ismi türban, başörtüsü, hasan, hüseyin vs. fark etmez. erkekler ve kadınlar namahrem bölgelerini örtmekle hükümlüdürler. erkeklerde bu, göbeğin üstünden diz kapalarının altına kadardır. kadınlar ise ayak bileklerinden başlar, el bileklerine kadar ve de çehresinin etrafını örtmelidir.
varsayalım islam dininin böyle bir emri yok. yine de bu durum böyle bir yasak için yeterli sebep değildir.
böyle bir emir yok dinde ama bir kız saçlarını örtmek istiyor. özgür bir ülkede buna kimsenin karışmaya hakkı olamaz.
kısaca "islam dininin gereği yoktur" demek isteyenlerin bahaneleri... türban yok, namaz yok, oruç yok, cihad yok, fetih yok, ne var arkadaşım islam dininde?
islam hakkında bir bilgisi olmadan, müteşabih ve muhkem ayetlerin ne olduğunu ayırt edemeden, arapça hakkında elin adamından duyduğu "res" kelimesinden başka bir halt bilmeyen elemanın, haklıymışçasına başkalarının cümlelerini copy paste yapıp ortama sunması kadar abes değildir. bilakis başörtüsü allah'ın emridir.
öyle bir ayeti mercek altına alıp, iki üç kelime öğrenip yorumlamak olmuyor efendiler. herkes haddini bilecek. bilgisi kadar konuşacak.
aldanmaktır. aldatılmaktır. türban ya da başörtüsü islam dinince farz değildir.
--spoiler--
Nur (24) suresi, 31. Ayet: Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler(boyun kısmı). Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. Tâbi kimseler, yahut henüz kadınlaryn gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.
Burada; ziynet; kelimesinin gerçekten ne anlama geldiği ayrı bir tartışma konusu olabilir.. Malum, ziynet, önce takı anlamına gelir. Sizin, kadın saci olarak yorumladığınız anlaşılıyor ki, başınızı örtüyorsunuz.
Ancak, ayetteki "Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar" cümlesinden, buradaki zinetin sert yürüyüşte ses getiren takı, mücevher gibi eşyalar olduğu gün gibi açıktır. Hırsızların, kağkaççıların dikkatini çekmemek için günümüzden 1400 sene önce yapılan Muhammed'in bu önermesi, bugün bir Tanrı sözü sanılarak kadınarın saçlarının başka insanlarca görülmemesi görülmemesi, hava ve güneş görmemesi için bir çeşit işkence emri olarak algılanması ve uygulanması son derece yanlıştır.
Bu ayetteki "himar" kelimesi genis manali bir kelime olup örtü manasina gelir. Eski Arap yazilarina bakilirsa himarin yere konulan, masaya örtülen veya herhangi bir örtüyü tarif edebilecegini görürüz.
Himar, basi örterse basörtüsü olur, masaya konursa masa örtüsü olur. Allah eger "himar" kelimesi ile basin örtülmesini isteseydi "himarürres" gibi bir vurgulama ile basörtüsü diyebilirdi: Böylece "res" kelimesi ile bas bölgesi vurgulanir ve örtü kelimesi olan "himar" ile beraber basörtüsü net bir sekilde anlasilirdi. Nitekim abdest alinmasiyla ilgili ayette basin sivazlanmasi söyenirken, bas kelimesi Arapca karsiligi 'res' ile vurgulanir.
Üstelik ayette kapatilacak yerin yaka acigi oldugu gecer. Yani himarin basi kapatmasi degil, ayette acikca yaka dekoltesini örtmesi istenir. (Yaka acigi manasina gelen 'cuub' kelimesi hem bu ayette kapanilacak bölgeyi belirtmek icin, hem Hz. Musa'nin yaka acigina elini soktugunu belirten ayetlerde gecer.) "Himar" kelimesi sirf basörtüsü manasina gelse bile bu ayetten basi örtmek degil, yine yaka dekoltesini kapatmak anlasilacakti.
--spoiler--
zahmet edip bu satırları okuyacak olan arkadaşlar gerçeği bir nebze olsun göreceklerdir.