Başörtülülerin pek de umrunda olmayan sebeplerdir.
Bu nefret dili neden? inandığı dinin gereğini yerine getiren insanlar neden bu kadar rahatsız ediyo ki sizi? Hiç tanımadığınız insanlardan sırf sizin gibi olmadığı için nasıl nefret edebiliyosunuz?
Başörtüsü arap geleneğinin bir parçası değil, islamın şartlarından biridir. Burası ister yüzde doksan dokuzunun müslüman olduğu bir ülke olsun isterse sadece bir kişinin müslüman olduğu bir ülke olsun. dini vecibelerini yerine getirmesini engelleyemezsiniz. Ülkemiz o kadar gelişmeye açık ki türbanlılar olmasa uzaya çoktan keşfe çıkmıştık.
bir değişiklik yapıp bugün belediye otobüslerini kullanayım dedim benden 10 dakika sonra anneli kızlı türbanlı vatandaşlarımız otobüse bindi yanım boşalınca kız annesine oturacağını söyledi annesi de o erkek bekle birazdan başka yere otur dedi hayır türbanlı diye genelleme yapılmasına karşıyım ama bu tarz geri zihniyete sahip insanlar maalesef hep türbanlılardan çıkıyor.
Burası özgür bir ülke türbanlıların da mini eteklilerin de ülkesi burası. Ama türbanlılardan rahatsız olanlar Avrupaya yada mini eteklilerden rahatsız olanlar irana sektirip gidebilir.
"Soru şu: Bizde kız çocuklarına eğitim zorunluluğu ne zaman getirildi?
Cevabınız Cumhuriyet dönemi ve devrimleri sırasındaysa yanıldınız. 1869 yılında yayınlanan Eğitim Genel Yönetmeliği'ne (Maarif-i Umumiye Nizamnamesi) göre kız çocuklarının ilkokula devam mecburiyeti kondu. Okula gelmekten kaçınan öğrencilerin anne babasına köy muhtarı veya ihtiyar heyeti müdahale edebilecekti. Kız çocukları için okula başlama yaşı 6 bitirme yaşı ise 10'du.
Kız mekteplerinin okul müfredatı erkek okullarıyla hemen hemen aynıydı. Usul-i Cedide Vechile Elifba, Kur'anı Kerim, Tecvid, Ahlaka Müteallik Rasail, ilmihal, Yazı Talimi, Fenni Hesab, Tarihi Osmani ve Coğrafya.
ilköğretim böyle... Peki ya ortaöğretim? Aynı yönetmelik orta eğitimi de düzenliyordu. Sultan Abdülaziz büyük şehirlerin her birinde birer kız rüştiye (ortaokulu) mektebi açılması zorunlu kıldı. Öncelik istanbul'a verildi. Hemen ardından tüm taşra kentlerinde bu okullar açılmaya başlandı. Kız ortaokullarında erkek bölümlerine ilaveten biçki dikiş ve müzik eğitimi de konmuştu. Ayrıca Kıraat-ı Türkiye, Sülüs Hattı ve Hıyyatiyye dersleri de vardı.
ABDÜLAZiZ'iN iZiNDE
Abdülaziz'in intihar mı suikast mı belli olmayan bir şekilde indirilmesinin ardından kısa bir süre sonra tahta geçen Sultan 2. Abdülhamid, eğitim reformlarında amcasından aldığı bayrağı daha da ilerilere taşıdı. iktidarının ilk yılında sadece istanbul'daki kız rüşdiyelerinin sayısını 9'a çıkarttı. istanbul dışında Selanik Yenişehir ve Hanya'da da birer kız okulu açılmıştı. 1892 de ilk ve orta dereceli kız okulları 'Merkez Rüşdiye'si adı altında birleştirildi. Bu okullardan mezun olan kızlar ise kız öğretmen okullarına devam edebiliyorlardı.
ilk eğitimde kız-erkek karışık tedrisat yine 2. Abdülhamid'in getirdiği yeniliklerdendi. 2. Abdülhamid'in iktidarında 20. yılın sonunda sadece erkek çocuklarının okuduğu ilköğretim okulu sayısı 3388, sadece kızların eğitim aldığı okul sayısı ise 303 olmuştu. Kız erkek birlikte eğitim yapılan okul sayısı ise inanılmazdı. 3750.
Peki, bu denli yaygın bir eğitim hamlesine yetecek kadar kadın öğretmen var mıydı? Çünkü özellikle el sanatları ile ilgili derslerde çok sayıda kadın öğretmene ihtiyaç vardı. imparatorluk sınırları içerindeki tek öğretmen okulu olarak bulunan Darülmuallimat'ın bu ihtiyaca cevap vermesi düşünülemezdi. Ancak Abdülhamid ve reformcu bürokratı Abdüllatif Suphi Paşa'nın geri adım atmaya niyeti yoktu. Taşra kız rüşdiyelerinde esas işi öğretmenlik olmayan bürokrat ve subay eşlerini bu okullarda öğretmen olarak görevlendirdi. Elbette öğretmenlik formasyonuna sahip olmayan bu kişilerin verdiği eğitimde çeşitli sıkıntılar yaşanıyordu. Ancak önemli olan kız çocuklarının okula başlatılmasıydı." alıntıdır.
insanları sınıflamak , genellemek o kadar kolayki. türbanlıysa çağ dışıdır , cahildir , kafası çalışmıyordur. bilgili , ilim sahibi , kendini geliştirmiş , kendine , çevresine faydalı , saygılı , kendinden emin tesettürlü bayanları görmek bence sizi çileden çıkarıyor. hemen bu kişileri kafası 2 metre geriye uzayan , daracık pantolon giyen , ağzında sakız , yüzünde bir ton boya olan kapalılarla aynı kefeye koyuyorsunuz. ama ne yaparsanız yapın başta tasvir ettiğim kişilerin varlığını kabul edeceksiniz. zaten sizi rahatsız edende onlar değil mi ?
testinin içinde ne varsa dışına da o sızar. bakın kendiniz görün işte kafa bu.
--kin
--nefret
--adavet
--düşmanlık
kendi ağzından bildirmektedir hemde 1. ağızdan düşmanlığını alenen itiraf etmektedir. müslümanız elhamdülilah. bize dinimizden dolayı kim isterse o düşmanlık etsin gocunmuyoruz. bilakis şöyle diyoruz;
--allahım dostlarına dost eyle, düşmanlarına da düşman eyle, sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini.
Bütün türbanlıları aklı sanmak bu nedenlerim başında gelir.
Yok onu yapmış bunu demiş hikayedir. Bir insandan nefret etmek istiyorsan sana gül verse dikeni var diye nefret edersin.
Bu kadar hatayı sadece turbanlılarda gören, açıkları dürüstlükle kutsayan kıskanç yazar beyanıdır. Evet, türbanlı lar erkekler tarafıdan evlenmek için daha çok öncelenmıştir. Buda kapanmayı düşünmeyenlerin zoruna gitmiştir. Nefret suçu işlemesine sebep olmuştur. Birde konuyu buraya taşımış yazık.
-şöyle ki, aga eğer örtünün arkasında ne olduğunu anlayabiliyorsanız o daha tahrik edicidir ve şimdiki türbanlar mini eteklilerden daha seksi ve tahrik edici. bu gerçek.
-kur'an'da geçen örtünme dikkat çekmemek için iken siz bunu dikkat çekmek için kullandınız. türbanı kirlettiniz.
-islama dil uzattırdınız.
- makyaj yaptınız.
- sokak ortasında seviştiniz.
- çıplak resimlerinizi paylaştınız.
- ''ciddi düşünme'' bahanesiyle ayda bir sevgiliyle kendinizi kirlettiniz.
daha bin türlü orospuluklarla masum ve hakkıyla örtünenlerin de adının çıkmasına sebep oldunuz. hepinizin amk.
nefret değil ama pek sevememe sebeplerinin en başta olanları şunlardır.
1-takiyye yapmaları. şöyle ki, islamiyetin çıkış yeri olan suudi arabistandaki kadınlar çarşaf giyer, peçe takarken, yabancı erkeklerle aynı ortamlarda bulunmaz iken, bazı kesimlerin son 20 yılda birden vahiy gelmiş gibi türettikleri alacalı bulacalı renklerdeki türbanları dinin örtünme buyruğunu karşılamak için yeterli görmeleri ve islamda çarşaf ve peçe emir değil, gerekli değil diye, müslüman kadınlar yabancı erkeklerle aynı ortamda bulunabilir sorun değil gibi garip söylemlerde bulunmalarıdır.
bunlar (türban vs) tabii belli bir iradenin elinden çıkıp bayanlara empoze ettirilmiş ve belli bir süre için onların etinden sütünden yararlanmak adına yapılan şeylerdir. o bayanlar zannetmesin ki, ileride kadayıfın altı iyice kızardığında, türbanla devam edebilecekler, sokağa yalnız çıkabilip, erkeklerle aynı ortamlarda bulunabilecekler, o otorite zamanın geldiğini düşündüğünde durumları suudi arabistan'daki kadınlardan farklı olmayacaklardır. zaten islamiyet diyorsan, arabistan'ı yeniden keşfetmeye gerek yok, doğrusu odur.
2-kültür seviyelerinin düşüklüğü: üzerinde düşünmek için tek bir kaynağı referans almaları ve bunun dışında farklı şeyler okumaya, izlemeye, konuşmaya, sorgulamaya kapalı olmalarıdır. bu da haliyle hem iq hem de kültür seviyelerini olumsuz etkilemektedir. bundan 3-4 sene önce ellerinde kollarında Feto efendinin kitaplarıyla dolaşırken, onların dershanelerinde sınav sorularını alırken gördüğümüz türbanlı kızlarımız, şimdi o kitapları çöpe atmış, otoritenin oku dediklerini okumaktadır.
3-güler yüzlü ve bildiğimiz anlamda sosyal olmamaları, kendi düşüncelerindeki insanlara açık olurken, farklı zihniyette insanlarla ilişki kurmayı bırak bir güler yüz bile göstermeden yaşamaya çalışmaları, sonuç olarak modern yaşam standartlarına uymamalarıdır. farklı zihniyetteki insanlarla ilişki kurmaya çalıştıkları zaman da bu mutlaka eleştiri, öfke veya kendi görüşlerini onlara empoze etmeye çalışmak şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Saçmadır.
Türban takıyo diye nefret ediyim ki o insandan.
Her türbanlıyı aynı kefeye koymayın.
Uçuk kaçık abartılı türbanlıların yüzünden doğru düzgün türbanlıların Hakkı yeniyor.
türbanlı sorunu değil akp sorunudur. türbanlılardan millet nefret ediyorsa akp nin dejenere politikalarından olmuştur. başörtüsü sorunu yoktu bu ülkede akp getirdi. kimse kimsenin giyimine karışmazdı. sağolsun akp nin çığırtkanlığı sebebiyle türban sorunu oldu, sonra çözdük dediler. karman çorman oldu her şey. her şeyden nemalandıkları gibi bunuda iyi kullandılar. askeri, polisi, hakimi, savcıyı bu zamana kadar tutuklatan ezdiren akp dir. türban sorununu çıkartıp milleti birbirine kırdıranda onlardır. paralel deyip, ergenekoncu deyip milleti yalnızlaştıranda onlardır. bakalım milletimiz ne zaman görecek gerçekleri zor ama ben yinede umutluyum.
bir kere inancı doğrultusunda kapanıp bu doğrultuda yaşayan tesettürlü kadınları ayırırsak;
tokalaşmanın abdest bozduğuna inanıp el sıkışmayan, ama kendi parkta bahçede yapmadığını bırakmayan. kafasına taktığı örtünün namus bekçiliğini yaptığını savunan ama birilerinin haremine girmekten utanmadan bahsedebilen.
başı açık kıza kötü gözle bakan ama kendine toz kondurmayanlar yüzünden nefret ettim.
kimsenin inancına saygısızlık değildir bu aksine beni ya da bir başkasını karalarken kendini akladığı için verilen tepkidir.