uğruna hiç çekinmeden ölünecek bayrak. şekli, tarihi, manası düşünülürse, yeryüzünde bu kadar güzel, bu kadar kutsal, bu kadar anlamlı bir bayrak olmadığı anlaşılır.
Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kızkardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü!
Işık ışık, dalga dalga bayrağım,
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
mezarını kazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun
yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver !
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.
Yurda ay yıldızın ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün.
Kızıllığında ısındık,
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.
Gölgene sığındık.
Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;
Barışın güvercini, savaşın kartalı...
Yüksek yerlerde açan çiçeğim;
Senin altında doğdum,
Senin dibinde öleceğim.
28 temmuz 1389 1. kosova savaşı gecesi gece saat 21-22 arası gökyüzünde hilal ve ayın yanyana gelmesi ile oluşmuştur ve bu rivayet stellarium adlı gökyüzü yıldız haritası programıyla bilimsel olarak belgelenmiştir. fakat işin enteresan yanı hilalin tam karşısında bulunan 5 köşeli yıldıza benzer cisim bir yıldız değil, jüpiter ve onun 4 uydusudur.
şu sıkıntılı zamanlarda, tam terör belası ocakları yakarken tüm evlerin camında, balkonuna asılı olması gereken bayraktır. ışık yakıp söndürmekten daha manalı bir tepki olacaktır bence.
tanim: zaman zaman yasalara uygun olmayan versiyonlarinin da sokaklarda rahatca satildigi kutsal bayragimiz.
son gunlerde milli beraberligi yogun bir sekilde yasayan yurdum insanimizin dikkat etmedigi bir konu var: yasalara uygun olmayan turk bayragi.
nasil mi?
diger sehirlerde durum nedir bilmiyorum ama istanbul'da yasayanlarin bilebilecegi bir turu mevcuttur. ataturk resimli turk bayragi satilmakta. sorun ataturk resminin olmasi degildir, sorun ay ve hilalin konumundadir. etrafta polisler olmasina ragmen ne bir uyarida bulunuyorlar ne de bir yaptirim uygulaniyor. bayrak satilmasin demiyorum ama yasalara uygusunsuz satislar yapilmamasi gerektigine inaniyorum. bizler kendi bayragimiza sahip cikmazsak dagdaki kopeklerden ne farkimiz kalir?
Rengi kan kırmızısından alan şanlı bayrağımız. Televizyondan çıkan haberlere göre son günlerde yaşanan olaylar yüzünden ve 29 Ekim Cumhuriyet bayramımızın yaklaşması nedeniyle türk bayrağımız son dönemde %200 artışla vatandaşlar tarafından satın alınmış.
ancak sanal alem sıçanlarının bok atabildikleri bayraktır. gerçek hayatta götleri yemez. dökün olum içinizi, orgazm olun... sizin bu sıçanlığınız ancak sanal alemle sınırlı kalır. internet sizin için yaratıldı.
edit: bu entry ye eksi veren sıçan, orgazm olmaya devam et. geberdiğinde ne sarılacak bayrağın ne de gömülecek toprağın olacak.
bahama bayrağını ele alalım örneğin: bu bayraktaki mavi renk denizi, sarı renk güneşi (turizmin ülkede en büyük geçim ve varoluş sebebi olduğunu varsayarsak oldukça mantıklı bir önermedir), siyah ise ülkedeki siyahi halkı temsil etmektedir. orada bulunduğum için biliyorum; bahama'da insanlar bu bayrağına tapmaktadırlar, zira yıllar yılı ingiliz sömürgesinde kaldıklarından bu bayrak onlar için o kadar değerlidir ki, insanlara özgürlüklerini hatırlatmaktadır. 1973'te kazandıkları bu bayrak adamlar için inanılmaz değerlidir. çünkü onlar bilirler özgürlüklerinin sembolünün ne kadar önemli olduğunu..
bizim bayrağımızın kırmızısı kandır, kurtuluş savaşında döktüğümüz kanlardan gelmektedir kırmızısı. bugün türkiye'nin güneydoğusunda o bayrak dalgalansın diye hala akan kanı temsil etmektedir.
tabii kurtuluş savaşında savaşmak, güneydoğuda dağlarda çatışmalara girmek gerekmez onun değerini anlayabilmek için. ancak halen bazı kesimler bu bayrağın değerinin bizim özgürlüğümüz ve birliğimiz olduğunu anlayamamaktadırlar.
tasarımına laf sokan arkadaşlarımız olabilir, milliyetçi duygu sömürüsü diye düşünenler de.. ancak benim için çok kutsaldır, dalgalandığını gördüğüm her yerde kurtuluş savaşındaki şehitlerimiz aklıma gelir, türkiye'mi daha bir severim.
aptal insanların milliyetçi duygularını sömürmek için icat edildiği söylendiğinde, ağzım dışımda bilimum organımla gülmemi sağlayan bez parçası. be hey densiz insan, ilk bayrağın icadından önce-ki bu tarih öncesine dayanır- milliyetçilik diye bir düşünce, duygu mu vardı?
kendisine hakaret etmek anayasal suçtur, şu an itibari ile bayrağa hakaret eden arkadaşlar için screen shot aldığımı, bunu tez zamanda suç duyurusu olarak yetkili merciilere vereceğimi bildirmek isterim.
(bkz: murat hüdavendigar) döneminde yapılan sırpsındıgı ( murat hudavendigar dönemi olmaya bilir)
savaşının üstüne düşen ay yıldız sülietindne esinlenerek hayatımıza girmiştir.
asıl (bkz: türk bayragı) göktürk devletinin bayragıdır ve bu bayragı devletimizin bayragı yapılacaktı fakat halk hazır degildi.*
kendisine taş atanlara, çocukların eline verip yaktıranlara, dalgalandığını gördükce kahrolanlara rağmen "üstlerinde" dalgalanmaya devam eden ve sonsuza kadar dalgalanacak olan bayraktır.
gün itibari ile genelkurmay başkanımız yaşar büyükanıt tarafından da "son dönemlerde bayrağa yapılan saygısızlıklar rahatsızlık uyandırmaktadır" diye bir açıklama gelmiştir. artık göreve der teroristlerin kuzey ırak'tan ziyade içimizde barındığını dile getiririz.
tesadüfi olarak yeni farkına vardığım, zamanında kurulan alaş orda devleti*nin bayrağı ile birebir aynı olması ay yıldız kısmının beyazlığı dışında. kastettiğim osmanlı bayrağındaki gibi bir benzerlik değil, birebir aynı ölçütleri içermesi.
girne kalesindeki dev türk bayrağını indirmek için lefkoşa' dan yola çıkan faşist rum gençleri ellerini kollarını sallaya sallaya sınırdan geçtiler.
derinya karakolunda türkiye'den gelen askerlerin olduğu jandarma komandolar vardı ama üstlerinden müdahale etmeyin çağrısı geldiği için şimdilik eli sopalı rumları gözlüyorlardı.
ansızın sınır delindi 100lerce rum türk tarafına akmaya başladı bu esnada sınırın türk tarafından taşlı sopalı bir grup karşılık verdi. bu çatışmalar esnasında çok yaşlı bir türk dedesi bir rum tarafından tekmelenerek yere düşürtüldü. bu genç olaya tanık olan türkler tarafından linç edilmek istendiyse de jandarma olaya müdahale etti fakat iş işten geçmişti, tahrikçi yunan hastane yolunda öldü.
çatışmaların şiddetlenmesi, yaralılar yetmezmiş gibi şimdi bir de ölüm haberinin duyulmasıyla rumlar iyice azdılar. girne kalesine ulaşamayacaklarını anlayan rumlardan biri* karakol öündeki bayrağı indirerek amaçlarına ulaşmak istiyordu.
türk toprağında türk sancağına bir rum tırmanıyordu. rumların gözünde sevinç ışıltıları vardı. türkler şaşkındı. bu nasıl bir hakaretti.
aniden g3'ün emniyeti açılırken çıkardığı o bildik madeni tını duyuldu. artvinli bir jandarma sancaktaki ruma tüfeği doğrulttu. sadece tek el ateş etti. boynundan vurulan rum cansız yere düştü.
iki cümle ile yorumlanayacak kadar keskin manalar içeren bayraktır. şahsıma göre de dünyanın en karizmatik bayrağıdır. popülist bir yaklaşım değil, zevk meselesidir.
ancak insanların ay ve yıldız hakkında yanılgıları mevcuttur.
kırmızı, dökülen kanların vasıtası ile türklüğü temsil eder. kimin kanı olursa olsun türklerin varlığı için feda edilmiş hayatları simgeler. türklerin varlığını.
bir diğer mesele ay ve yıldız olayıdır.
inatla insanların öğrenmesinden çekinen, öğretilmeyen, bayrağının gerçek manasını bilmeyen nesiller yetiştiren insanlar var bu ülkede.
önemli olan şudur ki ay islamiyeti, yıldız da hz muhammed 'i temsil eder. askerlerimize de muhammedcik' tir. (bkz: mehmetçik)