Meclis çalışmalarına hiç katılmayan yalnızca el kaldırıp indiren vekillerdir. Birkaç istina hariç Kürsüye dahi çıkıp kelime bile etmemişlerdir. Bizim vergilerimizle dini propaganda yapıp ayda 17.000 tl yi cebine indirenlerdir.
kemoşlar tarafından sevilmeyen insanlardır. akp oy için yapıyor diyin yada demeyin ama herşeyin bir zamanı var. akp başa geçtiği yıl bunu yapabilir miydi ? hayır. o zaman daha niye yırtınıyonuz. yavaş yavaş olur böle şeyler. daha çok istemediğiniz şeyler olcak. sakinleşin. rahat olun yav.
mecliste oy vermek dışında hiçbir etkinliği olmayan akp milletvekillerinin kadın olanlarıdır.
bu 4 milletvekilinden biri 3 yıl boyunca yani 1095 gün içerisinde yalnızca 4 kere konuşma yapmıştır. diğeri 3, bir diğeri 2 ve sonuncusu ise konuşmaya bile gerek duymamıştır. oy vermek dışında yazılı-sözlü hiçbir etkinliği olmayıp oylamaları gereken akp'nin yasalarına oy verip ayda 17.000 lirayı haketmişlerdir!
3 yıl yani 36 ay boyunca her biri yaklaşık olarak 612.000 lira kazanan bu müslüman, bu inançlı vekiller, bu parayı vicdanları sızlamadan almışlardır.
bir de utanmadan başları açıkken kirlendiklerini söyleyebiliyorlar! bu beleşe yediğiniz paralar helal, değil mi?
sagolsunlardir. bunun bir ozgurluk mucadelesi olmadigini, aksine akp nin halka sirin gorunmek amacli kullandigi dunya gorusu olduguna inanmadigim gruptan baska birsey degiller bunu insanlarda gordu o yuzden tesekkur etmek lazim onlara.
karsi da degilim ben bu mevzuya suan olanlar samimi degil hukumetin karsisinda oldugum nokta o..
eger birgun chp yada herhangi bir sol parti gelip de bu imkani kadinlara tanisaydi o zaman samimiyetine inanmis olurdum ve bu beni gercekten mutlu ederdi ama suan yapilanlar sirinlikten baska birsey degildir..
birilerinin dedesi sinirden kalp krizi geçirmesin diye meclise alınmalarına soğuk bakılan milletvekilleridir. sırf bu kafa yapısı bile türkiyede kendine solcu ya da atatürkçü diyen bir kesimin ne kadar da bağnaz ve de yobaz olduğunu kanıtlamaktadır. birileri de çıkıp senede kaç defa söz hakkı aldıklarının istatistiğini çıkarır falan... ulan şu kafa yapısına hastayım haa. yalnız anlamadıkları şey şu, biz eğer başörtüsü bir haktır, din ve vicdan özgürlüğüne girer demişsek, başörtüsü kullanan kadınların yaptıkları işlerden, onların hilelerinden, ya da faziletlerinden bahsetmemişizdir. sadece bunun bir hak olduğundan bahsetmişizdir ve evet bu bir haktır. tabularınızı da alın, münasip bir tarafınıza monte edin.
kız ve erkek yurtlarının ayrıldığı bir yurtta kalıyorum ve yan odamda bir gay var. ben bu adama gidip de defol git bu yurttan demiyorum. neden? gaylerle anlaşabildiğim için mi? kesinlikle hayır. ama biliyorum ki bu onun hakkı. onunla iyi ilişkiler kurma kısmı tamamiyle benim inisiyatifimdedir. ve ben bunu kullanmıyorum. onu yok sayıyorum, görmezden geliyorum. aslına bakarsanız, kızlarla erkekleri ayrı yurtlara tıkıştıran üniversitenin mantığına göre eşcinsellerle aynı yurtta kalmamak da benim hakkım olabilir. en azından olaya bu pencereden bakılınca öyle. ama biliyorum ki bu her ne kadar mantıklı görünse de adil değil.
ama türk solu benim ve birçoklarının daha çocukken yakaladığımız bu kafa yapısına halen bile ulaşamadılar. tabi burada türk solu derken kimleri kastettiğimi eminim anlamışsınızdır. gerçek solcuları tenzih ederim. onlara başka yerlerde dil uzatacağım çünkü. nasıl bir kafa yapısıysa bu, hem çağdaş olduğunu iddia eder, hem de bir yandan ha bire tabu üretir. dostum, hiç kendinizi kandırmayın boşuna. sizin kafanızın içi bomboş, ne konuştuğunuzun farkında değilsiniz, fikirlerinizde tutarlılık yok ve neyi savunduğunuzu daha kendiniz bile bilmiyorsunuz. evet, biliyorum. kabul edemiyorsunuz bunu ama yüzleşin artık bununla. çünkü çağ dışı olmakla, bağnaz bir diktatör olmakla eleştirdiğiniz tayyip erdoğandan çok çok daha ileridesiniz bu konularda.
anca laiklik naraları atılıyor. evet laiklik ama ne uğruna laiklik? biraz daha laiklik uğruna demokrasiden vaz mı geçeceğiz mesela? çünkü demokrasinin(tabi eğer gerçekten varsa öyle bir şey) en temel dayanaklarından birisi temsildir. unutmayın ki amerikalılar ingiltereye "temsil olmadan vergi yok" * diyerek baş kaldırdılar. şimdi yarısı kadınlardan oluşan bir ülkenin meclisinde bu kadar az sayıda kadın vekil olmasını yadırgayacak kadar kafanız çalışıyor değil mi? o zaman o kadınların da belki yarısı belki daha da fazlası başörtülüyken sırf birilerinin dedesi sinirlenmesin diye, birileri laiklik elden gidiyor diye çığırtkanlık yapmasın diye meclise alınmamalarının nesini savunabiliyorsun? gözünüzü seveyim bir tane akla mantığa sığan argüman üretin. şu yobaz gibi kekelemeyin:
başka bir mesele daha var. şimdiye kadar hep dediler ki siyasetçiler baş örtüsünü siyasete alet ediyorlar. sırf insanları kandırmak için kullanıyorlar. doğruydu da. ta ki bugüne kadar. bugün ise verilen sözler ilk defa yerine getirildi. ilk defa bu kadar büyük çapta bir düzenleme getirildi. şimdi ise kuyruğuna basılmış köpek gibi havlayanları, ağzından salyalar akıtarak ona buna saldıranları görüyorum ve gülüyorum. ne kadar salak insanlar var. anlamıyorsunuz değil mi? sırf şu yaptığınız şey bile akpnin neden bu kadar çok oy aldığını açıklayabilmek için yeter de artar bile. siz de anca makarna muhabbeti çevirirsiniz eş dost arasında. sonra da kıs kıs gülersiniz, milletimiz cahil dersiniz. evet, milletimiz cahil. her millet cahil. ama pek az insan hem sizin kadar cahil, hem de sizin kadar kibirli.
madem başörtüsünün siyasete alet edilmesini istemiyordunuz, o zaman neden daha en başta onu yasaklayarak, yok sayarak bir siyasi mesele haline getirdiniz? şimdi hükümet çıksa dese ki, "atatürk posterlerini yasaklıyorum. bunlar siyasi simgedir ve milletin meclisinde işi yoktur. hiç kimse de bundan sonra atatürkü herhangi bir şekilde çağrıştıran, anımsatan kıyafetler giyemez, rozetler takamaz." buna karşı çıkarız değil mi? haklı olarak. peki biz buna karşı çıktığımızda bu sorunu yaratan biz mi olmuş oluruz, yoksa hükümet mi? bir insanın hakkını elinden aldığın vakit, o insanın hak arayışına girmesini meselenin başlangıcı olarak alamazsın. evet bu ülkede başörtüsü sorunu vardı ve bu sorunun kaynağı başörtülüler değil bilakis başörtülüleri kısıtlayan, toplumdan soyutlayanlardı.
üzülüyorum gerçekten. yani baktığınız vakit millet olarak pek çok açıdan kusurlu olduğumuz söylenebilir. pek çok rezillikte ilk sıralarda olduğumuz bile iddia edilebilir belki. ama ben milletimi tanıyorum. bu ülke başörtülülerin başı açıklarla, mini eteklilerin bürüklülerle gayet de anlaşabildiği, birlikte bir şeyleri paylaşabildiği bir örnek ülke olabilirdi. hala da olabilir. ama maalesef bir kaç tane akılsız politikacı, bir avuç da ahmak birleşip bu ülkenin en büyük sorunlarından birisi haline getirebildiler bu meseleyi. bravo doğrusu. ve ne var biliyor musunuz? hep 70 milyonluk güçlü türkiyeden bahsediyorsunuz ya, yok öyle bir şey. çünkü siz 70 milyonu kabul etmiyorsunuz ki en baştan. tıpkı sizin gibi düşünen, konuşan, giyinen bir kaç milyon insanla bu ülkeyi hizaya getirmeye çalışıyorsunuz. bu yüzden de her seferinde daha da dibe batıyorsunuz. ve bu sefer de nerede yanlış yaptığınızı irdelemek yerine oyların uçan spagetti canavarı tarafından dağıtıldığına inanmayı seçiyorsunuz. ve evet, en çağdaş olanlar da sizlersiniz. tabi yersen.
kafalarındaki türban eğreti durmaktadır. inanç için değil siyaset için takılmış olduğu çok bellidir. ayrıca bu kadınlar bir şeyin farkındadırlar ki türban bu kadınlara yakışmamıştır.hac öncesi hepsi birer kokoş olan bu hanım teyzelerimizin yüzündeki memnuniyetsizlik bundandır.
e, o bacağı ne yapacağız? hani siyah naylon çorap giydiğin...
pekiyi, nikah düşen erkekle tokalaşmak ne oluyor?
bak, eteğin de gayet dar. vücut hatların ortada.
olmasında hiçbir sakınca yoktur. milletvekillerinin milletvekilliği anlamında şu ana kadar bir şeye imza atmamış olması gerçeği daha önemlidir. ama türbanlı milletvekillerinin varlığı samimi bir özgürlük hareketi olarak lanse edilmemeli...
ozgurlukler konusundaki hassasiyetlerini artik diger bireylerin ozgrlukleri soz konusu oluncada gostermeleri gerekmektedir. ayrica turbanin altina dar etek, siyah naylon corap hic hos degil. madem ki ortada inanc var o sebeple takiyosun ortuyu, dinin geregi olarak sadece basini degil diger yerlerini de ortmesi gerekmektedir.