var olup olmadığından şüphe duyulan, kararlarıyla insanı suç işlemeye teşvik eden sistemdir.
bir örnek: mart ayında, ankara'da, okuldan eve giderken zorla kaçırılarak tecavüz edilen ve parası gasp edilen kız, saldırganlar hakkında dava açar. mahkeme kızı adli tıp'a gönderir. adli tıp 'yoğunluk' sebebi ile kıza bir yıl sonrasına gün verir. mahkeme heyeti ise tecavüzcüleri 'masumiyet karinesi' sebebi ile tahliye eder.
geç gelen adalet adalet midir? peki; bu kız, bu saatten sonra adaleti boşverip bu adamları öldürse, bu adamlar insan! yerine geçer mi? geçerse kız ne kadar ceza alır?
insana ben niye avukat oldum ki dedirttiren durumdur. Bazen şizofrene bağlatır, paranoyalar kurdurtur. Genede elimden geleni yapma dürtüsü uyandırır insanda.
(bkz: iyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır)
tc sınırları içinde yaşayan hiçbir vatandaşına ayrım uygulamayan sistemdir. haklıya haklı haksıza haksız diyen yapısıyla diğer ülkelerin kıskanılmaktadır. bu adalet sistemi yüzünden, hiçbir vatandaş öldürülmemiş veya mahkum edilmemiştir. şaşılacak bir şey. müthiş!
polisinden savcısına başına buyruk davranan tüm öğeleriyle iyici eğri büğrü bir hale gelmiş çarpık sistem. bir hukuk devletinde olması gerekenin aksine savcılar sanıkların düşmanı pozisyonundadır.
karikatürün fevkalade özetlediği şey.
30 yıla mahkum edip iyi halden 20 yıla indiren infaz yazası gereği 6 senede salıveren vs.
etiket fiyatının kasada inmesi gibi bir şey.
önce salıver kaybolsun sonra gıyabında yargılar asarsın sistemidir. ya da gizli tanıkla adamın hayatını karartmaktır. bazen de özel kanunla adam kurtarmaktır.
başka bir statükonun pençesinde bu aralar.
bunun bi ortası yok mu amk? ya bizdensin ya onlardan.
herkese aynı mesafede duran, kin beslemeyen, öc alma peşinde olmayan bi adalet sistemi çok mu bu ülkeye?
"demokrasiden yoksun" diye lafa girmek çok klişe olsa da en doğru olan aynı zamanda.
bilirkişi raporlarının çarpıtıldığı, anti-demokratik, çağ dışı, faşizan, şoven vb.
ne beklenirdi ki zaten? adalet sadece mülkün temeli ve mülkü olanın temeli. mülksüzlüğe boyun eğmeyenin beraati olmayacak, adaletçiler ise burjuvaziden yana olacak.
evet evet bu bir ön yargı değil, alışılmışlığın ta kendisi!!!
-güler zere ve bir çok hasta tutsak bu adalet yüzünden can vermedi mi?
-hala toprak altında faili meçhul cinayetlerin sonucu olan insan cesetleri yok mu?
-hrant dink'in katilleri bu ülkenin adaletinde suçsuz görülmedi mi?
-hizbullahçı katiller dışarıya salınmadı mı?
kimin şimdi bu adalet?
en olmadı hangi ideolojik güç iktidar da ise ondan taraf, yerine göre sosyal demokrat, yerine göre neo-liberalist!
asla halkın yanında olmayan, ülke yürütmesinde de demokrasiyi yok sayabilen bir kuruluş aynı zaman da ülkemizde. (adını söylemek risk içerir buralarda)
uzun lafın kısası, biz düzeni değiştirmedikçe, bizi yutmak isteyen bir adalet, bir de tecrit olacak! bazen kaza kurşunları, bazen kör pusular.
bugün kürt olmanında, kemalist olmanında suç olduğu dönemlerden geçiyoruz.
iki durumda birbirine ne kadar zıt olursa olsun, yok edilmek ve tek bir güç oluşturmak isteniyor ve islam diktası kuruluyor.
biz gelişen olanı geliştirmek istemeliyiz...
biz gelişen olana gelişme katmalıyız...
gerileme ey halkım.
yaşat bu ülkeyi.
halklar ölmesin, demokrasi ve sınıf bilinci yücelsin.
bizde özgür olan ülkede, hürriyeti olan halklarla kardeşçesine yaşayalım.
gözaltı süresi yargılanıp hapse tıkılmış hissi verir. var mıdır başka bir ülke daha böylesi valla bilmiyorum. ama mantık bu süreyi gereğinden fazla bulur.
öyle yada böyle bir şekilde sürmekte olan sistemdir. lakin, çağdaş hukukla arasında şöyle bir nüans farkı var; suç kanıtlanmadığı sürece, herkes suçsuzdur. ama ülkemizde ise; masumiyet kanıtlanmadığı sürece herkes suçludur.
bir zamanlar - belki de hala - ordunun güdümünde olan sistemdi. brifingler talimatlar alarak hareket ederlerdi. siyasi görüşlerine göre karar verirlerdi yargıçlar, savcılar.
"din saçmalıktır" görüşünü belirten bir vatandaşa 1,5 yıl hapis isteyen savcılara ve isminde "porno" geçiyor diye kitap yasaklayıp, 26 pedofili hastası tecavüzcüyü serbest bırakan hakimlere emanet adalet sistemidir.
ehliyetsiz araç kullanıp insanların ölümüne veya sakat kalmasına sebep olan bazı insanlar yüklü bir ceza alırlardı.. ama bazıları 3 ay yattı ve sahalara geri döndü..
kadınlar korunur, onları rahatsız eden, onları tehdit eden, onları satan, başkalarına peşkeş çeken insanlardan korurdu..öldürülen bir çok kadın öldürülmeden evvel adli mercilerden veya polisten koruma talep etmişlerdir. bazılarına koruma verilmiş, bazıları kocalarıyla barıştırılmış ve bazılarına ise koruma verilmemiş ve sonuçta hepsi öldürülmüştür. adalet sistemi kadın öldükten sonra devreye girmiştir..
kısacası bizim bildiğimiz adalet haklının yanında haksızın karşısında olur.. ancak ülkenin adı türkiye olunca neyin ne olacağı belli olmuyor..