chpli bir kadın tarafından bir aya yakın bir zaman önce sarf edilmiş sözler. atatürk'ün annesinin ve kız kardeşinin bırakın türbanı, çarşaflı olduklarını düşünürsek; bu mantığa sahip kendinibilmezler atatürk'ü öyle bir tekellerine almışlarki mezardan annesiyle kız kardeşi çıksa atatürk büstüne çelenk koydurmuyorlar.
edit:* şunu merak ediyorum; atatürk öldükten sonra laiklik mi değişti yoksa dinin kuralları mı değişti? modernleşme adı altında bu iki olguyu asimile etmek çıkara gitmekten başka birşey değildir.*
*
kıyafetler eskiden zaten öyle idi.*devrim sonrası modernleşme yoluna gidildi.ata nın annesi ve kızkardeşinin kıyafetleri neredeyse 100 yıl öncesindedir oysa bahsettikleriniz eskiyi günümüzde devam ettirenlerdir.
yılları ve olguları karıştırmayalım.
(bkz: ferrariye tahta tekerlek takmak)
8 mart dünya kadınlar gününde, denizli'de maalesef gerçekleşmiş olaydır. akplilerin şapkalı kadınları meclis genel kuruluna almamasına karşılık, misilleme niyetiyle yapılmış harekettir. ancak asıl erdem misillemeyi, bu hareketle yapmamaktır.
1- akpliler tbmm'de meclis genel kurul salonuna, şapkalı kadınları almamışlardır ancak aynı genel kurula başörtülü kadınların katıldığı meclis tv kayıtlarında vardır. bu oldukça angut ve salakça bir eylemdir.
2- üstteki olaya misilleme olarak denizli'de de salakça bir hareket yapılmıştır.
not: giydiğiniz partinin paltosunu çıkarıp objektif biçimde eleştirinizi yapmalısınız... mecliste şapkalı kadınlara yapılanı görmezden gelip, "chpliler başörtülü kadına tepki gösterdi tukaka" derseniz olmaz... ya ikisini de elştirin, ya da kapayın çenenizi en azından adam sansınlar... demokrasi demek türban savunuculuğu demek değildir! ondan sonra biri çıkar kanıtlarla, somut bilgilerle yazdığınıza sağlam ayar verir alık alık bakarsınız...
chpli sütü bozuk cahil siyasetçilerin yaptığı son eylemdir..atatürk ne chp nin ne dsp nin ne ırkçıların ne addlerin lideridir. atatürk türk milletinin lideridir...hocasıyla, imamıyla, solcusuyla, sağcısıyla, dinsiziyle imansızıyla...
kendimle gurur duyuyorum arkadaş. "biliyorum yahu kimin ne olduğunu" dedirten başlıktır bu başlık. zira başlığa tıklamadan önce emin oldum ben böyle bir şeyi chpli bir kadın milletvekilinin söylediğine. işbu kadın milletvekili bu sözleri söylerken orada olmak vardı. pek sevgili saygıdeğer milletvekilimize bir elma şekeri uzatmak vardı. "yala da dilin boş durmasın hanımefendi" , "yala da konuşmaya merhamın kalmasın cancazım" demek vardı. *. "hakaret var" diyenelere tavsiye şudur ki; - mecaz ulan mecaz! -
not: pek sevgili tespit yapan arkadaşlarım. her ne kadar içinizde beni bu yazımdan dolayı iktidardaki parti taraftarı sanan ve bazı şeyleri anlamamazlıktan gelenler olsa da, ne demek istediğimi gayet iyi anlayanlar da vardır.
son olarak..
turban demek akp demek değildir.
saygıdeğer devlet bakanımız ne de güzel söylemiş; "benim bildiğim başörtüsü kafaya takılır. siz kafayı başörtüsüne takmışsınız."
Hukuken tartışılabilecek bir iddiadır.Buna göre:
17/3/1981 tarih ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'a istinaden çıkartılan Bakanlar Kurulu'nun 14.8.1981 tarih ve 8/3456 sayılı Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği'nde bu konuyla ilgili açık bir düzenleme yoktur.(Yayımlandığı Resmi Gazetenin Tarihi : 1/10/1981, No: 17475
Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5, Cildi: 20, S. 1682.)
Ancak, RESMi BAYRAMLAR VE ANMA GÜNLERiNDE ANITLARI KONULACAK ÇELENKLERiN HAZIRLANMA, TAŞINMA VE SUNULMASI HAKKINDA Bakanlar Kurulu'nun 4.9.1973 tarih ve 7/7058 sayılı YÖNETMELiği (Yayımlandığı R.Gazetenin Tarihi : 21/9/1973, No: 14662, Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5, Cildi: 12, S. 2927)uyarınca tartışmaya mahal verecek bir hüküm vardır. Yönetmeliğin 5.maddesine göre:
"Kutlama veya anma töreninin yapılacağı yerdeki kamu kuruluşları veya Siyasi Partiler ve kamu yahut özel hukuk tüzel kişileri; kendilerine o yerde bağlı bulunan alt kuruluşları da temsilen, ancak bir çelenkle törene katılırlar.
Her derecedeki okullar, kendi adlarına birer çelenk hazırlayabilecekleri gibi, ilk ve orta dereceli olanlar kendi aralarında birleşerek birer çelenkte düzenleyebilirler.
Gerçek kişilerden ancak Cumhurbaşkanı, Cumhuriyet Senatosu veya Millet Meclisi Başkanları, Başbakan, Anayasa Mahkemesi Başkanı, Genelkurmay Başkanı, Bakanlar, Kuvvet Komutanları ve Siyasi Parti Genel Başkanları çelenk gönderebilirler".
Buraya kadar çıkan sonuç son fıkrada belirtilen kişiler dışında zaten gerçek kişiler bayramlarda çelenk koyamazlar; bunun türbanlı türbansız ayırımı sözkonusu değildir. yani kimse kafasına göre gidip çelenk koyamaz.
Diyelim ki CHPli bayanın karşı çıktığı kadın bir derneğin temsilcisi olsun (çelenk koyabilirler, tüzel kişilik çünkü) bu durumda da karşımıza yönetmeliğin 13. maddesi devreye giriyor. Madde 13 der ki:
Toplanma yerinde yapılacak denetim sırasında, günün anlam ve önemi ile bağdaşamıyacak bir görünüm veya uygunsuz biçimde giysi ile geldikleri görülen taşıyıcılar ve beraberlerindeki çelenkler sıralamaya alınmaz.
Şimdi tartışma türbanla çelenk konulabilir mi mevzuat açısından uygun mu? ya da diğer bir deyişle uygunsuz biçimde bir giysi sayılır mı türban?
kişilerin yapmış olduğu hareketlerin geneli bağlamaması cehaletin her görüşte var olması...cehaletin pirim yaparak hepimizin bunun üstünde kafa patlatması.
chp içinde yer alan bu zihniyetin ne kadar tehlikeli olduğunu göstermektedir. toplumu ayırmaktadırlar,
üstelik chp içinde bu kitle hiçte azımsanacak bir rakam değildir, üst yönetimlerde çok olmasalar da il ve ilçe bazındaki kadrolarda baya baya hakimdirler.
adim gibi eminim ki bu kadin cumhuriyet mitinglerinde "laiklik elden gidiyor" diye bagiranlardandir. Ataturk bu kadini gorseydi yuzune tukururdu herhalde. sanirim tek soylenecek soz : allah akil fikir versin
bu bir düşmanlık sonuçu oluşmuş ise çok acı bir eylem... yok duşmanlık değil de * belirttiği gibi kısasa kısas mantığı ile yapılmışsa oldukça komik bir eylem...
siyasi düşüncelerimizi ve onların temsilcilerini de kendi inatlaşmalarımıza kurban etmemiz ise sanırım sadece türkiye'ye özgü bir davranış...
şimdi sıra kimde?
mini etekli diye meclis genel kuruluna bayanları almayarak bu olaya misilleme yapacak olanlarda...
sonra?
yine bir tören ve yine bir başörtü krizi hemde bir öncekinden daha kin ve nefret dolu bir şekilde...
sonrasında ise; sür bakalım şu ekmeğe kaymağı...
hala inanç ve ideolijik savunmalarımızı doğru dürüst yapamıyoruz, ilkokul çocukları gibi inatlaşarak siyaset yapıyoruz... (bkz: seçim mitingleri)
ucuz siyaset sonucu söylenmiş saçma bir söz. hiç kimse mini etek giyince laik olmaz hiç kimse türban takıyor diye şeriatçı olmaz. önemli olan insanların düşünceleri eylemleri. laikliği bilmeyenleri çıkıp konuşturduğumuz gibi dini bilmeyenlerinde çıkıp konuşmasına izin veriyoruz. yazık bize nasıl ilerleriz diye nasıl gelişiriz diye konuşcağımız yerde hala milletin mini eteğiyle, türbanıyla uğraşıyoruz.
zübeyde hanım açık mıydı acaba türban dediğiniz bazı insanların inançlarına göre başına giydiği elbisedir yani onu kötüleyenlere göre aslında, nesi batıyor size anlamıyorum kardeşim anlatan da yok ki herkes kötüleme peşinde...