Ya da sarı saçlı hakim.
Ya da pembe fular tercih eden hakim.
Ya da ispanyol paça giymeyi seven hakim.
Gülünç bir sınıflandırmada tablosunda, gülünç bir başlık.
Ayrıca akla şu pargrafı getirir:
"Genç kızların saçlarını göstermeleri kadar basit bir duygusallıkla, vatan kurtardıklarını sananların küçük beyinlerine kazıdıkları faşist şablonların bir ülkeyi nerelere getirdiklerini seyrediyorsunuz.
Sizi gördük ve iliklerinize kadar tanıyoruz bayım!"
kıyafet, her ne kadar bir tarafı temsil de ediyor olsa, kıyafettir. karakter ise kıyafetten farklıdır. alakalı da olsalar her ikisi de farklı başlıklarda ele alınması gerekiyor. bu kadın eğer objektif bakamıyorsa, bunu başörtüsüne değil, karakterine borçludur. kıyafetinden ziyade karakterine dokunmak gerek.
ilk defa ortaokulda karşılaştığım zihniyete meze olmuş hakim.
yedinci veya sekizinci sınıftaydık, sınıf hocamız lise tercihlerimizi soruyordu sırayla. kızlardan birisi imam hatip okuyacağını söylediğinde; neredeyse 1 ders " kızların imam hatip okumalarının saçmalığı" temalı bir konferans dinledik hocadan.
bir sonraki derste ise; " imam hatip mezunu kızların kamu kurum ve kuruluşlarında çalışmamalıların nedenleri" konusunu işledik.
zira başörtülü bir imam hatip mezunu, imam hatip'in ardından bir tıp fakültesi okuyup doktor olduğunda; hastaneye gelen hastalara ayrıcalıklı davranırmış.
zira başörtülü bir imam hatip mezunu, imam hatip'in ardından öğretmenlik okuyup öğretmen olduğunda; öğrencilerine ayrımcılık yaparmış.
zira başörtülü bir imam hatip mezunu, imam hatip'in ardından x fakültesini bitirip x'çi olursa; y lere ayrımcalıklı davranırmış.
dolayısıyla imamhatip mezunu, başörtülü kızlar objektif olamazmış, taraf tutarmış.
peki ne yapmak lazımmış?
eğer ki;başörtülü bir kız, laik türkiye cumhuriyetinde bir iş sahibi olmak istiyorsa ya başörtüsünü çıkarmalıymış ya da iş sahibi olmamalıymış.
zira; objektiflik, doğruluk, tarafsızlık kişilikten değil de giyim tarzından kaynaklanan erdemlerdir.
zira; insanlık, haklıdan taraf olmak,doğruyu yanlıştan ayırt edebilmek ancak ve ancak giyim ve kuşamdan ötürü var olagelen ve var olabilen özelliklerdir.
zira başörtüsü; dini bir vecibe değil de subjektif yaklaşımın, at gözlüğünün, taraflılığın, haksızlığın, yanlışlığın göstergesi ve nişanesidir.
insanlar!
neredeyse herkesin; bir dini inanca, bir dünya görüşüne, takip ettiği bir kurallar bütününe sahip olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
neden üniversite hayatını yeşil kabanla geçirmiş birisine, çekirdekten ülkü ocaklarında yetişmiş birisine, chp gençlik kollarında yetişmiş birisine, bir hristiyana, bir hintliye, veyahut bir edebiyat aşığına;
"yav bu edebiyat seviyor; şimdi hep edebiyatçılara ayrıcalık yapar"
"yav bu ülkücü; ülkücüleri kayırır"
"yav bu ata tapıyor; atlarla ilgili davalarda verdiği kararlar objektif olmayabilir"
demiyoruz da, başörtülü hakim konusunda;
" başörtülü hakim mi? töbe de lan. kayırır o şimdi. objektif olamaz. bak objektif olsun balkondan atlayacağım"
Başı kapatmak ne yobazlık ne bağnazlık. Ama mahkeme gibi yüce bir makama kişisel tercihlerini, dinini, yaşam tarzını taşıyamazsın. Kimse bana özgürlükten bahsetmesin, bir hakim asla bağımsız ve özgür değildir, olamaz. O kürsüye çıktığında o artık bir kadın, bir erkek, bir anne, bir baba, koca, eş, teyze, dayı falan değildir. Bir hakim, tüm insani değerlerden uzaklaşmış, sadece kanunlara göre karar verecek olan kişidir. Bu yüzden günlük giysilerini giymez, evde oturduğu eşofmanla o kürsüye çıkamadığı gibi sokakta giydiği herhangi bir giysiyi giyemez; cübbe giyer.
kanun ve yasalarin hakimin kilik kıyafetine göre değişmediğini hepimiz biliyoruz. sekilcilik bu noktada hiç iyi sonuçlar vermez. türban tamamen kişinin inancıyla alakalıdır. tabi şu soruyu sormak istiyorum sekilci arkadaşlara tanıdığınız her başı açık insan inançsız ya da dinsiz mıdır? hakimlik kürsüsünde boy gösteren hakimin türbanı ve saçından ziyade adalet olmalıdır. hepimizin ihtiyacı olan budur. yine de çok ilgiliyseniz hakimin goruntusu ile yazılı olarak avukatiniz a hakimi red için bir beyanname yazdirmaniz kafidir. yine de genel olarak düşüncelerinize bakınca sizin için gozunuzdeki türbanın kalkmasını temenni ediyorum. zannettikleriniz ile yaşamayı bırakıp insan hak ve hürriyetlerinin gerekliliğine odaklanabilirsiniz.
davacının ve davalının dinini, mezhebini, siyasi görüşünü dikkate alarak tarafsızlığını kaybedecek hakimdir. kendimizi kandırmayalım, bir türbanlı başka bir türbanlıyı her ortamda korur kollar. mahkemede karşısına suçlu diye başka bir türbanlı getirseler beraat ettirmek, olmadı cezasını hafifletmek için elinden geleni yapar. mağdur bu noktada hiç önemli değildir, çünkü başı açıktır. müstahaktır ona.
Ülkemizde ne yazıkki türbanlı bir hakimi, yahut türbanlı bir herhangi bir memuru çekemeyen gerizekalı bir kesim var. Bunlar laikliği götünden anlamış, yobazlıktan gözü kör olmuş kimseler. Türbanlı bir hakim adil olamazmış, bal gibi olur. Sizden bir cacık olmaz ama ondan olur. Aynı hakim mini etekle gelse bu sefer en adil hakim olur. Sizin bu gerizekalılığınız her zaman kaybettirdi size. Bir adam geldi sizin bu çarpık sisteminize karşı durarak cumhurbaşkanı oldu. Siz bunu hala idrak edemediniz. Anlayamadınız. Bizim hatamız nerde diye hiç kendinize sormadınız. Bu Ortaçağ kafasıyla kaybetmeye her zaman mahkumsunuz.