beş kadından birinin okuma yazma bilmediği bir ülkede, ne batıya ne doğuya tam entegre olamamış bir halk olmayı (ki bu bir farklılıktır ve sakıncası yoktur) eziklik sayan ve bu sebeple de ab ye yakınlaşamadığı için din eksenli iktidarı (bana göre geçici bir süre için) baştacı etmiş bir toplumda üzülünmesi gereken şeyler listesinin ilk beşinde yer alan kavram.
acaba yazar kendi isteği ile, mecbur kaldığı için, başka çaresi olmadığı için, hayat kadınlığı yapmak zorunda olan kadınlar içinde üzülüyor mu sorusunu gerirdi aklıma. yanlış anlamasın yazar bende türbana karşıyım. bende beyinlerin o bez parçasına sıkıştırılmasına karşıyım. fakat bunu zorla yaptırıyorsalar karşıyım. kendi tercihi ise hiç kimsenin söz söyleme hakkı yoktur.
türbanla başörtüsünün ayrımını yapmaktan aciz olan, dini algılamayıp biliyormuş gibi ahkam kesen, başörtünün ne anlam ifade ettiği hakkında en ufak fikre bile sahip değilken onu insanı tutsak eden ya da özgürlüğünü kısıtlayan bir bez parçası olmaktan geri durmayan birinin, insanların inançları gereği yaptığı şeyleri nasıl olur da basite indirgerim diye düşünüp açmış olduğu başlık.
insanların türbanı takma amaçlarından bihaber olan, türbanlıları yardıma ihtiyacı olan birine bile yardım etmeyecek kadar tutucu zanneden * karşıtı oldukları inancın gereklerini bile algılayamamış yani neye karşı olduğunu bile bilmeyen asıl acınılması gereken insanların türbanlılara ezik muamelesi yapmak için açtığı başlık
aşağılamak için yapılıyorsa hiç yapılmasın denilesidir. böyle küçük beyinlerin acımasına hiç gerek duymuyordur zaten türbanlı kişi de.
ayrıca sadece bir takım şeylerden mahrum bırakıldıkları için üzülenler de elbette olacaktır. ama gerekli olan ah canım yazık diyip geçmek değil bir şeyler yapabilmektir. bu ülkede demokrasi varsa bir şeyler yapılmalı.* demokrasiden bunu anlarım çünkü ben. bir yandan haydi kızlar okula derler, türbanlı kapıya gelince de yok seni alamayız. yerim öyle demokrasiyi, haydi kızlar okula bilmem nesini.