geçen cuma bir düğün törenine iştirak etmem gerekti ve sevgilimle beraber bu kutsal görevi lâyıkı ile yerine getirmek için giriştik işe.
düğünün ardından da benim pek alışık olmadığım ve şimdiye dek şahit de olmadığım bir uygulama söz konusuydu. düğünün akabinde kına gecesi yapıldı falan.
velhasılı detayları bir kenara bırakıp da asıl olaya geliyorum hemen. bu "kına gecesi" modu ile beraber beklenen oldu ve o türkü yankılandı salonda:
"yüksek yüksek tepelere
ev kurmasınlar
aşrı aşrı memlekete
kız vermesinler"
bir anda cenaze yerine döndü ortalık. şöyle bir salonu kestim de evli-bekâr, genç-yaşlı, güzel-çirkin ayrımı olmaksızın salondaki hemen her kadının gözleri dolu dolu oluverdi ki en başta da gelinin. türkünün devamı geldi o sırada:
"annesinin bir tanesini
hor görmesinler
uçan da kuşlara malum olsun
ben annemi özledim
hem annemi, hem babamı
ben köyümü özledim"
ulan o da nesi? bir tanesi dışında salonda ağlamayan kadın kalmadı o anda ve gene en başta da gelin.
ya arkadaş nedir bu? hani birbirini seven iki insan, bir karar alıp hayatlarını beraber yaşamak için gerekli görülen, dayatılan bir adımı atıyor ve evleniyorlar. öncesinde heyecanlanıp, yok yere geriliyor ve "hayatımızın en güzel günü olsun" psikolojisi ile hareket ediyorlar(özellikle ilişkinin kadın tarafı) ve düğününde, kınasında ağzına sıçıyorsun deyim yerindeyse.
hani hepsi bir kenara bu "annesinin bir tanesini hor görme" durumu bildiğim bütün küfürleri ettirdi resmen içten içe. hani öyle bir sonuca varıyor ki insan "gelin olan hanım kişi kesin aşağılanır, kendisine zulmedilir" de ağıt yakılıyor o anda kendisi için "aman hor görmeseler, aşağılamasalar bari" gibi ve benzeri türden.
ve hani düğününde, sözümona hayatının en mutlu gününde buna maruz bırakılan kadının, ileride kendisini koruyabilmesi ne kadar mümkün olur? bir şeylere ne kadar karşı çıkabilir bunu dayattığın kadın?
çarpıklık desem değil, sapkınlık desem değil, gelişmemişlik desem ondan bile beter bir şey arkadaş bu.