zihnimdeki şol şol akan şarap ırmağımda, bal kutusuna giden o güzel, pürüzsüz beyaz bacaklarının paçalarını azıcık yukarı doğru sıyırttırarak giren türbanlı güzel dilber: "burası cennet güzel. cennetime de hoşgeldin... rahat ol. bunca yıllık alışkanlık zor bilirim. ama olsun, çözülen o tütün saçlarını derdest eder sararım ben, zulamdaki asi gümüş tabakama"... ulan yoksa!
...?
yoksa, haşema üstü türbanla mı gireceksin şuh ırmağımın inci mercan kıyı plajından, hee? bunca görüntü kirliliği, estetik kaygısızlığı bu cennete reva mı? hani burası cennetti, hani burada özgürdük ikimiz de? hem, feminist bir yaklaşımla 4 huri'ye karşı 4 nuri de serbesti. adımı bile değiştirdim bak senin için mahkeme kararıyla. senin için nuri oldum güzel huri. sakın ama sakın, 2. bile olmayı kaldıramam ona göre!.. şu fani dünyada attın tuttun hakkımda. ama, sınav olduk bak ve yine kesişti yolumuz bu güzel kızıl akan şarap ırmağında...
türbanını aç be güzel
dağıt saçlarını at biraz geriye.
benim doğduğum köyler böyle güzel değil, kuraktı.
akmazdı şarap akan kızıl nehirler.
hadi, ne duruyorsun sokul bana.
içelim güzelleşelim
ve sevişelim tüm ırmak boyunca...
FENERBAHÇENiN KENDiNi iKi DAKiKA BOYUNCA ŞAMPiYON OLDUĞUNU ZANNETTiĞi GiBi TÜRBANLI KIZLARDA KENDiLERiNiN ŞiMDiDEN CENNETi GARANTiLEDiKLERiNi ZANNETMESiDiR.