konuların hep ikili aşk üzerine olmaları.
komedi yaparken bile aşka bağlamaları.
birkaç güzel dizi hariç kalanının çöp olduğunu düşünüyorum ama iyileri de var.
en azından hint dizilerinden daha iyidir.
(bkz: kardeş payı) (bkz: leyla ile mecnun) (bkz: hekimoğlu)
dizide rol alanların ilk 7 bölüm için para almayacakları sözleşmeye bağlanıyor, çünkü reyting tutmazsa dizi yayından kaldırılıyor. Bu nedenle yapımcı yayından kalkma riski karşısında harcayacağı parayı en azda tutmak istiyor. Bu durum herkes için stres kaynağı. Yapımcı yumurtalarını aynı sepete koymamak için aynı anda birden fazla dizi çekmeye çalışıyor ki biri yayından kalkarsa diğeri ile devam edebilsin. TV açısından durum çok açık: reytingi düşen dizi reklam alamıyor. Bu durumda bizlerin iyi dizi seyretmesi biraz da şansa kalıyor. Burda suçlu aramak yersiz, reyting etmeni her ölçütün üzerinde yer aldığı için böyle bir ortam oluşuyor.
Televizyon izleyen kitlenin ayküsuna göre dizi yapıyorlar. Gündüz esra erol tarzı program haberler peşine esra erol vb tarzı diziler. Oturup kim televizyon izliyor allahaşkına başka.
esasında zaman zaman güzel isler çıkıyor fakat bu güzel işler 40 dk olsa super olur. kurtlar vadisi pusu izliyorum boş vakitlerinde bir bölümü 40 dkya indiriyorum sardira sardira. Ömer Baba'nın boş mubabbetlerini geç, türkülü klipleri geç, arada skeç gibi giren Muro gibi karakterlerin saklanabliklarini gec, ana konuya gel. şimdi ana konu Polat'ın kızının kaybolması, sırf bu sahnelere gelene kadar pas geçiyorum ve dizi acayip sarıyor. öteki türlü sikeyim Ömer Baba'nın nenesini, banane ne hikayesi anlatıyorsun amk mafya dizisiyse çık sık. yok Hz bilmem kim birgün yolda yuruyordu bilmem ne.
kesinlikle yazarlar ile alakalı bir durumdur. ülkemizde gerçekten iyi oyuncular var fakat düzgün bir proje yok. belki de kanallar risk almak istemediklerinden klasikleşmiş senaryolara daha çok önem veriyor da olabilir.
