her ne kadar eksi yağmuruna tutulacağını bilsemde yazmakdan kendimi alamadığım bir başlıkdır.
işte bu şekilde düşünceler yüzünden türban bir siyasi araç olarak görülüyor. kardeşim size ne milletin türbanından ? mini etek giyen kızlara abazan oluyorsunuzda türbanlılara neden yok öyle yok böyle! türban bu dinin bir gereğidir, dinimizi yozlaştırmaya meraklı ne kadar insan var ülkede abi. bunlar boş işler, yok ben cumaya gitmem diye hava atanlar gibi saçma birşeydir bu. burdan benim çok dindar biri olduğumu çıkarırsanızda, bende namaz falan kılmıyorum yani dinime söven müslüman olsa diyeceksiniz ama milletin dini inançlarıyla ilgili yaptıklarını sorgulamak sizemi kaldı.
(bkz: saçları açık olduğu halde uzun etek giyen kız)
böyle mi olsun yani? bu mudur?
bir avuç klavye delikanlısının toplandığı şu sözlükte yok mudur tartışacak adam gibi konu?
klavye delikanlısı diyorum çünkü gördüğü o kıza adam gibi gidip*
*"biliyorum ki başörtüsü dinin emir ve yasakları için takılır kıyafetiniz uygun mu?" diye sordun mu ha sordun mu da burda arkasından atıp tutarak gösteriş yapıyorsun?
evet genel kaidelere göre doğru değildir. peki, hiçbir şekilde mazaret olmaz ama mağazalara gittiğinizde* uygun şartlarda kıyafet bulmak günümüzde ne kadar zorlaştı biliyor musunuz?
üretim sebebi, hitap ettiği kesim belli olan pardesüler bile ne şekle şemale girdi biliyor musunuz?
elbette bunlar mazaret değildir.
ancak ramazan ayında içki içip, bu ülkede yaşamıyormuş, hiçbir şey bilmiyormuş gibi yemek yiyen adama sesin çıkmıyorsa o kızada çıkmayacak. bu kadar basit. *
ey benim güzel dinim.
hüsn-ü zan vardır sende. karşındaki kişiye yalan söyletmemek için "nereye gidiyorsun" diye bile sorma diyen ince düşünceli bir din. belki işi özeldir. belki seni ilgilendirmez diyen.
güzel ahlak vardır sende. din kardeşine dua etmeyi öğütleyen, ona dua etmenle sana da mislini vereceğini müjdeleyen dinim.
başörtülü olan bayanın bilek hizasından yukarıda etek giymesidir. *
"...
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye."
şimdi devam edebiliriz;
neymiş efendim, türbanlı olup bacak gösteriyorlarmış.
arkadaş, millet olarak ne bitmez bir kategorizasyon yeteneğimiz varmış. doyamadık birbirimizi kategorize etmelere. ne meraklıymışız, biribirimizi yaftalayıp bunun üzerinden geyik yapmalara. bir türlü bitiremedik biz ve ötekinin ekmeğini yemelere.
o değil de, sanayi üretimi %23 azalmış, işsizlik %13-15'lere çıkmış sen hala görünen bacağın derdindesin be hacı. dış politika evlere şenlik, içerisi desen cadı kazanı. ne iktidarı iktidar ne muhalefeti muhalefet. hepsi koyunun olmadığı yerdeki abdurrahman çelebi misali. e sen neyin derdindesin peki? akşamki derbi nasıl biterle berikinin kafası kapalıyken bacağı açık olurmunun savaşındasın.
yapma canım kardeşim, elalem aldı yürüdü, sen hala incir çekirdeğini doldurmayacak meselelerle meşgulsün. bu kafayla giderse de, bir bu kadar daha bunlarla uğraşacaksın.
eh, ustayla başladık, ustayla bitirelim;
"...
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
demeğe de dilim varmıyor ama
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!" *
bunun türban giyip converse giymeyi modernlik;bohemlik zanneden,siyah makyaj malzemeleri ile zamanının satanist diye yorum yapılan kızarı gibi gotik makyaj yapan,bakımlı olduğu belli olan ayağına açık ayakkabı giyen,dar pantolon giyen,dar etek giyen,body giyen,başı kapatıp tayt üstüne kısa etek giyen modelleri de mevcuttur.