"edebiyatı olmayan millet zatıyla da mevcut değildir" ya, bu bölümün memleketimize pek katkı yaptığını zannetmiyorum. talebeler ne yapsın, hocalarının düzeltilmeye ihtiyacı var.
şiirin mühim isimlerinden (bkz: pindaros) edebiyatı pek kuvvetli devrine nazaran bile "Meğer bütün bir ömür katırlara saman yerine çiçek sunmuşum!" demiş... geçer akçe (bkz: edebiyyat) olmadıkça (bkz: kültür) olmaz. o olmayınca da hiçbir mevzuun-disiplinin de ayarı olmaz.
not: mezunlarından bekle ki üç kuruşa şiir yazacak, roman yazacak, istikbaldeki memleketimizin ruh topografyasını çıkaracak! üç kuruşa istikbal bekleyen, üç paralık olur. (bkz: türkiyenin manzarası)
Şansım olsaydı yarıda bırakıp bir daha da yüzüne bakmayacağım bölümdü ama bırakınca nereye giderim bilmiyordum. Bu yüzden devam ettim. Beni okumaktan soğuttu. Kitaplarımla arama girdi. Bir şeyler öğretseydi amenna ama geçtiğimiz 4 senede sana ne kattı desen edebi anlamda ciddi bir 0. Bitmedi zaten.
Allah gerçekten belasını versin.
Yaklaşık 15 yıldır bir şekilde haşır neşir olduğum bölüm. Hatta hayatta maddi manevi ne kazandıysam bu bölüm sayesindedir.
Yalnız bir şeye dikkat ediyorum ne zaman bu bölümün bahsi geçse ya divan edebiyatı’ndan dem vuruluyor ya da aruz ölçüsü esprisi yapılıyor. Bunlar deryada birer damla. Mesela Ahmet Hamdi Tanpınar da var, okuduğun zaman rüyalarını elle tutar hale geliyorsun. Ne bileyim bir Peyami safa var, okuduğun zaman korku denilen duygu etme kemiğe bürünüyor yanı başında oturuyor. Ya da bir ihsan Oktay anar var ki okuyunca bedavadan zaman yolculuğu yapıyorsun. Lütfen yani!