kısmen doğru olmakla beraber nusayrilik, kürt aleviliği ve türk aleviliği arasında belirgin farklar yoktur. şiilikle çok keskin hatlarla ayrılır ama bilimsel olarak şiiliğin içerisinde değerlendirilir.
ne nusayri, ne şii ne de caferidirler. her ne kadar imam cafer'in kolundan geliyor olsalar da. yanlış bilmiyorsam alevilerin arasından var olan bir grup bektaşilerle biraz problemler de yaşadı. anadolu aleviliğinin birden fazla versiyonu var. bunu alevi olan bir dostumda dile getirmişti.
bunlar farklı bir ekol. tasavvuf ağırlıklı. şia gibi akaidleri yok sanırsam. zaten şialarla araların çok keskin hatlarla çizili farklar var. bir tek imamet olayında ittifak ediyorlar. bir de velayet meselesinde.
imam cafer'den geldiğini iddia eden horasan türkleridir. felsefeleri genelde kuş, çiçek, böcektir. hepimiz kardeşiz, insana yaradandan ötürü saygı duy gibi felsefeleri vardır fakat ölümüne sünnilerden nefret ederler. osmanlı iran ile savaştığında bizi arkamızdan vuranlar aynı horasan türkleridir. sonra adı ''yavuz alevileri katletti'' olmuştur. ben olsam kökünü kazırdım. devlete ihanet ha? neyse efendim bizim ana tarafı da bunlardandır. gerçek müslümanlıktan ve sünnilerin çelişkilerinden bahsederler fakat zerre kadar islamla alakaları yoktur. namaz kılmazlar genelde, ramazanda da oruç tutmazlar(genel olarak). hz. ali cami'de şehit edildi diye camiye gitmeyenleri mevcuttur. bağlama eşliğinde semah dönerler. giderler mustafa kemalin fotoğrafına dönüp secde ederler. sonra vay efendim sünniler şirk koşuyor. ha bunların içinde çok çok az güzide bir grup da vardır. hz. Ali'nin izinden giden. babamın karşılaştığı manzarayı anlatayım.
doğu illerinden birinde elektrik direği dikerken, alevilerin toplanıp kur'an dinlediklerini görür. kur'an okuyan uzun sakallı ve sarıklı dedeye kıraat bittikten sonra: ''dede siz alevi misiniz? diye sorar. dede başlar ağlamaya ve şunu söyler: ''ben gerçekten alevi olsaydım kur'anı yüzünden değil ezbere okumalıydım, der. yani kur'an ışığında ve peygamber izinde giden aleviler sözlerimden münezzehtir.
bazı yerlerde * abdal, tahtacı isimleriyle de anılırlar. akdeniz yöresinde ki bahşi türkmenlerinin de zamanında alevi inanca bağlı oldukları söylenmektedir.
(bkz: Şeyh hasan)
Alevilikte ırk ve millet ayrımı yoktur. Bölgesel olarak farklı nitelendirilebilir yanlız bu şu ırktan alevi bu ırktan alevi demek aleviliğin özüne ters bir durumdur. Anadoluda yaşayan aleviler siyasi baskı sonucu kendilerini ulaşımın zor yapıldığı yüksek bölgelere atmışlardır ve diğer toplumlarla evlilik yapmayarak kendilerini kapalı bir gruba çevirmişlerdir. Bu topluluğa kızılbaş denilmektedir. Şehirde yaşayanlara ise Bektaşi denmekteydi yanlız artık günümüzde hepsine alevi denilmektedir.