en yakın arkadaşımın annesi sınıf öğretmenidir. zamanında bölümündeki bazı türbanlı öğrencilerin merdiven altlarında itile kakıla türbanları kafalarından alınmış, o da bu duruma dayanamadığını ve sürekli ağladığını yine göz yaşlarıyla anlatmıştır bana. kendisi açık olduğundan bu muameleye maruz kalmamış lakin yakın arkadaşları bu olayların ardından okulu bırakıp, psikolojik tedavi görmüşlerdir.
bu ve buna benzer onlarca olay yaşanmıştır yine zamanında. sırf okulun bahçesine türbanıyla girdi diye bekçi tarafından aşağılanmış, polislerin kollarında itile kakıla göz altına alınmış kişiler de tanıdım.
o zamanlar kimse demedi ki bu kızlara yapılan zulümlerin karşılığı neden verilmiyor? bir kişi bile hümanizm akımına kapılıp hakka tecavüzü sorgulamadı. o bekçi de, o öğrenci ve öğretmenler de görevlerine devam ettiler olağanca küstahlıklarıyla. galeyana gelmedi bu millet. insanlık elden gidiyor demedi topluluklar.
şimdi onca çileye ve zulme rağmen sessiz kalmış halk, bir başörtülünün hakkını gasp ettiği için ceza gören eğitimciye mi ağlıyor? ben sizin yanlı insanlığınıza sıçayım. azıcık samimi olun lan.
he fikrim ne midir? 2 yıl ceza eğer doğru bir haberse gereksiz bir cezadır. aşırıdır. bu cezanın para cezasına çevrilmesi yahut en fazla görevinden uzaklaştırılması gerekir. daha fazlası değil. fikrim bu yöndedir.
ancak samimiyetsiz ruh emicileri objektifliğe davet etmesem olmazdı. dağılabilirsiniz.
objektif bir karar değildir, aynı ülkede eşcinsel olduğu için derse alınmayan, mezhepi veya dini farklı olduğu için hakarete maruz kalan öğrencilerde vardır ve bu öğrencilerin davası olumsuz sonuçlanmış veya halen uzamaktadır.*
bu cezadaki amaç hukukun gerekliliği değil, gazetelerde haber sitelerinde boy boy haberler yapıp halka oynamaktır.
kişilerin fotoğraflarını izinsiz çektiği için alınmış cezadır. bu türk bilimine müthiş şeyler katmış kişi (yalan lan o kadar aradım durdum kitabı bile yok) işi gücü bırakmış yeni galaksiler keşfetmekten yorulmuş ne yapayım demiş kapının önüne çıkmış türbanlı öğrencileri fişlemek için fotoğraflarını çekmiş. bu sayede vatan kurtulmuş, daha özgür olmuşuz refah seviyemiz artmış. ya da eğitimci diye pazarlanan bu şahıs 18 yaşından büyük ve eğitim hakkını almaya okula gelen o kıza engel çıkarmıştır. anayasa mahkemesi kanun koyamaz, anayasada ki laiklik ilkesini kafasına göre yorumlayamaz. lakin bizim devlet laikliği dine bulaşmak olarak gördüğü için böyle kullanır. aihm kararlarını hiç saymayın. adamlar pkk uzantısı partiler yüzünden bile bize ceza verdiler. ayrıca fransa'da yasak sadece lise seviyesine kadar. üniversitede yine serbest.
Beklenen ve istenenmiş gibi görünüyor. Peki ya sırf siyasi fikirleri uyuşmuyor diye öğrencilere kök söktüren ve onları, tabiri yerindeyse, süründürenler ne olacak? Kız öğrencilere gayri ahlaki teklifte bulunup, reddedilince okul uzattıranlar ya da. Ya da, harçların kaldırılması gerektiğini ortaya atan başbakana, fikirsel anlamda ortak olan ve 16 ay tutuklu kalıp özgürlüklerinden olan öğrencileri mankum eden bu köhne adalet? Ya da, her doğu gezisinde poşu takan parti liderlerinin bu davranışını tekrar edip poşu taktı diye 11 küsür yıl hapis cezası verilen öğrenciye bu cezayı reva gören hakim?
Demokrasi, habire kendinize yontacağınız bir araç değildir. Her türlü adaletsizliğe karşı objektif tepki göstetebilmektir aslında. Ucu sana dokunmadıkça, o sıçılası ağzını kapa ve "e devletin kuralına uyacaksın kardeşim" diye osur, ama olay sana dönünce "insan hakları, özgürlük, adalet vs" diye viyakla. Işte sizin adalet anlayışınız da bu demokrasi anlayışınız da özgürlük anlayışınız da eşitlik anlayışınız da. Sadece kendi menfaatinize olanı isteyerek insan olduğunuzu düşünemezsiniz. insan, dünyada kendi dışındakilere de önem verendir. Sizin bu tarafgirliğiniz yüzünden, inançları gereği saçlarını göstermek istemeyen kızlar, bu ülkenin en popüler siyasi rantı haline geldi. O bok kafalarınızdan sadece boktan fikirler çıkınca başka da bir şey olamazdı. Polis tekmesiyle bebeğini düşüren kıza "orospu" diyen piçlerin, adaletten ve özgürlükten bahsetmeye hakları yoktur.
türkiye nin artık hukuk devleti olmadığını kanıtlayan durumdur. anayasa mahkemesinin ve aihm nin kararına göre türkiye de üniversite dahil okullara türbanlı girmek yasak. vicdani bir durum olarak bakıldığında ise profesörü savunacak değilim. yasağı uyguladığı için suçlu olmadığı kanaatindeyim. yasağa uymayanların bu kadar baskın olması ise yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış sözünü hatırlatıyor. sözde haksızlığa tahammül edemeyen bu güzel arkadaşlarımıza da gülüyorum sadece. başı sonu içeriği hiç bir şeyi belli olmayan hiç kimsenin suçunun kesinleşmediği ergenekon davasında linç kampanyasıyla suçlu ilan edilen insanlar hakkında ne düşünüyorlar merak ediyorum. parasız eğitim istediği için aylarca hapis yatan gençler hakkında, deniz feneri tutuklularının salıverilmesi hakkında, 13 yaşındaki kıza tecavüz edip de suçlu bulunmayanlar hakkında, insanları domuz bağıyla öldürüp de elini kolunu sallayarak hapisten çıkıp kayıplara karışan hizbullahçılar hakkında ne düşünüyorlar acaba. hukuk içler acısı durumda, neresinden tutsanız elinizde kalır. eserinizle övünebilirsiniz sayın akp yalakaları.