yolda, caddede yürürken bazen şöyle kafamı kaldırınca tesadüfen yüzyüze geliyorum. böyle küstah, kibirli bir trip ile kafayı çeviriyorlar. orada linç girişimine maruz kalmayacağımı bilsem şunu derim: "ulan benim seninle ne işim olur salak, sen git evde babana çay koy ya da evlen çocuk yap, o göstermediğin saçının telini bile merak etmiyorum."
her şeyden habersiz; şimdi ailesinin yanında sohbette, belki de denize giriyor, sınavına 1 saatten az kalmış olabilir, ocakta yemek bile unutmuş olabilir, belki de saçlarını tarıyordur..
bu aralar uludağ sözlükte bu kadar meşhur oluşu pek umrunda değilmiş gibi.
kimisi ondan yana, kimisi değil. ama pek de umursamıyor gibi hayatına devam ediyor.
1. kategori: ya gözlüklü ya kaşları alınmamıştır, bunun ikisinin mevcut olduğu hallerde vardır. Siyaset konusmaya gelince 2-3 cümleyi tekrar edip dururlar, okusalar bile aslında onlar ev hanımı olmak için doğmuşlardır. Pardesüleri üstlernden düşmez genellikle kot pardesü giyerler. tam bir sıkmabaş model türban.
2. kategori: daha spor giyinir. Kaşların yalnızca ortası alınmış kimi durumlarda lens takılmıştır. Konvers, kot pantolon ve kalçay kapatan uzun şey (tunik sanırım) giyilir. türban sıkmabaş cinsinden uzaklaşarak modern hava verilmeye çalışılmştır. 3. kategoriye girmek için hazırlk aşamasındadırlar. Siyasetten anlarlar.
3. kategori: kaş ebru gündeş misali alınmış veya tamamıyla alınıp kalemle çizilir. topuklu ayakkabı eksik olmaz. Kıyafetin tümüne altn, gümüş parlak renkler hakimdir. Genellikle okumuş veya erkenden zenngin kocaya kaçmış türdür. Siyaset konuşmaz, sessiz kalmayı tercih eder.
hakkında en çok atıp tutulan,büyük bir kısmı gerçekten çok çok mükemmel insan olan,hakı en çok yenen ve en çok susan,susturulan,istenmeyen,dininin emrini korkmadan çekinmeden yerine getiren kızdır.
solcuların onlara destek vermemesinin zamanında türbanlı kızların fikirdaşlarından dayak yemiş olmaları değildir. bunun bir sebebi de yoktur. çünkü solcular türbanlı kızlardan nefret ediyor diye birşey yoktur. (bkz: götünden element uydurmak)
allah ın emrettiği ölçüde kendini namahremlerden sakınan kızdır.
siyasi simgeymiş, mahalle baskısıymış, cartmış curtmuş hikaye. aklınız alıyor mu yahuu? siyasi simge yapacağım diye yazın bilmem kaç derece sicağinda örtünmek. sirf toplum ne der diye böylesi bi sorumluluğun altına girmek.
siz bile dişardan bakarken katlanamıyorsunuz. 'yazık kizim bu sıcakta' diye acıyan laik teyzelerim, ben simge yapmıyorum bunu o yüzden yazık değil, vallahi değil billahi değil. yeter ki sen bana ezik muamelesi yapma, vallahi senin için üzülüyorum başka bişey yok.
bi de kapalı kız diyorlar. hey yüce rabbim sen bana sabır ihsan eyle, lütfen çabuk ol!!! yahu güzel ablacım/abicim, kapalı değil bak dişardayım. çıkıyorum, geziyorum, sosyal etkinliklere katılıyorum, yeminle bak. köle gibi de değilim, zorbalık yok inancımda, kapatılmıyorum sağa sola örtülüyüm diye. kimseye dayatmıyorum fikirlerimi de sizin gibi. soran olur ise şayet anlatiyorum derdimi, bana hak verirse ne ala, yok ben öyle düşünmüyorum derse yine de ne ala. herkez aynı düşünemez bu hayatta herkez aynı şeye inanamaz.
ben örtündüm diye şeriat gelmez güzelim memleketime. her karış toprağına canım feda. burası türkiye her çeşit inancı barındıracak kadar açık gönüllü benim ülkem. adı türkiye, asla iran olmaz.
avrupada da bulunur bu kızlardan. herkesin kendi tercihidir türban takıp takmamak. herkesin inandığı bir değer var. mahalle baskısı olayına gelince, o olaylar gelişmemiş şehirlerde yaşanır. sosyete de yok mu türbanlı ? var. türbanı hep fakir insanlar ya da ezilmiş insanlar mı takıyor ? ya da türban takmadığı halde, ezilmiş ya da fakir insan yok mudur ? sorusunu akıla getiren konu.
kendisine türbanlı denmesinden zerre hazzetmeyen kızıdr.
başörtülü bir kızdır, bayandır.
okuma hakkını zartı zurtu geçmiştir de sözlükte *başlık açılmasa artık demektedir ilk önce.
en temel hakkılarından eğitim hakkı elinden alınan, hem mahhalle baskısı mağduru (izmir) , hem mahalle baskısı sanığı (türkiye' nin % 90 ı) kızcığazdır. benim en üzüldüğüm nokta da fikirdaşlarım olduğunu bildiğim insan haklarını en fazla savunması gereken solcuların türbanlılara karşı tavrıdır.
Genel olarak söylemiyorum veya b*k atmak içinde değil ancak otobüste ısrarla çift kişilik koltuğu işgal etmeye çalışan kızdır. Dün itibari ile şahit olmuşumdur şöyle ki; durakta türbanlı bir bayan otobüse binmiştir. sadece bir erkeğin yanında boş koltuk vardı adam yine nezaket gösterdi kalktı cam tarafına o oturdu ayakta birileri olacak diye adam boş koltuğa oturacak iken çantasını oraya koydu. tabii herkes garip garip bakıyor. adam çeker misiniz lütfen dedi "oturmamanız mümkün müdür" dedi bu defa. eee gelde buna sinirlenme şimdi? onun dışında türbansız bir kızdan farkları yoktur. kendi tercihidir.
çok yakın bir zaman zarfında tüm kamusal alanlarda rastlayacağımız kızlardır bunlar. yavaş yavaş her yere yayılmaktadırlar. istedikleri her tür özgürlüğe de biricik hükümetimizin*destekleriyle adım adım yaklaşmakta ve sahip olmaktadırlar. ancak kendileri özgürlük elde ettikçe başkalarının** haklarının kısıtlanmasını da istemektedirler bu kızlar. örnek vermek gerekirse bu yönetimle yakında üniversiteye de girecekleri için bu hanım kızlarımız bizim girdiğimiz yerde erkek öğrenci olmasın demeye başlayacaklardır kamusal alanlarda haremlik selamlık olmasını da isteyeceklerdir bu böyledir. çünkü bir takım şeyler elde edildikçe daha fazlası istenir olmaktadır. halbuki biraz etrafına baksalar türban taktıkları için kamusal alanlara giremeyip kendilerini mağdur gören bu insanlar onlardan çok daha vahim durumda olan insanlar vardır. yine bir örnekle açıklayayım.misal alevi bir öğrenci ilk ve ortaöğretim kurumlarının kapısından girerken kendini kendi inancından soyutlayarak girerler. çünkü buna mecbur bırakılırlar. din derslerinde hiç ilgili olmadıkları dua'lar onlara ezberletilmeye çalışılır. ezberlenmezse çoğu zaman ailelerinden yemedikleri dayakları yerler bu din dersinin öğretmenlerinden. ne diyorduk açgözlülük diz boyu bu işler böyle yürümez ilk olarak ellerinde yeteri kadar olan özgürlüklerle yetinmeli bu kızlar. yetinmezlerse de elbet çıkar birileri bunun yanlış olduğunu söyleyecek. ama bu zaman pek yakın bi zaman gibi değil ya neyse. bu kızlarımıza son bir sözüm olacak ellerindekiyle yetinmeyi bilselerde daha fazla karışmasa ortalık daha bir çok önemli konu varken ilgilenilecek takıntılarıyla açgözlülükleriyle daha fazla germeseler şu milleti.
bir genelleme yapmak istemezdim fakat kurunun yanında yas da yanar diyenler boşuna dememiş ama dimi..ayrıca lütfen dinlerine inançlarına karşı olduğum düşünülmesin benim anlatmak istediğim elde ettikleriyle yetinmeyi öğrenmeleri gerektiğidir.
edit: çok hızlısınız vallahi çok canınız yanmış belli ki.