Ya siktirin gidin 70lerden beridir sırf örtülü diye okumalarını çalışmalarını yasaklamışlar, en tabi insan ve dahi kadın haklarını gaspetmişler resmen manen de madden de vicdanen de mağdur etmişler, 2011e kadar hiç utanmamışlar ama kimse söylemeyecek hep susacaklar.
Sebep?
Hayır yaparken iyi duymak neden hoşunuza gitmiyor.
Öncelikle şu belirtilmelidir ki her kafası açık bayan solcu, ateist, günahkar, değildir. Aynı şekilde başı kapalı bir hanımefendi de her türlü kötü ithamları haketmemektedir. Bunun hesabını kimse yapamaz ve bunun yorumu kimseye düşmez. Bu ülkede önyargılar bitmediği sürece ne bir adım ileri gidebiliriz ne de bir adım geri. Yıllardır yerimizde saymamızın nedeni de budur. insanı önce insan olarak değerlendirin, kılıfını tartışmak kimseye düşmez.
'' ben eksi oya doyamadım'' diye bağırmama sebep olan beceridir.
- 9 milyar yıl önce sağ-sol kavgası mı vardı amk?
- hâlâ olayı ''kendi gibi olmayana yaratık muamelesi yapma'' olarak gören var. yahu şunun mantığını bir açıklayın, bir kadın niçin kendini zindana kapatır gibi türbana girmek zorunda hissediyor? ben sadece yeni yeni ortaya çıkan ve siyasi sembol haline gelen ''sıkmabaş'' biçimi örtüden rahatsızım. deyin ki ''milyonlarca kadın sırf başını örtmedi diye hayat ona gerçekten zindan ediliyor'' başlığı komple uçurayım. kadına şiddet konusuna değinmiyorum, onun sebepleri başka. devletin kadınları korumadığı (ya da en azından sıkmabaşları bir nebze koruduğu) aşikar.
- hâlâ türbanın neresinin özgürlük olduğunu anlayamadım, anlayamıyorum. hiç ''ama''lı cümle kurmayacağım, evet kemalistim. zaten son birkaç yılda atatürk'ü örnek almak, atatürk'ü putlaştırmadan sevebilmek, atatürk'ün siyasi hayatını araştırmak alay konusu haline geldi. bunları alay konusu haline getirenler de sağcı dingillerin ekmeğine yağ süren sözde özgürlükçü liberaller. tutturmuşlar bir ''herkesin hayatına kimse karışamaz'' türküsü, geçinip gidiyorlar. sıkmabaşlar modernizmin ve başlarındaki örtünün nimetlerinden yararlanan *** ve sonra da modernizme düşman kesilen bir azınlıktır. evet azınlıktır. şeriat devlet eliyle resmen ilan edilmediği müddetçe de * azınlık olarak kalacaklardır. şimdi mevcut iktidar seslerini biraz kesti, her alanda iltimasın kralını geçti diye rahatlar. türban hâlâ büyük bir sorun, olmaması gerekir, bir kadının o iğrenç maskeyi kabul etmemesi gerekir.
- gelelim ''etki-tepki'' meselesine. yine kafam karışıyor burada. bir türbanlıya ''o türbanı çıkar, saçlarını özgürce savur, içinden nasıl geliyorsa öyle giyin, başkalarını memnun etmek için kendi bedeninden nefret etme'' demenin nesi kötü acaba? tamam bir dönem gerçekten mağdur oldular. ** eeee? şimdi ne değişti peki? sırf başınız örtülü diye ''ben istediğim her şeyi yaparım ama cennetliğim'' diyorsunuz! madem dindarsın, ya inandığın dinin gereklerine harfiyen uyacaksın. ya da hiç bulaşmayacaksın. yok öyle ''biraz ondan, biraz şundan'' ikiyüzlülüğü.
- insanı insan olarak değerlendirmek şart, insanlığın gereği evet ama yine anlayamadığım şey karşıma çıkıyor. bir kadının kendine bu kadar mı saygısı yoktur? kendisini birey olarak görmüyor mudur? kendisini babasının, sevgilisinin, kocasının kölesi olarak görmeye bu kadar mı meraklıdır da o türban ile sıkı sıkı örtünür? yemin ederim çok tuhaf bir coğrafyada yaşıyoruz. ben erkek halimle kadın haklarını onlardan daha şiddetli savunur oldum lan!
"gittiğim her yerde ters ters bakıyorlar, kafamdakini zorla çıkartmak istiyorlar, bizi anlamıyorlar, devlet bize tepeden bakıyor." gibi cümlelerle inanılmaz mağdur olurlar.
Etki tepki prensibiyle ortaya çıkmış bir durumdur...
(tek cümle okuyup eksiyi basacak olan orospu çocuğu otur sen de oku şunu bir)
Bilindiği üzere her hareket bir etki neticesinde tepki olarak doğar. Bu ülkenin kurucu kadrolarıyla aynı düşünceye sahip oldukları için kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi zanneden bir kitle zamanında türbanlı vatandaşlarımızı gerçekten mağdur etmiştir. hala sözlük misali bazı yerlerde saygısızca ağzından köpükler saçarak saldırmaktadır.
Bundan on yıl önce ne yazık ki akp iktidarı bu mağdur edilmiş kişilerin hallerinden faydalanarak bu ülkenin başına geçmiştir ve iktidar olmasını sağlayan mağduriyet motifini gayet iyi kullanarak iktidarını on sene devam ettirmiştir.
Gelinen noktada: dünün mazlumları bu gün zalim, dünün mağdurları bugün muktedir olmuşlardır fakat zulümlerini hem kendi gözlerinde aklamak, hem de kamuoyunda muteber bir imaj yaratmak için ısrarla mağduruz biz görüntüsü çizmişlerdir.
Allah kimseyi iktidarla sınamasın...