türk bizans ilişkileri

entry7 galeri0
    1.
  1. Türk kavimleri ile Bizanslılar arasında ilk yakın ilişkiler Avrupa Hunları döneminde başlar ve Osmanlılara kadar devam eder. Türk kavimleri için Bizans toprakları her zaman cezbedeci olmuştur. Birçok Türk kavmi, istanbulu kuşatmıştır. Bizanslılar`ın tarihinin çok büyük bir kısmı Türk kavimleri ile mücadele ile geçmiştir. Bizanslılar Türk kavimleri ile bazen müttefik, bazen düşman olmuştur. Pekçok Türk unsuru tarih boyunca, Bizans ordularında savaşmıştır. Türk Tarihinin en büyük tanıkları Bizanslılardır.

    Türkler ve Bizans

    Avrupa Hunları ve Bizans

    Hunlarla Bizanslıların ilk karşılaşması, Avrupaya yönelen bir kısım Hun boylarının bir kısmının Avrupa yerine Doğu Anadoluya girmesiyle olmuştur. Karpat dağlarını aşıp Macaristana giren Avrupa Hunları ise kısa sürede devletleşmişlerdir. Kurulan Avrupa Hun Devletinin Bizans politikası Uldız döneminde belirlenmiştir. Bu politikaya göre Bizans baskı altında tutulacaktır. Uldız, Bizansı baskı altına almak amacıyla Trakya üzerine yürümüştür. Barış isteyen Trakya valisine "Güneşin battığı yere kadar her yeri zaptedebilirim" diyerek Doğu Roma(Bizans)ya meydan okumuştur. Türklerin gücünden çekinen Bizans, anlaşma yaparak Hunların üstünlüğünü kabul etmiştir. Rua döneminde, Uldızın belirlediği Bizans dış politikası uygulamaya devam edilmiştir. Rua, Casusluk faaliyetlerini ileri sürerek Bizans üzerine bir sefer düzenledi(422). Bu sefer sonucunda Bizans ağır bir vergiye bağlandı. Batı Romadaki taht karışıklıklarından yararlanmak isteyen Bizans, italyaya kuvvet gönderdi.Bunun üzerine Rua, altmış bin kişilik bir orduyu Batı Romanın yardımına göndererek Bizans imparatoru Theodosius(Teodosyus)`u savaşmadan geri çekilmek zorunda bıraktı. Atila döneminde Bizanslılar bir kez daha yenilgiye uğratıldı ve 434 yılında Margos Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre;

    Bizans, Hunlara ödemekte olduğu vergiyi iki katına çıkaracak,
    Bizans, Hunlara bağlı kavimlerle antlaşma yapmayacak,
    Ticari ilişkiler sınır kasabalarında devam edecek,
    Bizans, elindeki Hun esirleri iade edecekti.

    Bizansın Margos Antlaşmasının hükümlerine uymaması üzerine Atila, Bizans üzerine sefere çıktı. Doğu Trakyaya kadar ilerleyen Hun ordusundan çekinen Bizans, barış istemek zorunda kaldı.Bu Antlaşma ile Attila Bizansın ödediği vergiyi artırdığı gibi bazı sınır kalelerini de ele geçirdi.Bu seferden sonra Avrupa Hunlarına Balkanların yolunu açılmış oldu. I.Balkan Seferinden sonra Bizans imzaladığı antlaşma şartlarında öngörülen vergiyi ödemediği için Attila yeniden sefere çıktı. iki kola ayrılan Hun ordusunun bir kolu Yunanistana giriğ Teselya`ya kadar ilerledi. Diğer kolu ise Sofya, Filibe ve Lüleburgaz şehirlerini alarak Büyükçekmece yakınlarına kadar ulaştı. Bizans Imparatoru barış istemek zorunda kaldı.

    Yapılan Anotolyos Antlaşması`na göre;

    Bizans ödediği vergiyi üç katına çıkaracak,
    Savaş tazminatı ödenecek
    Tuna`nın güneyindeki yerler askerler arındırılacaktı.

    454 yılında Avrupa Hunları tarih sahnesinden çekildi.

    Sibir Hanlığı ve Bizans

    Avrupa Hunlarının ve Büyük Hunların devamı olan Sibir Hanlığı, 515 yılında Kafkasya ve Karadenizin kuzeyinde devlet kurdular. Hükümdarları Balak idaresinde önemli zaferler kazandılar. ilk önceleri Bizansa karşı Sasanilerle anlaştılar. 516yılında Kafkasları aşarak Anadoluya geldiler. Kayseri, Ankara ve Konya dolaylarına kadar ilerlediler. Sibirlerin sahip olduğu askeri güç ve savaş taktikleri Bizans kayıtlarına geçmiştir. Bizanslı Prokopios bu konuda şu notları düşmüş: Sibir Hanlığı, Bizans`ın en yakın müttefikiydi. Birbirleriyle kız alıp vermişlerdir. Sibirler, insan hafızasının hatırlayabildiği zamandan beri ne iranlılardan ne Romalılardan hiç kimsenin düşünemediği makinelere sahiptirler. Öyle ki her iki devlette mühendis eksik olmamış ve her devirde surları dövmek için makineler yapılmıştır ama şimdiye kadar böyle bir buluş ne ortaya konmuş ne de onlar gibi kullanılabilmiştir. Bu, şüphesiz insan dehasının bir eseridir.” Balak Handan sonra yerine eşi Boğarık Hatun geçti. Savaşçılığı ve idareciliği ile Bizans kayıtlarına girmiş Boğarık Hatun, 100 bin kişilik Sibir ordusuna komuta ediyordu. Sibirler bazen, Bizans bazen de Sasanilerin tarafını tutarak girdikleri savaşlar sebebiyle giderek eski gücünü kaybettiler.

    Göktürkler ve Bizans

    Göktürklerle Bizanslılar arasında diplomatik ilişkiler oldukça ileridir. Göktürklerin Bizanstaki elçisi Soğdlu tüccar Manyaktı. Tarihte Orta Asyadan giden ilk elçi ve heyet budur. Devletin batı kanadını yöneten işbara Bizans elçisine"O Romalılar siz değil misiniz ki on dille konuşursunuz ve herkesi aldatırsınız. Siz Romalılar niçin bizim elçilerimizi Kafkaslar üzerinden Bizansa götürüyorsunuz ve Romaya gidilecek başka yol yoktur diyorsunuz. Yani biz, yollar geçilmez, her taraf arızalı, dağlık taşlık zannedelim de Roma imparatorluğuna hücum etmeyelim mi? Böyle düşüneceğimizi mi sanıyorsunuz? Fakat biz Dinyeper nehrinin nerede bulunduğunu, Tunanın nereye aktığını, Meriçin nereden geçtiğini çok iyi biliyoruz. Bize tabi olan kavimlerin Romaya nereden girdiklerini de çok iyi biliyoruz. Sizin kaleleriniz bizim için sır değildir..."diyerek Bizansa meydan okumaktadır. istemi Yabgu, Bizans ile müttefik oldu ve Sasanilerin yıkılması için Bizansla anlaştı. Bizanslılar batıdan, Türkler doğudan saldırdı ve Sasani devleti zayıfladı. 572 yılında ölen Mukan Kağanın cenazesine Bizanslılar üst düzeyde katıldı. 582 yılında Göktürk devleti ikiye ayrıldı. istemi Yabgunun oğlu Tardu Doğu kanadıyla tamamen bağları koparttı. Batı Göktürkler ile Bizanslılar arasında ilişki devam etti. 620 yıllarında Sasani devleti çöktü, Kafkasların paylaşımı konusunda sorunlar çıktı ve Bizanslılarla ilişkiler bozuldu. Kutluk döneminde ise Bizanslılarla ilişkiler Emevilere göre şekillenmiştir. Sasanilerin yerini alan Emeviler karşısında Bizans ile ortak hareket edilmiştir.

    Hazar Kağanlığı ve Bizans

    Sibirlerin ve Göktürklerin devamı olan Hazarlar döneminde, Bizanslılar ile Hazar Türkleri çok sıkı müttefikti. Hazarlar bağımsızlaştığında en yakın müttefiki Bizanstı. Bizans ile siyasi ve askeri ilişkiler geliştirildi. Sasani -Bizans mücadelesinde Bizansın yanında yer alan Hazar devleti, Bizans kayıtlarına göre 629da Tiflisi aldılar. Bu sebeple Sasanilerin Kafkasya`daki nüfuzu yok oldu. 630 yılında tamamen bağımsızlaşan Hazar devleti, Hazar- Bizans hükümdar aileleri arasında 7. ve 9. yüzyıllar arasında güçlü ordusuyla ve Bizansla iyi münasebetleri nedeniyle bu dönem " Hazar Barış Çağı" olarak adlandırılır. Bu dönemde Bizans ilişkisiyle hristiyanlık halk arasında yayıldı.

    Avarlar ve Bizans

    Hazarlarla çağdaş olan Avar imparatorluğu ise, Bizanslıların düşmanıydı. 560 yılında Macaristan merkez olmak üzere devlet kuran Avarların başında Bayan Han bulunuyordu. Bayan Han döneminde Bizans topraklarına girilerek Sırbistan ve Makedonyadaki sınır kaleleri ele geçirildi. Bizansı art arda yenilgiye uğrattı. 592 yılında istanbulu kuşatmak için Çorluya gelen Bayan Han, Bizansta büyük endişeye yol açtı. Avarlar, 619 ve 626 yılında istanbulu iki kez kuşattılar. 2. kuşatmayı Sasanilerle ortaklaşa yapmışlardır. Ama bu kuşatmalardan bir sonuç alamadan döndüler. Avar devleti dağıldığında Bir kısmı Avar halkı Bizanslılar tarafından askeri amaçlı alındı. Avarlar istanbul`u kuşatan ilk Türk devletidir.

    Tuna Bulgarları ve Bizans

    Avar devletinin bir parçası olan ve dağılmasıyla Balkanlara hakim olan Bulgar Türkleri, Avarların istanbulu kuşatmaları sırasında Avarlara yardım etmişlerdir. Bizans-Avar rekabetinde Balkan Ogurları denge politikasıyla vazifesiyle bazen Bizanslıları bazen de Avarları tutmuşlardır. “Kubrat Han”ın küçük oğlu Asparuh yönetiminde Tuna boylarına gelen Bulgarlar, 679 yılında Tuna Bulgarlarını kurdular. Bizans ile Avar arasında kalan Bulgarlar, 681 yılında yapılan anlaşma ile Bizans tarafından resmen tanındı. “Asparuh”tan sonra yerine oğlu “Tervelhan” geçti. Bizans ile dostluk antlaşması imzaladı. istanbulun Araplar tarafından kuşatılmasında Bizansa yardım ettiler. 8. yüzyıldan sonra Bizansın antlaşmayı bozamsı ile Bizansla savaştılar. 9 .yüzyılda başa geçen Kurumhan zamanında yeniden güçlendiler. Macaristanı ve Romanyayı ele geçirdiler. 811 yılında Bizansı yenilgiye uğrattılar. 813 yılında Edirneyi alan “Kurumhan”, 814 yılında istanbulu kuşattı ama kuşatma sırasında öldü. Yerine oğlu “Omurtag” geçti. Omurtag Han döneminde daha da güçlenen Tuna Bulgarları, tunaya göç eden Slavlar arasında benliklerini kaybetmeye başladılar. Boris Han (852-889) döneminde 864 yılında resmen Hristiyan olan Bulgarlar Türklük özelliklerini kaybettiler. 1018 yılında Tuna Bulgar devleti yıkıldı. Daha sonraları Slav Hristiyan Bulgar devletleri kuruldu.

    Peçenek Türkleri ve Bizans

    Peçenekler 10 .yüzyılda Oğuzların baskısı sonucu batı Karadeniz ve Balkanlara geldiler. Peçenekler Karadenizin kuzeyi ve Balkanlarda 11. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir güç oldular. 1048 yılında Tunayı geçerek Bizansa akına başladılar. 1050 yılında Edirneyi kuşatan Peçenekler, 1053 yılında Bizansı ağır yenilgiye uğratmışlardır. 1090 yılında Büyük Çekmeceye kadar geldiler. Bu dönemde Bizanslılar batıda Peçenek Türkleri, Anadoludan Selçuklu Türkleri, izmir ve civarında Çaka Bey ile uğraşıyordu. Peçenekler bu sırada istanbulu almak isteyen Çaka bey ile anlaştılar. Buna göre Peçenekler karadan, Çakabey denizden istanbulu kuşatacaktı. Bizans bu tehlikeden kendini başka bir Türk kavmi olan Kıpçakların yardımıyla kurtuldu. Oğuzlardan sonra Balkanlara gelmiş olan Kıpçaklarla anlaşan Bizans yöneticileri, Meriç kıyısında göçebe iki gücü birbirine kapıştırdılar. Sonuçta Peçenekler ağır yenilgi aldılar. (1091- Meriç savaşı). Bu olaydan sonra Peçeneklerin bir kısmı Macaristana çekilerek Macarlara karıştılar. Bir kısmıda Vardar nehri boylarına yerleştiler ve Slavlaştılar. Bir kısmı da Bizanslılar tarafından alınarak Kıpçaklarla birlikte Anadoluya Selçuklulara tampon maksatlı yerleştirildiler. Fakat Malazgirt Savaşında Bizans ordusunun büyük çoğunluğunu teşkil eden Oğuz-Peçenek-Kıpçak Türkleri saf değiştirdiler.

    Uz Türkleri ve Bizans

    Moğol istilasından önce 1000 yıllarında batıya göç ederek Karadenizin kuzeyine yerleşen . Bizanslılar tarafından Uz olarak adlandırılan bu Türk boyları,. Kıpçakların baskısıyla Balkanlara gittiler. Makedonya, Selanik civarında hanlık seviyesinde konuşlanmışlardır. Salgın hastalıklar ve şiddetli soğuklar nedeniyle ağır kayıplar vermişlerdir. Büyük bir kısmıda Bizans ordusuna alındı. Bizans tarafından Birkısmı da tampon maksatlı Anadoluya yerleştirildi. Malazgirt Savaşı sırasında saf değiştirdiler ve Selçuklu için savaştılar.

    Kıpçak Türkleri ve Bizans

    11. yüzyılda Karadenizin kuzeyinde bir hanlık kuran Kıpçaklara Bizanslılar Kuman demiştir. Kıpçaklar Balkanlara indiğinde Bizanslılar anlaşarak Peçeneklerle savaştılar. 1091 yılında Peçeneklere büyük kayıplar verdirttiler. 1239 yılında Moğolların saldırısı sonucunda yenilgiye uğrayan Kıpçak kitlelerinin kalan kısmı, Bizans ordularına alındılar, Anadoluya yerleştirildiler.

    Selçuklular ve Bizans

    1048de Erzurum yakınlarındaki Pasinler Ovasında birleşik Bizans-Gürcü ordusunu yenen Büyük Selçuklular, Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye başladılar. 1063te ölünce kardeşi Çağrı Beyin oğlu Alp Arslan tahta geçti. Alp Arslan Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti. 1071de Malazgirt Savaşında Bizans imparatoru Romen Diyojeni yenerek tutsak aldı. Malazgirt zaferinin asıl önemi, Anadoluyu Türklere açmış olmasından gelir. Anadolu içlerine akınların sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular. Malazgirt Savaşı Türklere Bizansın kapısını aştı ve Bizans`ın çözülüşü başladı. Malazgirt Savaşında Bizans safında yer alan Peçenek, Oğuz ve Kıpçak Türkleri saf değiştirdiler. Suriye, Irak ve Ortadoğudaki Bizans toprakları Türklere geçti.

    ilk Anadolu Türk Beylikleri ve Bizans

    Bir Oğuz beyi olan Çaka bey, istanbulu kuşatmış fakat başarılı olamamıştır. Bu kuşatmada Peçenek Türklerinden de yardım almıştır. ilk Türk beylikleri döneminde Doğu Anadolu, Güney Anadolu ve Egede Bizansın hakimiyeti kayboldu ve küçük Türk devletleri Anadoluda söz sahibi olmaya başladı. Danişmentliler, Saltuklular, Mengücekliler, Artuklar Bizans ile mücadele içinde oldu. Beylikler hem kendi aralarında hem de Bizanslılarla anlaşmazlık içindeydi. Bu durumu fırsat bilen Bizanslılar, Türk beyliklerini birbirine düşürmeye uğraştılar. Danişmentliler ve Musul atabeyleri Selçuklu karşısında Bizansın sıkı müttefikiydi. Danişmendliler, Bizanslılar, Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi ve Ermeni Derebeyi Toros birleşerek Anadolu Selçuklu Devletine karşı harekete geçtiler. II. Kılıç Arslan devleti ayakta tutabilmek için önce Bizansla barış yapmanın yollarını aradı ve istanbula giderek bir antlaşma yaptı. Daha sonra, kardeşi Şahin Şah ile Danişmendlilerin birleşik ordusunu yendi. 1175`te Danişmendlilerin egemenliğine son verdi.

    Anadolu Selçukluları ve Bizans

    Danişment beylerinin üstünlüğüne son veren Anadolu beyliklerini bir çatı altında toplayan Anadolu Selçuklu beyleri, Bizans ordusunu 1146da Konya önlerinde yendi. Ertesi yıl II. Haçlı ordusunu Eskişehir yakınlarında bozguna uğrattı. I. Rükneddin Mesudun 1155te ölmesinin ardından oğulları arasında taht kavgaları başladı. Bu sırada Danişmendliler, Bizanslılar, Musul Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi ve Ermeni Derebeyi Toros birleşerek Anadolu Selçuklu Devletine karşı harekete geçtiler. II. Kılıç Arslan devleti ayakta tutabilmek için önce Bizansla barış yapmanın yollarını aradı ve istanbula giderek bir antlaşma yaptı. Daha sonra, kardeşi Şahin Şah ile Danişmendlilerin birleşik ordusunu yendi. 1175te Danişmendlilerin egemenliğine son verdi. Bir süre sonra II. Kılıç Arslan ile Bizans arasındaki barış bozuldu. Bunun üzerine Bizanslılar büyük bir orduyla Anadolu içlerine girdi. II. Kılıç Arslan 1176da Sandıklı ile Dinarın doğusunda, Miryakefalon Savaşında Bizans ordusunu pusuya düşürdü ve ağır bir yenilgiye uğrattı. Bu, Türklerin Anadoluda Bizans karşısında Malazgirtten sonraki en büyük zaferdi. Bu yenilginin ardından Bizans, Türkleri Anadoludan çıkarma umudunu tümüyle yitirdi. Anadolu Selçuklular, Bizansın önemli şehirlerinden izniki ele geçirdi. Daha sonra Keyhüsrev, önemli dış ticaret limanı olan Antalyayı topraklarına kattı. En ünlü Anadolu Selçuklu hükümdarlarından biri olan I. Alaeddin Keykubad, Akdeniz kıyısında önemli bir liman olan Kalonorosu (bugünkü Alanya) aldı. Kendi adından dolayı daha sonra Alaiye olarak anılan bu kentte bir tersane kurdurdu ve kentin kalesini yeniden yaptırdı. 1233te Moğol kağanının egemenliğini tanımak zorunda kaldı. Bizans toprakları istanbul, Güney Marmara, Mora ve Trakyadan ibaret kaldı.

    Selçuklu sonrası Anadolu Beylikleri ve Bizans

    Selçukluların dağılması ve Moğolların istilasıyla Anadolu Oğuz beylerine kaldı. Küçük devletçikler kuruldu. Bizanslılar bir kısmıyla müttefik bir kısmıyla düşmandı. Karamanoğulları, Bizansın en yakın müttefikiydi. Osmanlılar,isfendiyaroğulları ve Karesioğulları Bizansa akın yapan beyliklerdi. Karesioğulları, Aydınoğulları ve Menteşeoğulları denizden Bizansa saldırmaktaydı. Osmanlıların güçlenmesiyle karşısındaki diğer Türk beylikleri (Karaman, Kadı Burhanettin, Eratna gibi) Bizanslılarla iyi ilişkiler kurmaya çalıştılar.

    Memlüklüler Bizans ilişkileri

    Memlüklerde Bizans arasında başta iyi diplomatik ilişkiler vardı. Haçlı Seferleri sonucu bozuldu.

    Osmanlı Dönemi

    Osmanlılar Rumeliye Bizans imparatorluğunda Palaiologoslar ile Kantakuzenoslar arasındaki taht kavgalarından yararlanarak, 1354te ayak bastılar. Osmanlıların Balkanlarda ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu Yarımadasında Çimpe Kalesi oldu.Osman Bey ölünce yerine Orhan Bey geçti. Bizans o sıralarda iç karışıklıklar içindeydi.

    Kantakuzen, Orhan Beyden, Çimpe Kalesi karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını (vali) bozguna uğrattı ve Çimpeyi Rumeli`ye geçişte üs olarak kullandı. iznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının olduğu ilk osmanlı parasını bastırtarak, tarihteki ilk padişah oldu. Donanma ilk kez Orhan Bey zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti haline geldi. Yine Orhan Gazi zamanında, 6 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak başkent yapıldı.

    I. Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363te Edirne yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlıların eline geçti. Kısa bir süre sonra, Edirneyi geri almak isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflak - Bosna birleşik ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşında ağır bir yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde Bulgaristanı, Yunanistanı ve Sırbistanı ele geçirmeyi başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tunaya ve Belgrada dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396), Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı. istanbulun Osmanlılar`ın eline geçmesinden önce Belgrad ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş bulunuyordu.

    Yıldırım Bayezit döneminde, istanbul kuşatıldı ama Timurun gelmesiyle kuşatma kaldırıldı. Fetret dönemine girilmesi Bizans`ın ömrünü uzattı.

    M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Beyazid (Şehir istanbul`da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.)

    M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi

    M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murat

    Fatih Sultan Mehmet 1453te istanbulu aldı ve Bizans dönemi tamamen kapandı.
    8 ...
  2. 2.
  3. 1461'de trabzon fethedilerek bizans varisleri de himaye altına alınmıştır.
    4 ...
  4. 3.
  5. Leonaspetridis'in sevdiği ilişkiler.
    5 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. hun/türk kabilelerinin m.s. 3. yüzyılın ortalarında kapgan, topçak, tarkan bey, kubrat ve kurtak gibi kabile şefleri önderliğinde doğu anadolu'ya oradan da kudüs'e doğru inmeleri ile başlamış (ki bu olaydan sonra hunlar yönünü hızla avrupaya çevirmiştir adamlar o dönemden yunanların çirkefliğini görmüş hehehehehe*)

    Osmanlı'nın 1453 de bizans'ı yıkarak imparatorluğun sonunu getirmiş 1461 de ise trabzon krallığını yıkarak ımparatorluğu tekrar diriltme hayallerini yıkmıştır.

    Not:fatih bütün yunanca konuşan ortadoks pontusları balkanlara sürüp yerlerine çepnileri ve peçenekleri yerleştirmiştir.
    3 ...
  9. 6.
  10. elenora'dan sonra işler karıştı. Hep bu battal'ın işleri. ne güzel kardeş kardeş geçiniyorduk.
    0 ...
  11. 7.
  12. Atilla şimdi Sultanahmet Camii'nin olduğu noktaya çadır kurup uzun bir istanbul ziyareti yapmıştır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük