aslında kısaca türbanı savunan erkeklerdir. Niyetleri apaçık ortadadır. Birkaç embesil dışında türban isterük diye höyküren kadınlara rastlamadım şimdiye kadar. Tartışmanın en ateşli merkezinde hep bu erkekler var. Eğer kadın gerçekten hiçbir baskı altında olmadan kendi hür iradesi ile "türban takıcam ulan sanane" diyorsa, o zaman bırakınız, karışmayınız. Ama bunu bir erkek söylüyorsa, işte burada bir bit yeniği aramak farzdır. Hele hele çenealtı formülü gibi bir şaklabanlık adı altında buna çareler aranıyorsa, düpedüz art niyettir, bilesiniz, benden söylemesi.
(bkz: çenealtı formülü)
kendi günlük hayatlarında kuran'ın amir hükümlerini görmezden gelen, inandıklarını söyledikleri dinin peygamberinin sünnetlerine riayet etmeyen; ama türban gibi daha çok kadınları ilgilendiren bir konuda, sonuçları itibarıyla kadınlara büyük zarar verecek, türk kadınının tüm kazanımlarını yok edecek olası uygulamalara destek veren erkeklerdir.
--spoiler--
Mü'min erkeklere söyle gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını muhafaza etsinler.
--spoiler--
yukarıdaki ayet Nûr suresinin 30 uncu ayeti. erkeklerin gözlerini namahrem kadınlardan sakınmaları gereğini ortaya koyuyor bu ayet. peki, türban savunucusu erkeklerin ne kadarı kuran'ın bu hükmüne göre hareket ediyor? size soruyorum lan, türbancılar: gözlerinizi sakınıp ırzınızı muhafaza edebiliyor musunuz? peki ya erkekler için bildirilen tesettüre uyuyor musunuz? diz kapaklarınızdan göbeğinize kadar olan bölümü, yani kendi ziynetinizi yeterince koruyor musunuz?
bu sorulara hayır yanıtı verdiniz değil mi? lan o halde sizin neyinize kadının türbanını savunmak? siz önce bi aynaya baksanıza ona buna talkın vermek, destek vermek yerine.
ama ben sizin gizli emelinizi biliyorum: şeriat gelsin, dört karı alalım, tepe tepe kullanalım diyorsunuz değil mi? rejimin adının ne olduğu önemli değil sizin için nasılsa; her şartta egemensiniz, kimse sizin giyim kuşamınızı, yediğiniz herzeleri tartışmıyor. siz de haklısınız lan kendi küçük dünyalarınızda.
inancı gereği(!) her yerde türban takması istenen güzel kardeşlerim! bir erkek olarak size erkekçe bir uyarı yapıyorum şimdi, dikkate alıp almamak sizin bileceğiniz iş. gittiğiniz yol yol değil. bir an evvel oturup güzelce bir düşünün. iran'da, suudi arabistan'da, afganistan'da, malezya'da yaşayan, ya da yaşamaya çalışan kadınları düşünün. onlar da sizin gibi kadınlar. ve bir de kendinizi düşünün, sahip olduğunuz şeyleri...
o demokrat geçinen, sizi pis bir oyunun figüranı haline getiren, sözüm ona sizi destekleyen erkeklere bakmayın siz; onlar için sizin geleceğinizin zerre kadar önemi yoktur. sırtınızdan sopayı, karnınızdan sıpayı eksik etmeyenlerdir onlar. sizinle yetinmek istemeyen, üç tane daha olsa göz mü çıkarır diyenlerdir. yürüdüğünüz/yürütüldüğünüz yolda menzile ulaşmanız durumunda, olsa olsa zaten pek takmaktan hazzetmedikleri kravatlarını çıkarırlar onlar. bir de içkiyi aleni değil de gizlice içerler. kaybedecekleri pek fazla şey yoktur.
peki ya siz? bir kuru inat uğruna neler kaybedeceksiniz bir düşünün bakalım. araba kullanamayacaksınız örneğin. yanınızda ailenizden bir erkek olmadan dışarı çıkamayacaksınız. ve daha pek çok şeyi yapamayacaksınız; iranlı kadının yapamadığı, suudi kadınının yapamadığı...
buram buram feminizm kokan bir yazı olmuş değil mi? hayır hayır! feminist falan değilim, insanım sadece. ve insanlarla bir arada yaşamak istiyorum; bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine. saçınızın rengi falan da umurumda değil. pek çok kadının saçını görmeme rağmen ırzımı da korudum şükürler olsun.
bu yazıyı da öncelikle size yazdım. okuyun, ibret alın diye. aklınızı başınıza devşirin diye.
"Naziler önce komünistleri topladılar. Ben komünist değildim, ses çıkarmadım. Sonra sendikacıları götürdüler. Ben sendikacı da değildim, sesimi çıkarmadım. Daha sonra Yahudilere sıra geldi. Ben Yahudi de değildim, sustum. Bir gün beni almaya geldiklerinde, artık sesini çıkaracak kimse kalmamıştı..."
genelde allah indinde günahkarsam ben günahkarım. bu benim seçimim. sen beni yargılayamazsın diyerek açıkça herkesin seçimi kendisini bağlar üzerine vazife olmayan işe karışma diyen ama kendisi nedense üzerine vazife olmayan işlere karışan erkeklerdir.
kadın kendi isteğiyle türban takar ya da takmaz sana ne?
kadın türban takma isteğini kendi savunur sana ne?
sen neden onun yerine savunuyorsun? sana ne?
denilesi erkeklerdir bir bakıma. hatta her bakıma.
göremezler bir türlü türbana karşı gibi duran insanların aslında turbana değil, kadının geriletilmesine karşı olduklarını. öyle erkeklerdir böyle erkeklerdir.
önce tanımı yazalımda entry boşa gitmesin. Özgürlüğe o kadar düşkündürler ki özgürlükten yararlanacak olanlardan daha fazla ses çıkaran insanlardır.
Abimde bu grubun içindedir. Şu türban sonrada şeriat serbest olsunda 4 tane karı alayım demeye başlamıştır son zamanlarda. 4 karı alacakmış.Ama hepsi türbanı savunanlardan olacakmış. Sonra her gün dövecekmiş bunları. başka türlü hırsını alamazmış kendileri. Öyle buyuruyolar..
canlı ve ya cansız olması farketmeksizin gördüğü tüm objelerden dolayı aklına bir "şey" gelebilen bir canlı türüdür.dertleri çoğu kişinin sandığından farklıdır yani.
örneğin,bir insanın aklına saç gördüğü zaman boya,tarak,renk gelebilirken;bu canlı türü saç gördüğünde yine aklına bir "şey" gelir.
zannımca,özellikle pazar,supermarket(manav reyonu olanında) gibi kalabalık alış-veriş mekanlarında bu gibi canlı türlerine karşı bireysel önlem almak zaruridir.özellikle,bir sebze-meyve tezgahının önünde durup sepet doldururken bireyin önü-arkasını kollamasında büyük fayda vardır.zira meyve-sebze tezgahında kabak,karpuz,şeftali gibi objelerin olduğu ve tezgahın önünde durup sepet dolduranların arasında bu canlı türünden birisinin de bulunduğu düşünülürse,sözkonusu canlı türünün yukarıda değindiğimiz aklına bir "şey" gelebilme ihtimalinin yüksekliği de hesaba katıldığında tehlikenin ne derece vahim olduğu daha net bir biçimde anlaşılabilir.
acınası bir canlı türü olup,diğer insanlar için,türünü tüketmesini beklemekten ya da tükettirmekten başka yapılabilecek bir şey yoktur.
edit:türbanına savunanın demokratı,antidemokrati olmaz ki zaten,bundan dolayıdır ki hakikaten sözde demokrattır bunnar.
türban karşıtlığı yaparak "ama ben de çok özgürlükçüyüm be, oehhh" deme yüzsüzlüğünde bulunan tatlı su demokratlarından daha demokrat olduğuna kefil olduğum erkektir...
anlamayanlara, belki de kasıtlı olarak anlayıp da anlamamış numarasına yatanlara şunu seksen defa demek gerekir: türbana siyasi simge diyenlerin*, * derdi kadınların başını açması böylece onları izleyip mastürbasyon yapmak değildir. bunu kıt kafanıza sokun. türbanın siyasi simge olduğunu söyleyenlerin, bu yolda dilindeki tüy bitene kadar konuşanların, türbanın riyakâr devlet şahısları tarafından, tarzanlar tarafından ampül malzemesi, hilal malzemesi olarak kullanılmasına karşı çıkanların, kadınların saçını görmek ve bundan zevk almak amacında olduğunu söylemek arsızlıktır. oha ulan.
insanlar genelde etrafındakileri kendileri gibi bilirler. bizi zevk düşkünü olarak görenler yani başlıkta lafı geçen sözde demokratlar acaba kendileri zevk düşkünü de bizi de kendileri gibi mi sanıyorlar?