fetullahçı cumhuriyet düşmanını kılavuz olarak alanların sıçmığıdır. madem edirne'ye ağustos 1938'de girdik 1937'de yapılan, 200 bin askerin katıldığı trakya manevraları'nı kim yaptı, keşke galip gelseydi dediğiniz yunan ordusu mu?
Neymiş?
"lozan da edirneyi askersiz bırakma sözü vermişiz" bu kesinlikle doğru kimse kıvırmasın.
Yok tatbikatmış yok bilmem neymiş. kendi bölgende kime neyin tatbikatını yapıyorsun.
Kaldı ki tatbikat günümüzde bile yapılıyor. Hemde Sınırla alakası bile olmayan ülkeler yapıyor.
ah türk gençliği, okumaktan sorgulamaktan yoksun kaldığınız için islamcılar her yalanıyla sizi kandırıyor. fetö artıkları hala milli mücadeleyi karalamayı, bağımsızlığımızı ve ulus oluşumuzu türkü yalanlarla şüpheye düşürmeye çalışıyor.
lozan anlaşması ile birlikte gerçekleşen mübadelenin yansımasıdır bu. gizli saklı birşey değildir. balkan devletleri savaştan sonra silahsız bölgeler ilan ettiler tekrar çatışma çıkmaması için. bugün azerbaycan'ın zaferinden sonra da silahsız bölgeler ve yabancı unsurlar savaş bölgesinde bulunmaktadır. türkiye, rusya orada. şimdi bundan 100 yıl sonra at hırsızının biri çıkıp karabağ zaferine böyle gölge düşürebilir. hepimiz canlı gördük neyin ne olduğunu.
at yalanı sikeyim inananı. gerçeklerden bahsedelim. bulgar, balkan harbinde çatalcaya kadar geldi. edirne işgal oldu ve enver paşa bundan sonraki süreçte edirne'yi geri aldı.
çok taptığınız bitik osmanlı kaybetti edirne'yi ve diğer türk kentlerini. tarih sizden bir hesap sormaya kalkarsa kaçacak delik ararsınız.
Kaynak olarak mustafa armağan denen atatürk düşmanı fetöcü ve cumhuriyet gazetesi verilmiş.. Ben ikna olmadım beyler bu sefer... Türk ordusu 1938 yılından önce vardı edirne'de..
Edirne, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1920’den 1922’ye kadar iki yıldan fazla Yunan işgalinde kalmıştır. Ancak 25 Kasım 1922’de Mudanya Mütarekesi’nden sonra Türk ordusu Edirne’ye girmiştir. 24 Temmuz 1923’deki Lozan Antlaşması’yla da o artık Türkiye Cumhuriyeti’nin Trakya bölgesinde Yunanistan ve Bulgaristan sınırı boyunca uzanan, bağrında pek çok Türk anıtını taşıyan sınır kentiydi.
Algıcı yobazların bir kere daha algılarını yıktık elhamdüllilah..
fethullah'ın sözde tarihçisi (ki asıl mesleği tarihçilik değildir, tarih eğitimi ve diploması yoktur) mustafa armağan, "edirne'yi bile askersiz bırakma sözü vermişiz" diyor, iddiasını da lozan antlaşmasının 23. maddesine dayandırıyor.
ulan mustafa...
ülkeler arasındaki ilişkiler sözle olmaz, senetle, antlaşma ile olur.
yani bir yanda lozan'ın 23. maddesi deyip, bir satır altında "söz vermişiz" demek nasıl bir tutarsızlıktır?
ülkeler arasındaki antlaşmalar kağıt üzerinde olur, belgelidir, resmi evraktır. sözle olmaz kuşbeyinli...
neyse...
şimdi mustafa armağan'ın bahsettiği lozan'ın 23. maddesine bakalım.
ve ilgili lozan antlaşmasının 23. maddesinin tam metni şöyledir;
bağıtlı yüksek taraflar, boğazlar rejimine ilişkin bugün yapılmış sözleşmede açıklandığı üzere, çanakkale boğazında, marmara denizinde ve karadeniz boğazında denizden ve havadan, gerek barış, gerek savaş zamanlarında özgürce geçiş ve gidiş geliş ilkesini kabul ve açıklama konusunda anlaşmışlardır. bu sözleşme, buradaki yüksek bağıtlı taraflar için, işbu andlaşmada yazılmış olsa idi onun sahip olacağı güç ve değerin tıpkısına sahip olacaktır.
şimdi siz bu ilgili maddede, edirne askersiz bırakılacak, yahut trakya'da türk askeri bulunmayacak diye bir ibare görüyor musunuz?
ben göremedim.
bakınız 1938 yılından önce edirne'de türk askeri yoktu diyenler için resmi bir belge sunuyorum.
(bkz: trakya manevraları)
nedir trakya manevraları?
trakya manevraları türk silahlı kuvvetleri'nin 1937 senesinde yaptığı, dosta güven, düşmana korku veren tatbikatlardır.
trakya manevralarına tam 200 bin askerimiz katılmış, bizzat mustafa kemal atatürk tarafından takip edilmiş, ve mareşal fevzi çakmak tarafından yönetilmiştir.
kurtuluş savaşımızın muzaffer komutanlarının tamamı, 15 sene sonra yine tam kadro olarak sahadadır trakya manevralarında.
şampiyonlar ligi gibi adeta...
ve trakya manevraları sırasında edirne'de çekilmiş şu fotoğrafları sunuyorum sizlere;
ağustos 1937-mareşal fevzi çakmak trakya manevralarına izleyici olarak davet edilen afganistan, yugoslavya, bulgaristan, ırak, iran, romanya ve yunanistan genelkurmay başkanlarıyla selimiye camii ziyaretinde; https://galeri.uludagsozluk.com/r/2127643/+ https://galeri.uludagsozluk.com/r/2127644/+
yani türk silahlı kuvvetleri, mareşal düzeyinde ve 200 bin kişilik bir kuvvetle edirne'de, üstelik gücümüzü dosta düşmana göstermek için en üst düzey konuklarımız da misafirimiz.
peki başlıkta ne diyorlar?
türk ordusu 1938'e kadar edirne'de yoktu diyorlar.
adamı önce mareşal fevzi çakmak çarpar, atatürk' e gerek bile kalmaz...
sonuç: edirne'de ve trakya'da türk askeri bulunamaz diye bir lozan maddesi yok. türk askeri 1938'den önce de edirne'de ve trakya'da vardı.
başka bir çamur at izi kalsın başlığında görüşmek üzere, hoşçakalın.
lozan anlaşması gereğince her üç ilgili ülkenin de (türkiye, yunanistan, bulgaristan) sınırdan belli bir mesafeye kadar asker yerleştirememesi nedeniyledir.
Bunun anlamı şu; lozan da edirneyi askersiz bırakma sözü vermişiz.
Lozan zafer değil aksine kutunun içine hapsedilmektir.
Tabi bu anlaşma ne karşılığında bozuldu onu da belirtmek gerekirse bu tarihlerden daha ileri tarihlere bakarsanız anlarsınız.
ingiliz mandacılığı devamı ve tamamen abd ye bağımlı olma sözü. Yani hilafet ve saltanatı kaldırarak ingiliz mandacılığı kabul ettiniz sıra abd mandacılığını kabul etmenize geldi" diyorlar. ve 1948 de ismet inönü ile marshall yardımları imzaları atılarak başlandı.
Bunlar daha gördüklerimiz tabi ki. Birde kapalı kapılar ardında yapılan anlaşmalar mevcut olduğuna eminim.
Bana kimse "m.kemal ingiliz mandacılığını asla kabul etmedi yok şöyleydi böyleydi" demesin.
Editmedit. Bende şuraya bir cumhuriyet gazetesi haberi bırakayım.
Düşünsenize o senelerdeki akşam gazetesine ak parti gazetesi olarak bakıyor bazıları. ''bir delil ile kırk alimi yendim, kırk delil ile bir cahili yenemedim''
Bu ne şimdi. Bize ögretilen tarih hangi tarih. Hani 2. Balkan savasinda almıştık erdirne yi. Yoksa lozan da gizlenen maddelerden biri de bu mu? Savaşmadan nereyi verdik nereyi aldik? Niye gerçek tarihi devletimiz bize anlatmıyor?
Su bir gercek ki tarih yeniden yazılmalıdır. Gercekten inanmamızı istiyorsanız.
Edit: at gözlüklü laikler keşke düşünce beyan edebilseniz.