seneler evvel türk baharını atatürk ile beraber bu ülkenin halkı yaşadı zaten, daha ne baharı? sırrı süreyya önder ile kemal kılıçdaroğlu ile mi baharı getirdik taksime? akp, mhp'li gençler de dökülsün sokağa ardından amerika, almanya ileri demokrasi kisvesiyle bize kakalasın dursun. arzulanan bu.
türk milletinin arap devletlerinde meydana gelmiş "baharlaşma" harekatına özenmesi sonucunda ürettiği sanal bahar harekatıdır. zira on yıla yakın süredir darbe, kriz, evelasyon, develasyon görmeyen türk milletinin canı sıkılmış ve komşularındaki hareketlilik iştahını kabartmıştır.
bu harekatın ilginç tarafı ise halkın diğer arap ülkelerinde ki gibi somut sorunlara karşı değil -aşırı otoritenin dışında- tamamen soyut sorunlara göre şekillenmesidir.
Türk milleti baharlaşmanın maddi ve manevi faturasının ne kadar kabarık geleceğini kestiremiyor.
Olayın bir diğer ilginç noktası ise hükümetin, otoritenin ve baharlaşmanın ne anlama geldiğine dair en ufak bir fikri bile olmayan binlerce ergen ve post ergenin twitter ve facebook hesabında gösteri fotoğrafı/videosu paylaşmak amacıyla bu akıma dahil olmasıdır. Olayın %90 ı canlı tarihe tanıklık etmek isteyen, onun bir parçası olmak isteyen bireylerin gaza gelmesinden ibarettir. devrim gerçekten sosyal medya tarafından körüklenecektir. Fakat bu kapsamda sosyal medya, bir iletişim unsuru olarak değil tamamen karakteri olgunlaşmamış insanların kendini ispat aracı olarak kullanılacaktır.
yok öyle bir bahar, biz her hangi bir arap ülkesi değiliz.
ülkemizde son zamanlarda yaşanan olayların başlangıcı arap baharı yaşayan ülkeler gibi değildir.
çünkü bu ülkede seçimle iş başına gelen bir iktidar vardır.
ancak seçimle gelen bu iktidar halkın dini duygularını kullanarak yüksek oy oranına ulaşmış, hatta her seçimde oyunu yükseltmiştir.
bu iktidar oyunu yükseltirken maalesef aportta duranlar bu iktidara oy verenleri okuyamadı ve onların dini inançlarını kısıtlamaya çalıştılar.
iktidar ise bu oyları özgüvene dönüştürerek yavaş yavaş düşüncelerini yerleştirmeye başladı. örneğin referandumda, kimse kusura bakmasın erzurum yüzde 87 ile özgürlüklere oy verirken izmir in aynı özgürlüklere yüzde 64 ile karşı çıkmasını bir allahın kulu izah edebilir mi.
sabih kanadoğlu nun 367 hamlesi ülke için ilk dönüm noktası oldu.
sonrasında anayasa mahkemesi başkanı haşim kılıç ın o çok önemli oyu bu ülkeyi bu güne getirdi.
o güruhun elinden asker gitti, yargı da gitti. şimdi meydanlarda hampadan gaz yiyen gençlerde umutları, o ışıl ışıl, aydın çocuklar sokaklarda devletin polisi tarafından ezilirken hala biz bu işin içinde değiliz mavalı okuyorlar, haspam oy kaygısıyla.
sonuç, allah sonumuzu hayretsin. benim kıt düşünceme göre durum bundan ibaret.