türbanlıya duyulan öfke

entry11 galeri0
    1.
  1. turbanlıya öfke yoktur, tepki vardır. "o kafandaki, şeriat gelmiş ülkelerde kadınların siyasi sembolüydü ama sen bile bile lades diyorsun", "baş örtüyle türbanın arasında iki dağ, üç tepe var ama hala devam ediyorsun" demek isteyenler vardır. deyipte anlatamayanlar, anlamamasına kızanlar vardır.
    6 ...
  2. 2.
  3. türbanlıya değil, türbana duyulan öfkedir. haa, eğer o bezin altında, türban ideolojisi dolaşıyorsa ancak böyle bir öfkeden bahsedilebilir. aradaki farkı, farkları anlamayanlar vardır; ama anlatmayacağım. tekrar tekrar aynı şeyleri yazıp da garbage entry şettirmeyelim.

    ok? hadi kib öptm bye.
    3 ...
  4. 3.
  5. türbanlıya öfke yoktur türbanlıdan korku vardır. ayrıca türbanlı kızlar asla cahil değildirler. hani başörtüsü ve türban ayrımı yapıyordunuz? hani başörtülüler köylerdeki teyzelerdi? türbanlılar şehirdekilerdi? ne oldu şimdi birden anlamadım...

    bir insan din nedir biliyorsa bunca embesile rağmen bunu yaşıyorsa ve en önemlisi islamı biliyorsa asıl o en bilgilidir. bunlara karşı çıkandır cahil olan. bu yüzden islamiyetten önceki devre cahiliyye devri denir..

    başörtülü kızlara olan korkuya gelince, bunun nedeni insanların başörtülü bir kız görünce allah ı hatırlıyor olmasıdır. bu böyledir ve ben de bunu söylemekten asla vazgeçmeyeceğim. başörtülü kızı görünce aklına allah ve cehennem azabı gelen insan tabi ki de korkar ve bunu tepkiye/öfkeye dönüştürür. bu korkuyu da onların kalplerine allah vermiştir zaten.

    diğer bir etken ise kompleksli insanlardır. bu zavallılar da batılı veya modern olmanın bacak açmakla olduğunu zanneden zihniyettir. avrupa ya rezil olduklarını düşünürler.
    3 ...
  6. 4.
  7. türbana değil takana vardır. o da herkese değildir. genelde takanlar dinin gereği olduğu için takarlar. fakat bazıları da sembol olduğu için takarlar. misal sokakta gördüğüm bi kız mini etekli jartiyerli falan filan.. buraya kadar herşey normal. taki kızın başına bakana kadar.*
    1 ...
  8. 5.
  9. yoktur efendim böyle birşey! yok eğer illa var diyorsanız ben de derim ki bu yolda hareket edenlerin cem-i cümlesinin, henüz akl-i baliğ mertebesinde değerlendiremeyecek zat-ı fakirler olması hasebiyle kaale alınmamaları icap eder!

    Onların varlıkları ibret vesilesidir, bilvesile onlara iyi bakalım ki;

    -sekülerizmin
    -demokrasinin
    -fikri ve vicdanı hür insanların
    -nasip sahibi olabilmenin
    -laisist yobazlığın zararlarının

    ve bilimum buna benzer kavramların

    bilincine varabilelim!!

    söze son noktayı gene (bkz: necip fazıl kısakürek) üstadımız koysun;

    zamanı kokutanlar mürteci diyor bana
    yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana...
    3 ...
  10. 6.
  11. kişisel bir histir bu.

    onlara melek gözüyle bakanlar da vardır.
    her şeyden önce "türbanlı" sözünü ayrı bir insan türüymüş gibi lanse edilmesine uyuz olanlar da vardır.
    onları "türban takmayanlara birer tehdit" olarak görenler de vardır.

    ve onlardan iğrenenler de vardır.

    ne demişiz başta, evet tamamiyle kişisel bir histir. bir kısım insanda görülür.
    1 ...
  12. 7.
  13. diyelim ki şeriat istiyor ve bu isteğinin sembolü olarak türban takıyor. o zaman ortada bir öfke olması doğaldır. devletin temel ilkesi laikliğe karşı çıkılıyorsa, öfkenin de ötesine gider hatta.

    "komünistler de var, heloreyyeroyey." derseniz eğer, onlar devletin temel ilke, hak ve hukukuna karşı çıkmaz sevgili yazar kardeşler. duygularımızı, mantığımızla harmanlayıp konuşalım ki, ileride bazı entryler götümüze girmesin*. götümüze girmeme isteği sizin için değil, sözlük için...
    2 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. geçmiş yüzyıllarda başı kapalı olan toplumumuzda zinanın olmadığını iddia etmek kadar salakça birşeydir. ne tüm türbanlılar masumiyet abidesi, ne de tüm başı açıklar motordur. türbanlılara duyulan öfkenin mazereti olarak :
    " abi başlarını örtüp kıçlarını açıyorlar"
    "başlarını örtüp her haltı yiyorlar"
    "bunlar türbanlı tikky"
    "laik cumhuriyetimize tehdittir bunlar"
    "siyasi simge olarak takıyorlar inançtan değil"
    vs. vs. gibi dangalak sözler söylenir. türban ister inançtan, ister gelenekten, isterse siyasi simge hatta şık durduğu gerekçesiyle takılsın; sonuçta takan insanın bileceği iştir. şahsım adına 4-5 erkeği aynı anda idare eden motorundan, tertemiz inançlı ve samimi olanına kadar türlü kişilikte türbanlı gözlemlemişimdir. ayni şey başı açık hanımlar içinde sözkonusudur. insanın kafasının içi temiz olsun dışı nasıl olursa olsun.
    0 ...
  17. 10.
  18. öncelikle türban nedir? türban büyük bir kısmının ne için ve nasıl örtünmesi gerektiğini bilmeyen anadolu köylüsünün aksine, dinini iyi öğrenmiş, yaptığı işi anane ve görenek olarak değil dinin bir vecizesi olarak gören "şehirli" bayanların örtünme şeklidir.

    islam dinince en önemli ibadet namazdır. bu tartışılmaz bile. tesettürden de önemlidir namaz. eğer ki türbanlı kişi tam bir hayat disiplini olan ve günümüz şartlarında zor da olan namaz ibadetini de yerine getiriyorsa çok afedersiniz onun "sembol" olsun diye örtündüğünü düşünmek "düşünememekle" eşdeğerdir. yani buna hakkıyla örtünüyorsa demek doğru olacaktır.

    türbanlılar daha önce kamuda, üniversitede elbette yoktu. nasıl olsundu ki? zaten osmanlı döneminde muallime ve hemşirelikten öte bir meslekte bulunamıyordu kadınlar. atatürk kadına sosyal hayatta yer verdiği zaman da bu modern görünümlü kadına verildi. atatürk'ün türban vs gibi giyime karşı olduğunu hepimiz biliyoruz, bu o dönem için zaten hayaldi, üstelik islamcı kesim henüz kadının toplumda yerini almasına hazır değildi, gerek zihnen-gerek cismen (kara çarşafla kamu görevi tabi ki olamazdı).

    islami uyanış denilebilecek islamı hakkıyla öğrenme gibi çabalar 1940 lardan sonra yükselişe geçmişti. bunda mısır'daki müslüman kardeşler örgütü gibi islam'ın modern çağın gerisinde kalmasına seyirci kalamama fikrini yayan cemiyetlerin rolü de vardı. amaç, islam'ın yüceltilmesi, islam'ın terakkiye mani kılınmamasıydı. islamcılara göre modernleşme şekilcilikle kalmış, asıl uygulanması gereken sanayi, eğitim ve teknoloji hamlelerine gereken önem verilmemişti. üstelik bu şekilleşme değerlerimize zarar vermekteydi.

    işte bu tarihlerden itibaren islamcı kesim kızları da dahil olmak üzere eğitime, özellikle de müsbet bilimlerdeki eğitime çok önem vermeye başladı. mühendisler, doktorlar, bilimadamları müslümanlardan çıkmalıydı. nobel kazanmış müslüman bilimadamları bu dönemdeki uyanışın yetiştirdiği çocuklardı.

    bunun bir yansıması olarak gün geldi, üniversite sınavlarında islamcı kesimin kızları da başarılı oldular. o tarihe kadar örtülü kızlar zaten toplumsal hayatta pek de görünmüyordu. ilk örtülü kız üniversiteye adımını attığı gibi sorun da başlamış oluyordu, zira atatürkçülüğün kalesi üniversiteler artık eskisi gibi fikren izole yerler değillerdi. 1960'ta hükümete atatürkçü reflekslerle tek vücut karşı koyan üniversiteler farklı fikir akımlarından insanların doldurduğu yerler haline gelmişti.

    o tarihlerde köylü kokan başörtüsünün yerini konfeksiyon olarak daha günlük kullanıma uygun tasarımlar aldı. aslında tasarım da değil, çarşafın bütün vücudu kapatması yerine yeni bir tesettür yorumu gelmişti. nasıl ki cüppeden takım elbiseye yol almıştı osmanlı, bu da onun bir yansımasıydı. hiçbir önder ya da zümrenin ortaya attığı bir giyim şekli olmayan bu baş kapama şekli ileride ihsan doğramacı tarafından "türban" olarak adlandırılacaktı.

    örtülü ilk öğrenciler hocaları tarafından sınıf geçirilmeme vb engellemelerle ilk karşı konuluşu yaşadılar. fakat önceleri birkaç kişiden oluşan örtülü öğrenciler gitgide artmaya başladı. bunun üzerine kanun hükmünde kararnameler devri başlamış, 80 sonrası da yök kurularak üniversitelerdeki bütün fikir akımları sistematik bir şekilde sindirilmeye başlanmıştı.

    bütün bu merhalelerde ise direk örtülü öğrencilerle alakası olmasa bile üniversitelerde islamcı gençlerin yerlerini sağlamlaştırması adına erbakan kanadı siyasi olarak ilgileniyordu. aslında dönemin siyasi yapısına bakıldığında üniversitelerdeki her fikir akımı birer siyasi oluşuma yaslanıyordu, islamcıların da böyle bir durumda olması bugün garipsense de bu islamcı gençlerin okuması için de vakıflar, yurtlar gerekiyor, onların haklarını ne yazık ki kamplaşmış ortamda savunacak bir hareket gerekiyordu.

    örtülülerin üniversiteye girememesi islamcı erkeklerin rahatça okuması gibi değildi, erkekler şeklen yasaklanamazdı. fakat kızların sorunu sadece üniversiteyle kalmayacağı, üniversite bitince de çalışma şanslarının ellerinden alınacağı gerçeği bunu giderek bir dava haline getirdi. bir tarafta hiçbir şekilde taviz vermeyecek statüko, öbür tarafta ise cihad söylemleri güden erbakan'ın liderliğindeki hareket. davayı tek sahiplenen de erbakan hareketi olduğu için bu konu bu hareketle özdeşleşti ve o dönemdeki herşey gibi siyasallaştı. aslen incelendiğinde iran sistemini kıyasıya eleştiren bu hareket iranla beraber anılır oldu.

    sonuç? statüko kendisini savunmak için kavramlarını üretti ve oturttu. öncelikle başörtüsü ve türban ayrımı "benim ninem de başörtülü" diyebilmek ve vicdani aklama yapabilmek için üretildi. ardından kızların örtünme sebebi siyaset yapmak olarak sabitlendi. türban-başörtüsü-siyaset üçgenine hapsedilen bu konu ise çözümlenmemek üzere türkiye mutfağının başköşesine yeri geldiğinde ısıtılıp servis edilmek üzere oturtuldu.

    an itibariyle çözülmesi de mümkün gözükmüyor, zira türbanlılara duyulan öfkenin merkezinde bu ülkenin en vazgeçilmez değeri olan büyük önder durmaktadır.
    2 ...
  19. 11.
  20. muhtemelen bugünkü akp hükümetinin öfkesidir. tbmm de büyük bir çoğunluğa sahip olup da, sorunu çözmediğine göre türbana karşı bir öfkesi olması mümkündür. "yapmak istiyoruz ama birileri engelliyor" açıklaması da inandırıcılıktan uzaktır. bu 'birileri' nden kastın asker olduğunu biliyoruz, ancak bir önceki genelkurmay başkanıyla 'şiir gibi' anlaşanın sayın başbakan olduğunu da biliyoruz.

    sonuç itibariyle, türbana karşı bir öfke(!) vardır, ancak faili akp hükümetidir.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük