tüyleri diken diken bir manzara ile 2008 in aralık ayının 1 inde gökyüzündeki muhteşem duruşuyla bulutların arasından ışıldamakta olan canımız, kanımız.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl;
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet,
Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl!
ait olduğu ülkenin bir grup vatandaşları tarafından taşlanan, yere indirilen bayraktır. ancak o ülkede öyle vatandaşlar da vardır ki bayrağını indirenleri yere indirecek kudrettedir.
iki cümle ile yorumlanayacak kadar keskin manalar içeren bayraktır. şahsıma göre de dünyanın en karizmatik bayrağıdır. popülist bir yaklaşım değil, zevk meselesidir.
ancak insanların ay ve yıldız hakkında yanılgıları mevcuttur.
kırmızı, dökülen kanların vasıtası ile türklüğü temsil eder. kimin kanı olursa olsun türklerin varlığı için feda edilmiş hayatları simgeler. türklerin varlığını.
bir diğer mesele ay ve yıldız olayıdır.
inatla insanların öğrenmesinden çekinen, öğretilmeyen, bayrağının gerçek manasını bilmeyen nesiller yetiştiren insanlar var bu ülkede.
önemli olan şudur ki ay islamiyeti, yıldız da hz muhammed 'i temsil eder. askerlerimize de muhammedcik' tir. (bkz: mehmetçik)
girne kalesindeki dev türk bayrağını indirmek için lefkoşa' dan yola çıkan faşist rum gençleri ellerini kollarını sallaya sallaya sınırdan geçtiler.
derinya karakolunda türkiye'den gelen askerlerin olduğu jandarma komandolar vardı ama üstlerinden müdahale etmeyin çağrısı geldiği için şimdilik eli sopalı rumları gözlüyorlardı.
ansızın sınır delindi 100lerce rum türk tarafına akmaya başladı bu esnada sınırın türk tarafından taşlı sopalı bir grup karşılık verdi. bu çatışmalar esnasında çok yaşlı bir türk dedesi bir rum tarafından tekmelenerek yere düşürtüldü. bu genç olaya tanık olan türkler tarafından linç edilmek istendiyse de jandarma olaya müdahale etti fakat iş işten geçmişti, tahrikçi yunan hastane yolunda öldü.
çatışmaların şiddetlenmesi, yaralılar yetmezmiş gibi şimdi bir de ölüm haberinin duyulmasıyla rumlar iyice azdılar. girne kalesine ulaşamayacaklarını anlayan rumlardan biri* karakol öündeki bayrağı indirerek amaçlarına ulaşmak istiyordu.
türk toprağında türk sancağına bir rum tırmanıyordu. rumların gözünde sevinç ışıltıları vardı. türkler şaşkındı. bu nasıl bir hakaretti.
aniden g3'ün emniyeti açılırken çıkardığı o bildik madeni tını duyuldu. artvinli bir jandarma sancaktaki ruma tüfeği doğrulttu. sadece tek el ateş etti. boynundan vurulan rum cansız yere düştü.
tesadüfi olarak yeni farkına vardığım, zamanında kurulan alaş orda devleti*nin bayrağı ile birebir aynı olması ay yıldız kısmının beyazlığı dışında. kastettiğim osmanlı bayrağındaki gibi bir benzerlik değil, birebir aynı ölçütleri içermesi.
gün itibari ile genelkurmay başkanımız yaşar büyükanıt tarafından da "son dönemlerde bayrağa yapılan saygısızlıklar rahatsızlık uyandırmaktadır" diye bir açıklama gelmiştir. artık göreve der teroristlerin kuzey ırak'tan ziyade içimizde barındığını dile getiririz.
kendisine taş atanlara, çocukların eline verip yaktıranlara, dalgalandığını gördükce kahrolanlara rağmen "üstlerinde" dalgalanmaya devam eden ve sonsuza kadar dalgalanacak olan bayraktır.
(bkz: murat hüdavendigar) döneminde yapılan sırpsındıgı ( murat hudavendigar dönemi olmaya bilir)
savaşının üstüne düşen ay yıldız sülietindne esinlenerek hayatımıza girmiştir.
asıl (bkz: türk bayragı) göktürk devletinin bayragıdır ve bu bayragı devletimizin bayragı yapılacaktı fakat halk hazır degildi.*
kendisine hakaret etmek anayasal suçtur, şu an itibari ile bayrağa hakaret eden arkadaşlar için screen shot aldığımı, bunu tez zamanda suç duyurusu olarak yetkili merciilere vereceğimi bildirmek isterim.
aptal insanların milliyetçi duygularını sömürmek için icat edildiği söylendiğinde, ağzım dışımda bilimum organımla gülmemi sağlayan bez parçası. be hey densiz insan, ilk bayrağın icadından önce-ki bu tarih öncesine dayanır- milliyetçilik diye bir düşünce, duygu mu vardı?
bahama bayrağını ele alalım örneğin: bu bayraktaki mavi renk denizi, sarı renk güneşi (turizmin ülkede en büyük geçim ve varoluş sebebi olduğunu varsayarsak oldukça mantıklı bir önermedir), siyah ise ülkedeki siyahi halkı temsil etmektedir. orada bulunduğum için biliyorum; bahama'da insanlar bu bayrağına tapmaktadırlar, zira yıllar yılı ingiliz sömürgesinde kaldıklarından bu bayrak onlar için o kadar değerlidir ki, insanlara özgürlüklerini hatırlatmaktadır. 1973'te kazandıkları bu bayrak adamlar için inanılmaz değerlidir. çünkü onlar bilirler özgürlüklerinin sembolünün ne kadar önemli olduğunu..
bizim bayrağımızın kırmızısı kandır, kurtuluş savaşında döktüğümüz kanlardan gelmektedir kırmızısı. bugün türkiye'nin güneydoğusunda o bayrak dalgalansın diye hala akan kanı temsil etmektedir.
tabii kurtuluş savaşında savaşmak, güneydoğuda dağlarda çatışmalara girmek gerekmez onun değerini anlayabilmek için. ancak halen bazı kesimler bu bayrağın değerinin bizim özgürlüğümüz ve birliğimiz olduğunu anlayamamaktadırlar.
tasarımına laf sokan arkadaşlarımız olabilir, milliyetçi duygu sömürüsü diye düşünenler de.. ancak benim için çok kutsaldır, dalgalandığını gördüğüm her yerde kurtuluş savaşındaki şehitlerimiz aklıma gelir, türkiye'mi daha bir severim.
ancak sanal alem sıçanlarının bok atabildikleri bayraktır. gerçek hayatta götleri yemez. dökün olum içinizi, orgazm olun... sizin bu sıçanlığınız ancak sanal alemle sınırlı kalır. internet sizin için yaratıldı.
edit: bu entry ye eksi veren sıçan, orgazm olmaya devam et. geberdiğinde ne sarılacak bayrağın ne de gömülecek toprağın olacak.