Öncelikle konu ayarlamamız lazım. 1 tane zengin aile kesin olması gerekir. Tabi ki türkiye de her boka tezatlıkla yaklaşıldığı için bir tane de fakir aile. Sonra zengin aileye yakışıklı bir erkek verelim, fakir aile de kız olsun. Zengin oğlan fakir kızı görsün aşık olsun. Ama fakir kızın piskopat aşığı olsun. Zengin oğlanın fitne fesat eski sevgilisi olsun. Bu çocuğa oyunlar oynasın. Arada fakir kızın akıl veren zengin koca meraklısı ablası olsun. Ablası zengin erkeğin babasıyla sevişsin. Fakir kızın babası bunu öğrensin. O da ne fakir kızın ablası hamile kalmış. Hasiktirrr zengin cocuk bunu öğrensin. Al sana aşk, entrika, dram... böylelikle hafta içi salak izleyici grubunu kendine kitleyen bir dizi.
ben almanya´da yaşayan bir kimse olarak, birkaç kez seyrettim bu türk dizisi olayını, dikkatimi çeken en önemli şey şu - bol bol yalan söylenecek. en yakın- anne -kız, baba-oğul birbirlerine mütemadiyen yalan söyleyecekler, ve söyledikleri yalanlar ortaya çıkmasın diye uğraşacaklar.
godfather 1 ve 2 içinde söylenen yalan sayısı, seyrettiğim herhangi bitürk dizisinin ilk 20 dakkasındaki yalan sayısından az.
Bir adet renkli gözlü kadın.
Bir adet renkli gözlü adam.
Adam mümkünse uzun.
Bir adet adama aşık diğer kadın.
Bir adet kadına aşık diğer adam.
Biri zengin diğeri fakir dünürler.
Esas adam diğer kadın; esas kadın diğer adam aynı sosyal sınıfa dahil.
bir adet kaslı genç,
bir adet makyaj güzeli bir bayan,
bir adet adı çok fazla duyulmamış usta bir tiyatrocu,
3 adet kamera...
ya da bunları boş ver, aptal bir toplum bulmak yeterli, ne çekilse izlenir...
edit: ayrıca arka sokakları örnek verenin alnını karışlarım. Tamam, ultra bir dizi değil ama; hanım köylü, güzel köylü vs. temalı iğrenç bir şekilde köy hayatını yansıtan, inadına aşk, aşk yeniden, kiralık aşk, aşk yalanı seven gibi aptal salak, vıcık vıcık, kehribar vs. gibi şiddet-aşk temalı iğrenç diziler ile karılaştırılamayacak kadar kendince iyi bir yapımdır arka sokaklar.
--kimin eli kimin cebinde hiç belli değildir. öncelikle buna çok dikkat edilir. piyasada bu işin uzmanları (yapımcıları) boldur.
--reyting kaygısı adı altında seyirciye yedirilir bu senaryolar. gündelik yaşama benziyormuşcasına düzenleme yapılması elzemdir.
--cast ajanslarında bol miktarda mevcut mankenden bozma çakma oyuncular ve ilave olarak 2-3 tane yeşilçam köhnesi montajlanır.
--tiyatro kökenli sanatçılara büyük önem verilir. çünkü diziyi onlar götürür aslında. diğerleri boy gösterir.
--dizi başına 60 binlik 70 binlik starlar da bol bol öpüşüp sevişip yiyiştimi al sana süper dizi.
--sevgili milletimizce de afiyetle izlenir.
en iğrenç senaryolar üretilir ilk önce. ısıtılıp ısıtılıp değişik dizilerde değişik versiyonlarla seyirciye servis yapılır.
ha şimdi diyeceksiniz ki türkiye de hiç mi güzel işler olmuyor. oluyor tabi canım olmaz mı ?
çok kıymetli halkımız tenezzül edipte seyrederse olmaz olur mu ? olur olur bu kadar da ümitsiz olmayın ve sektörün hakkını yemeyelim.
--o kadar çok ekmek yiyen insan var ki bu söktörde onların hatırına fazla konuşmayalım.
--oturup ailecek seyredilecek o kadar az dizi var ki memleketmizde bize de boşuna konuşmak düşer.
--yayın hakkı yapım şirketlerine ait olan diziler. --aç-- orta doğu ülkelerine iyi paralara pazarlanır.
aslında ---pembe dizi--- nin anavatanı latin amerika ülkelerinde bile gitse bizim diziler yok satar.
hepimiz seyre dalarız, millet seyreder öküz gibi kimse de tepki göstermez.
sonra bunun adına da ---sanat--- denir.
