paul valery'nin çok güzel bir sözü vardır; "düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır." öyle yada böyle günümüz türkiye'sinde uygulanan politika budur.
ibrahim kaboğlu gibi bir anayasa profesörü bu ülkede khk ile üniversiteden atılıyorsa yazıklar olsun bu ülkeye ve ona sahip çıkmayan tüm insanlara.
üniversite ayrı bir olaydır. üniversite özerkliğini kaybettiği an herşeyini kaybetmiş demektir. bugün türkiye'de üniversiteler mevcut siyasal iktidar tarafından sürekli baskı altında tutulmaktadır. hatta ve hatta bazı üniversitelerde iktidara yakın örgütlerin ve stkların stand açması, etkinlik düzenlemesi için bütün imkanlar seferber edilirken, iktidara yakın olmayan muhalif örgüt ve stkların önü sudan bahanelerle kesilmektedir.
bu böyle gitmez efendiler. muhalifleri susturmak bi yerde kendi iktidarının topuğuna sıkmaktır.
yine daniel defoe'nin bi sözüyle tamamlayayım; "bilgin kişi gerçeği bildiği halde susuyorsa alçaktır. toplumun büyük kitleleri ona inanmayabilir ancak gerçek öyleyse o ne yapsın?" (cemil meriç - bu ülke kitabından alıntıdır. kitabın okunması tavsiye edilir.)
Vasat oluşları yetmiyor gibi Bi de çoğu gider teröristlerin bildirilerine imza atar. Ondan sonra götü kurtarmak için "okumadan imzaladım vallah masumum hakim bey" der.
Puuuuuuhhh sifatiniza ulan sizin. sizi akademisyen yapanın taaaaaa fiki fiki.
