klişeler artık tersine döndü zengin kız fakir oplan yerine fakir kız zengin oğlan klişeleşmeye başladı.. muhtemelen kavgayla başlayan o ilişki ileride büyük bir aşka dönüşecektir ve bolca entrikaya yer verilmiştir.
ilk bölümünde karakterlerin tanıtılması için abartılı gerçekdışı diyaloglara yer verilmesi. ilk bölümde bu geçişleri kör göze parmak şeklinde değil de soft bir üslupla yapan dizilerimiz kalitelidir genellikle.
bu aralar ceo bolluğu var dizilerde. dizi başına düşen ceo miktarı geçen yılın aynı ayına göre % 50 artarak 1,5 oldu. bir de bu ceo ların yanında promosyon verilen sakar ve sempatik kız var. artık bu da olmazsa olmazlardan biri oldu.
bunun yanında kurtlar vadisinin dizi sektörümüze kazandırdığı mafyanın içine sızan iyi adam ve bu adamın mücadele ettiği mafya konseyi/karteli de aksiyon dizilerinde sıkça görülen konsept oldu.
Birbirlerine bangır bangır bağırmaları var ya hani. Karı adama, adam karıya. Tutacaksın ikisinide ağızlarına birer şaplak, az sessiz olun diyip gideceksin oradan.
Bir de diyaloglarda isimi kırk kere söylemek nedir allah aşkına? Örneğin: "çınar bugün neredeydin? Çınar bana gerçekleri söyle!, Çınar sana soruyorum!, Allah belanı versin çınar!" "Toprak annemlere gittim gerçekten, toprak dur toprak. Bana inanman gerek toprak.
Bunları yazanın da, oynayanın da, takip edenin de, sponsor olanın da, neyse sövmeyeceğim.
Ana karakter yoksul ise kesinlikle bir şekilde zengin olur
istanbul dışında geçiyorsa bir iki bölüm sonra ana karakterimiz istanbul'a kesin taşınır
Ana karakterimizin dürüstlüğü efendiliğinin geri dönüşü olur kesin
Bir de hiç anlamadığım, en çok takıldığım olay... Türk dizilerinde türbanlı kadınların olmaması. Atv gibi dindar insanların çok izlediği kanaldaki dizilerde bile bir tane bile göremezsin türbanlı kadın.
Çok uzatmaya gerek yok gerçekle hiçbir ilgisi yok bu dizilerin.
her şeyi yanlış anlayan, sürekli gergin başrol kadın. o gerginliği sevimli ve çekici bulan sakin, adam gibi adam denilen bir erkek, yan roller ve kapanış.
En fakirinden en zenginine bütün kadınların dehşet verici makyajlara sahip olması,
Dizide zengin aileye yardımcılık eden dar gelirli aile fertlerinden birinin inanılmaz iyi niyetli, bir diğerinin inanılmaz fesat olması,
Fakirinden zenginine bütün erkeklerin fit, inci gibi dişli ve inanılmaz saçlara sahip olmaları,
Zengin aileye ait çok büyük şirketin batması,
Suçluların asla yakalanmaması,
Suçsuzların bir şekilde hapse düşmesi,
Danışma kurulu görevi verilmiş ermiş ayarında bir amca,
Esas kadının sevdiceğine iş koyup bir dönem elinden alan sarışın,
Bütün cep telefonlarının aynı zil sesine sahip olması ve aynı marka olması,
Renault marka arabaların markasını kapatmalarına rağmen hep Renault olduğunun belli olması,
Ölümlerin beş bölüm sürmesi,
Ayrılık bakışmalarının bir tam sezon sürmesi,
Asla seks olmaması,
Düğün varsa bir biçim boka sarması,
Nişan varsa asla düğüne bağlanmaması,
Esas oğlanın babasının babacan, annesinin tam bir kevaşe olup esas kadını istememesi,
Koca şehirde insanların sürekli birbiri ile karşılaşması,
Öldüğünde cenazesi görünmeyen her karakterin mutlaka geri gelmesi,
En çok kafama takılan ise şudur; bir kadınla bir erkek çarpışırsa, mutlaka her şey ortalığa saçılır. Ben kırk kere birileri ile çarpıştım ama hiçbir şey dökülmedi...