su götürmez gerçektir...
bir kedi yavrusu ki, genişce bir çuvalın içine kapatan zihniyetin eline düşmüş. ne yapsın sahibi var..gözlerini tam açamamış ve henüz açtığında ise ona ögretilen eşitsizliği bir hak olarak yutmuş. bi' an önce evlendirilip kocasına doğru götürülen çuval içindeki bir kedi yavrusu... köydeki yoksulluktan kaynaklanan alışkanlıklar gibi acı kaymağı tatlıya tercih etme durumu.. ruhunun özündeki "ben" duygusuna bile bile vurulmuş kilit.. daha kendine gelemeden patilerini göstermesin diye kesilmiş patisindeki tırnakları ve dengeyi bulamasın diye kapatılmış başındaki simge gibi algıları.. bıyıklarına hiç girmeyeceğim bıyıksız olanları tercihimdir!
şimdi bu kızın eline imkan verilse ekonomik olarak refaha kavuşsa, geleceğine dair kuşkular yaratmayacak imkanlar verilse, varoluşuna tezat böyle erkek egemen ve kadını kaburgadan ibaret bir zihniyeti mi, yoksa çağdaş bir yaşamı mı seçer? elbette, biraz akıllıları ve kişilik sahibi olanları, kendilerini geliştiririp çağdaş tercihleri olan bu uğurda seçeneklerini, mantıksal ve duygusal süzgeçten geçirecektir. müreffeh çağdaş ve kendine yakışan bir hayatı da seçecektir!
doğruluk payı vardır. kim bilir ne taş hatunlar o türbanın altında saklanıp heba oluyordur ? açılsınlar saçılsınlar.. yeni tatlar yeni zevkler lazım bize.
en azından yarısı aile baskısı veya aileden öyle diye takıyor. türbanlı arkadaşlarımın içinde çokça vardı böyle. biz sanki hiç başka seçenek yokmuş gibi yaşadık. bu saatten sonrada çok zor artık diye birebir konuşmalarında sohbetlerimizde anlatan arkadaşlar vardı. tabi ki hepsi öyle değil ama bunlarda baya bi fazla.
onların önemli bir kısmı kendilerine imkan verildiği için başını kapatan hanımlardır. maalesef ki, eğitim süreçlerinde kendilerine imkan verilmediği için başlarını açmak zorunda kalmaktadırlar. *
senin gidi ağzında çağdaş yaşam olup özgürlük olup insanların yaşantısını çuval içinde olmaya benzeten saygısız.
senin gibi tiplerin yüzünden memleket bu hale geldi.
al benden sana bir tespit :
sana imkan verilse yine birşey anlamazsın.
sen onların durumunu anlyamazsın.
reis bey' den
genç masum adam yargılanmaktadır..ve reis bey beni ağlatacaksın diyerek gencin savunmasıyla dalga geçer...ve
genç adam:
- etemeyin hakim bey! siz ağlayamazsınız...ağlasaydınız anlardınız...siz merhametten, acıma duygusundan yalnız kötülük doğacağını sanmışsınız...yerine göre haklısınız...fakat ondan ne büyük iyilik doğacagını unuttugunuz için en büyük hakkı kaybediyorsunuz...rahmet kaldırılmış sizin yüreğinizden, buz çölünde yol alıyorsunuz...allah' tan o mühürlü kalbinizin açılmasını dilerim...
der..
siz ağlasaydınız zulümlerden ,siz ağlasaydınız üniversite kapılarında anlardınız...
kendi isteğiyle kapanmamış, baba abi aile baskısıyla kapanmış, ya da küçük yaşta kapatılmış kızlar için geçerli olabilecek önermedir. (bkz: biz bilemeyiz onlar bilir)
türkan saylan ve adı bilinen chp lilerin geçmişte denediği ve fiyasko ile sonuçlanan teorileri.
başını açmamakla kalmamış , başını zorla açtırmaya çalışan bu kişilerin yakasına yapışıp öyle bir sirkelemiştir ki bu türbanlılar , geçmişte kahraman olarak görünen bu kişiler şu anda darbeci , diktatör olarak anılmaktadır.
kimse kimsenin kılık kıyafetine karışamaz. 10 senedir kafaya çekiçle çakıyoruz bu bilgiyi öyle kalın kafalar var ki hala girmiyor içeri.
şimdi gene birileri "bikini ile gireyim o zaman" diyecektir ki bikini ile girmek serbesttir. ege üniversitesine bizzat şahit olunmuştur.
oturduğu yerden din ve dindarlık psikolojisini çözmüş ukala dümbeleği sanrısıdır. bakın güzel kardeşim, illa empati kuracaksanız kapalı kızlarla yapmayın, onun yerine otoburlarla büyükbaşlarla bir özdeşlik kurun. daha çok ortak noktanız var zira.
etrafındaki iki üç türbanlıya bakarak genellemenin babasını yapmış yazarın söylemidir. toplum baskısıyla kapatanların da olduğunu kabul etmekle birlikte, bunun için savaş verenleri de gördük. Herkesin hayatına kimse garışamaz, ha nasıl garışamaz ben bu şekil geyinirim bu bayan şu şekil geyinir, şu şekil geyinir. Kimsenin kimseye garışmaya bi hakkı yok, özgürlüğü bidir.
hepsi açar, çünkü:
+kapalı/açık her kızın/kadının bakımlı olduğunu veya olmak istediğini düşünürsek, hepsi güzel saçlarının dikkat çekmesini isteyecektir.
+uzun süre o türbanı takmak illa ki sıkıyordur, muhakkak bu sıkıntıdan kurtulmak isteyeceklerdir.
+insan içine çıkmadan önce her defasında başı gerektiği kapatıp bir de türbanı açılmasın diye iğnelemek uğraşına son vermek isteyeceklerdir.
+bunca eleştiriden, kötü bakış ve yorumlardan kurtulmak isteyecek; dini veya siyasi! gerekliliklerin bu tarz ayrımlara sebep olmasını istemeyeceklerdir.
açmazlar, çünkü:
+tek dertleri dinin gerektirdiğini yapmaktır, o sebeple vazgeçmeyeceklerdir.
yani görünen o ki imkan verildiğinde takmaktan çok takmamak için sebepleri var. hem niye açmasınlar ki? hangisi özgürlüğünün kısıtlanmasını isteyecektir? kaldı ki imkandan kasıt illa da babasının veya eşinin açılabilirsin demesi, çevre baskısının kalkması değildir.* hem bu imkan, dinin böyle bir şey buyurmaması da olabilir. yani islamiyette kadınlar için böyle bir zorunluluk olmasaydı, olsun ben yine de kapanıcam demezlerdi heralde. sonuç olarak açarlar. büyük bir istekle hem de.