çok rahat, gevşek öğrenci tipidir; ayrıca aileri de rahattır. kızlar oğlanlar peh kendi halindeler, kırk yılın başı dizide olay olsun diye umursarlar sonra bir daha arayıp sormazlar, oratadan kaybolurlar.
(bkz: kavak yelleri)
benim kafamda kalan tek dizi kampüsistan arkadaş. lan nasıl üniversirte öğrencisiydi onlar. hadi bu akşam parti var, bu gece dışarı çıkıyoruz, zaten paralarıda boldu bu üniversite öğrencilerinin.
şahsen bende üniversite öğrencisiyim ama kalkıpta arkadaşıma " bu akşam evde parti var, süpppeerr eğlenicez" falan demiyorum. bizim muhabbetler genelde; akşam gelirken ekmek almayı unutma, elektirik faturasının bugün son günü gibi tipik yurdum öğrencisinin derdini anlatan cümlelerden oluşuyor. oluummm bu dizideki üniversite öğrencisi hayatı var ya; işte öyle bi hayat yok. kandırıyolar sizi. benden söylemesi hacı.
koşup yatağına atlayan ya da düzenli odasında, ki hiç gerçekçi değil, uslu uslu ve bol makyajla ders çalışan bir kız. saçlar da "kuaförden yeni geldim akşama düğüne gideceğiz" modeli. sanırsın ödevini yetiştiriyor. peh!
hele ki zengin bir ailenin çocuğuysa ve bir de lise son sınıf öğrencisiyse, hafta sonları dershaneye gitmek yerine gitar kursuna (kültürlü olma açısından) gider, hafta içi ise özel bir lisede okur. okul çıkışı babasının şoförü kendisini okuldan alır, evine bırakır.
bu öğrenci, küçümsediği devlet okullarında öss'ye girer. tam soruları rahatlıkla(!) çözüyorken kendisi fenalaşır ve bayılır. gözetmen öğretmen tarafından en yakın hastahaneye yetiştirilmek istenirken; öğrenci 2 dakikalığına kaybettiği 1 yılı düşünmek yerine, öğretmenden babasının kendisinin bayıldığını öğrenmemesini rica eder.
bir şekilde ailesi tarafından avutulur ve 'seneye yaparsın' taziyeleriyle artık genç olmaya başlamış bireyimiz hazır yazın da gelmesiyle beraber eğlenir, coşar, tabir-i caizse alemlere akar.
yaz tatili biter ve bireyimizin canı okumak istemez. zengin bir eş bulunca da ne öss stresi kalır, ne de baba kaygısı.
hiç bir zaman parası yoktur,fakirdir ve part-time işlerde çalışır ama ne hikmetse her gün farklı farklı kıyafetler giyer,bir giydiğinide bir daha üzerinde gören olmamıştır.
-emekliliği gelmiş kişiler bulunup okul kıyafeti giydirilir.
-başı dertten kurtulmaz.
-bütün hocaları ismini ezbere bilir
-bütün hocaların telefon numarasına sahiptir(bütün hocaları sanki onun için çalışıyor gibi herzaman tetiktedir beni arıyabilir yardım isteyebilir diyerekten.).
-çete savaşlarından farksız bi yaşamı vardır.
-hiç ders çalışmadığı halde her notu kötü olduğu halde en iyi üniversiteyi kazanır.
-çalkantılı aşk yaşamları vardır.
-kolej öğrencisi görünce direk sosyal mesaj sokarlar*(kolej öğrencisi de para bende olum kaybol gibisinden tavırlar takınır).
-fırlamadır
-espritüeldir
-gerektiğinde ciddidir
-delikanlıdır, merttir
neredeyse tüm doğru tespitler yapılmış bana pek birşey bıtakılmamış konu. *
o değil de bizim bülent nasıl kazandı galatasaray lisesini yahu. hani bizim aşkı memnudaki abaza bülent. liseli gibi de değil ki, çocuk gibi.
genellikle okullarımızda göremediğimiz tiplerdir. kızlardaki 1 karış etek boyu erkeklerde omuzlardaki saçlar. öğrenciyi okuduğu okula küfür ettirme sebebidir bu tipler.
liselilerin üniversiteli olma merakının kaynağıdır. ne kadar "açlıktan ölüyoruz, evde tv yok, para yok, o yok, bu yok, finaller ağzıma sıçıyor" dense de lise öğrencisinin zihnine çivilenmiş üniversiteli öğrenci temasıdır. herhangi bir üniversiteye yerleşene kadar bir çoğunun aklında "her gün güzel güzel kızlarla afilli afilli kafelere gitmek", "haha, bizde para çok gibi", "alırız evi, alırız nargileyi, oh özgürüz biz yyeaa", "ahohaho kampüsistan" gibi saçmalıklar vardır.
oysaki manken gibi kızlarla lüks kafelere gitmek senin neyinedir ey öğrenci. paran nerede ey öğrenci. baban nerede ey öğrenci.
bana mı hep denk geliyor ama bilemem..lise öğrencilerinin altlarında araba,özgür,yaşıtlarına göre çok olgun davranışlar sergilerler..ne bileyim biz lise yıllarımızda okul çıkışı pes oynamaya veya age of emp. oynamaya giderdik..bunlar o aşamaları çoktan geçmiş anlaşılan..