi; bardağı düşürür, suyu döker, kendine zarar verir diye öne atılıp suyu ona siz vermeyin. böyllelikle hem hazıra alışmasını sağlarsınız, hem özgüven eksikliği çekmesine. o siz ona sorumluluk verin diye gözünüzün içine bakar veya hiç tınmaz, ekmek elden su gölden geçinir. iki türlü de kendi zararına. yapmayın etmeyin.
çocuğun dövülerek ya da bağırılarak korkutulması, yalan söylenilmesi, merakının önlenmesi, televizyon izlettirilmesi, sosyalleşmesine izin verilmemesi ve daha bir sürü şey. aslında herşey onların bize emanet olduğu bilincinin edinilmesinde bitiyor. çocuğun kendisine emanet olduğu bilen ebeveyn mümkün olduğunca duyarlı davranacaktır kanımca.
hayır sonra bu piçler özgüvensiz bireyler olarak yetiştirip, özeleştiri yapmaktan ölümüne kaçıyorlar. 30 yaşına gelip de önüne bakmadan yürürken taşa takılınca dönüp de taşa küfrediyor aklını siktiklerim.
buna dikkat ediniz canlarım. çocukların, özgüvensiz bireyler olarak yetişmemesi ve yeri geldiğinde insiyatif alabilen bireyler olabilmesi için hayatidir bu hadise.
pepe, cayu gibi sözde eğitici olan programlar çocuklarımızın televizyona bağlı ve bağımlı kalmalarına sebep olmaktadır. ağaç yaş iken eğilir misali evlatlarımıza dikkat edilmeli. sonra ki yaşlarda niye oğlum veya kızım televizyonun dibinden ayrılmıyor denılmesin.
Bebeklerin hiçbirşeyden anlamayacağını düşünüp anne-babayla aynı yatakta yatması.
Beyinlerinin gelişmediğini düşünüp yanlarında konuşulmaması gerekilen şeyleri konuşmak.
Bu davranış çocukların karakter oluşumunakötü katkılar sağlar.
Erkek çocuğuna "oğlum pipini göster" amcalarına deyip kız cocuğuna bu konuda baskı uygulaması,
Ki bu ilerde kız çocuklarında içine kapanıklığa ve kişilik bozukluğuna neden olur.
Ebeveynlerin erkek çocuğuna hiçbir iş elletmeyip, suyu bile ayağına getirmesi , bir türlü sorumluluk sahibi olmayan tüm kadınları amiyane tabir ile köle olarak gören bir nesil getirir.
namus konusunda yanlış bilgi vermeleri.kendi düşüncelerine göre erkeği namussuz yapıyorlar haberleri yok kısaca erkeğe göster pipiyi,18 yaşında gel ben götüreceğim oğlum ama kıza sakın evlenmeden olmaz gibi telkinleri.
-erkek çocuklarını kışkırtıp, kız çocuklarını bastırmaları
-otobüste, metroda kendilerinin ayakta bekleyip çocuklarını oturmaları
-çocuğun her isteğini alma zorunluluğu hissetmeleri.