türbeler yıkılmasa bile kesinlikle normal mezar görünümüne çevrilmeli ya da en yakındaki normal bir mezarlığa taşınmalı. birden bire ışid gibi türbeleri havaya uçurmak, şirk ile mücadelede etkili bir çözüm olmayacaktır. Öncelikle; en yakınlarımızdan başlayarak insanlara Allah'ın gerçek dinini, yani Kur'an'daki dini anlatmamız gerekiyor. Hadislerin hem kendi içlerinde hem de Kur'an ile çeliştiğini, Kur'an'ın detaylı ve apaçık olduğunu; hadise madise gerek olmadığını insanlara sabırla anlatmalıyız. Mezheplerin aslında Kur'an'ın yorum farklılığıyla alakası olmadığını, siyasi bir yapıya, apayrı bir dine dönüştüğünü göstermeliyiz. Bence en önemlisi de şu ki; tasavvufun ve tarikatlerin kesinlikle islam ile taban tabana zıt olan şeytani, tehlikeli şirk unsurları olduklarını korkmadan, çekinmeden haykırmalıyız.
Hele bir Dini Allah'ın izniyle sadece Allah'a özgü hale getirebilelim de... türbeleri de kırarız, nazar boncuklarını da... şeyleri, gavsları, kutupları da...
böyle yapılırsa bursa'daki tarihi eserlerin neredeyse yarısını yıkmak gerekecek olan akla ziyan eylem. zira şehrin simgesi bile yeşil türbe'dir. ölülerden medet ummadığınız sürece türbelerin zararı yok, aksine tarihi ve mimari güzellikleri var dedirtir.
yıkılmasın, saygı gösterilsin ama tv lerde görüyoruz. teyzeler oraya gidip araba, yazlık vs gibi dileklerde bulunuyorlar, o anda akıllarında allah mı var yoksa o türbede yatan zat ı muhteremden mi istiyorlar, o kısım muamma.
allah tan diliyorsan herhangi bir türbeye gitmene gerek var mı. allah her yerde değil mi ?
tabiki her yerde.
orada yatan zat ı muhteremden istiyorsan o da senin bileceğin iş.
tv de gördüğüm teyselerden biri hakkaten beni cık cıklattı. diyor ki "geçen sene araba istedim o gerçekleşti şimdi de ev istiyorum"
ne diyelim. inanç onun inancı. belki de onu hayata bağlayan tek şey o dur. bize hüküm vermek düşmez ama elimizden geldiğince böyle durumlardan uzak dururuz. yakınlarımıza da uzak durmalarını tavsiye ederiz.