bu ayrıcalıklı olma meselesi zaten hayatın birçok alanında etkin olmaya başladı. türbanlı olmanın bir ayrıcalık ve öncelik hakkı doğurması gerektiği düşüncesi yayılmaya başladı beyinlerde. işin bu kısmı ayrı ve vahim fakat bu kültürsüzlük daha çok türbanlı türbansız, kadın erkek meselesi değil tüm toplumun geniyle ilgili bir problem. biliyoruz ki her yerde her zaman kabayız.
sıraya girme kültürü genel olarak sahip olmadığımız bir haslet malesef.
sabah servis beklerken görüyorum, işyerleri insanlara en az kişi sayısınca oturacak yeri olan bir araç tahsis etmiş. yani kimsenin ayakta kalma durumu yok. ona rağmen insanlar araca bir an evvel binmek için tepişiyorlar. işçisi de böyle memuru da.
bu böyleyken daha kalabalık ortamlardaki insanların yaptığı oldukça anlaşılırdır ama kabul edilebilir değildir.
bu ayıbı yapan toplumun her kesiminden bireleri olabilmektedir. şu yapıyor bu yapıyor diye genelleme yapmak ayıptır.
yapmayanları gösterin, bu daha kolay. çünkü çok azlar.
hava limanında birgün pasaport kontrol'ünden geçeceğim. yurt dışına bir iş için gitmem lazım. bilirsiniz bir sarı çizdi vardır ve "please stand here till the person who is infront of you leave the counter" gibi bir şey yazıyor türkçesi "lütfen önünüzde ki kişinin işi bitene kadar bu çizgiyi geçmeyiniz". Bende o sarı çizgide bekliyorum ve tamda hac zamanı ve bir hacı kafilesi akın ediyor. türbanlılarda dolu tabi. hacca gidiyorlar. arkadaş bu güruh resmen masai mara nevrini geçmeye çalışan guru'lar gibi saldırdılar ve sıra falan beklemeden önümüzde geçtiler. lütfen geçmeyin denilen çizginin ilerisinde polislerin pasaport kontrolü yaptıkları bankoya yaslanmış 15 tane hacı adayı vardı. işte o günden beri bu sıraya girmeme kültürlerinin ne kadar gelişmiş olduğunu anladım.
hee bir de tanım lazım dimi...
türbanlılarda sıraya girme kültürünün olmaması çok utandırıcıdır ülkem ve insanlık adına.